İnsan ki, bu dünyada ilim öğrendikçe dünyaya karşı ilgisi ve alakası azalır. Ama bazı insanlar vardır ki bunun zıddına hareket etmektedirler. Dünyada her bir şeyin sahibi olmak için olmadık işlere başvururlar. Kazanırken helal mi yoksa haram mı diye hiçbir zaman düşünemez bir hale gelirler. Ahireti kazanmak için bu dünyanın bir imtihan yeri olduğunu unuturlar. Allah korkusu bu tip insanların kalplerinden silinmiştir. Öyle ki ne Allah’tan ne de kuldan korkar haleden uzaklaşmışlardır. Artık bütün emelleri bu dünyada mal, mülk, makam, mevki ve şöhret kazanmanın peşine düşmüşlerdir. Konu ile ilgili olarak Allah dostlarından Zünnun-i Mısri Hazretlerinin başından geçen şu hadise ne kadar insanlar için ders alınacak niteliktedir:
Zünnun-i Mısri Haüzretlerini talebeleri bir gün sabah vakti ağlarken gördüler! Üzülerek sebebini sordular. Hazreti Zünnun şunları anlattı: “Dün gece, mana aleminden bir nida geldi ki: “Ey Zünnun!... İnsanları yarattığımda, 10 bölük oldular! Onlara dünyayı gösterince, 9 bölüğü dünyayı istedi. Kalan bir bölüğü de, 10 bölük oldular! Onlara da, Cenneti gösterdim. Dokuz bölüğü, Cenneti istediler. Kalan bir bölük dahi, 10 bölüğe ayrıldı! Onlara da Cehennemi gösterince; dokuzu korkup dağıldılar!. Bir bölük kaldı. Bunlar ise; ne dünyayı, ne cenneti istediler; ne de cehennemden korktular! Onlara: “Ey kullarım! Ne dilersiniz? Sorumuza, hepsi birden: ‘Dileğimizi, ancak sen bilirsin!’ cevabını verdiler. Hazret-i Zünnun biraz nefeslenerek: “Şimdi, ey Müslümanlar! Ben hangi bölükte olacağımı, bilemiyorum! Mahrum bölümlerden oluruk korkusuyla ağlıyorum.” Buyurdu. Ve ilave ederek: “İnsanlar, Allah-ü Teala’dan korktukları müddetçe; doğru yolda yürüyorlar, demektir. Kalplerinden bu korku gitti mi, yollarını kaybederler.” Nasihatinde bulundu.
Rabbim o Allah dostlarının yaşadığı gibi yaşamayı, onların yazmış oldukları eserleri okumayı, anlamayı ve onların yolunda gitmeyi cümlemize nasip eylesin. Rabbim, her gün yatmadan önce kendini hesaba çekenlerden, günahlarını ve sevaplarını mizan terazisine koyanlardan ve kendine çeki düzen verenlerden eylesin. Âmin.
****
KUŞLUK NAMAZINDA SONRAKİ DUAMIZ!
Bilindiği gibi kuşluk namazı güneş doğup kırkbeş dakika geçtikten sonra kılınan nafile namazlardandır. Bu kılınan namaz akil baliğ olmuş herkesin kılması gereken bir namazdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in bir hadisinde belirttiğine göre kişi eğer bu namazı kılarsa vücudunda bunan 360 mafsalın (vücud organlarının) sadakasını vermiş olur. Kılmazsa bu mükellefliği yerine getirmemiş olur.
Kuşluk namazı ikişer rekâttan on iki rekâta kadar kılınabilir. Hiç kılmamaktansa en azında iki rekât kılınmaya çalışılmalıdır. Kuşluk namazını kıldıktan sonra kişi şu şekilde dua etmelidir:
“Ya Rabbi! Kuşluk senindir, güzellik senindir, nimet ve her şey senindir. Eğer rızkım gökte ise yere indir, yerde ise çıkar, uzakta ise yakınlaştır, haram ise helal eyle, dar ise genişlet ve elcağımıza ilet!...”
*****
NAMAZ SONU OKUYACAĞIMIZ DUA!
Her namazımızın sonunda yapacağımız dualara şunu da ekleyebilmekte fayda vardır:
“Allahümme Salli Ala Seyyidina Muhammed’in ve Ademe ve Nuhin ve İbrahime ve Musa ve İsa ve ma Beynehüm Minennebiyyine vel Mürselin, Salavatullahi ve Selamühü ecmain.”