İRFAN SOFRASI
Prof. Dr. Mehmet SARI
SOFRAMIZIN GIDASI: ÂKİF VE SAFAHAT-1-
Kıymetli okuyucularım. Kılınan teravih namazıyla, okunan Kur’an-ı Kerimiyle, tutulan orucuyla, heyecanla beklenen sahur ve iftarıyla bir mübarek Ramazan-ı Şerif ayına daha eriştik çok şükür. Aziz ve Celil olan Allah’ımız; “İnsanın oruç hariç her ameli kendisi içindir. Oruç ise benim içindir, mükâfatını da ben vereceğim” buyurur. Mübarek üç aylardan Recep ve Ramazan aylarıyla hazırlanıp büyük bir aşkla rahmet ayı Ramazan’da tutacağımız oruçlarımız kurtuluşumuza vesile olur inşallah.
Bu mübarek ayda camilerimiz, evlerimiz, sofralarımız gibi gönüllerimiz de bereketli olacaktır. Camilerde, televizyonlarda hocalarımızın, hatiplerimizin sohbetleriyle ve Kur’an-ı Kerim tilavetiyle gönüllerimiz gıdalanacaktır. İstedim ki, “İrfan Sofrası” Mehmet Âkif ve Safahat’la gıdalansın, bereketlensin. Her yıl Âkif’in vefatı, İstiklal Marşı’nın kabulü ve Çanakkale Muharebeleri’nin yıl dönümü münasebetiyle andığımız Âkif’i tanımakla birlikte onu hakkıyla anlayalım. Anlamakla kalmayıp onun Kur’an-ı Kerim kaynaklı sözleriyle hayatımızı yönlendirelim ve ilkelerini yaşayış haline getirelim. Âkif ve Safahat hayatımızın her safhasında olmalıdır. Çünkü onun hayatı, hayatının safhaları ve Safahat’ı, Kur’an-ı Kerim temellidir. Camiden okula, mahalleden aileye, eğitimden ibadete, adaletten ahlaka, çalışmadan umuda Safahat’taki şiirler ayet ve hadislerden beslenmiştir. Bizim de şu mübarek Ramazan-ı Şerif’te gönüllerimiz ile sahur ve iftar sofralarımız Âkif ve Safahat’la gıdalansın. Âkif’i ve Safahat’ı anlamak yaşamak demektir. Yaşayış haline getirilmeyen inançlar ve idealler unutulmaya, dejenere olmaya mahkumdur.
Öyleyse, mübarek Ramazan-ı Şerif’e; Âkif’in 7 Ramazan 1329, 18 Ağustos 1327 (1911)de yazdığı ve Sıratımüstakim(No: 156)de neşr edilen, başında A’raf sûresinin 155. âyeti (Meâli: “İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden, bizi helâk eder misin, Allahım?...”) (Safahat, 1977: s. 567) yazılı olan ve Safahat’ta “Azgınlar” başlığı altında yer alan şiiri ile girelim:
“Ramazan geldi zamanında bu yıl, hamdolsun,
O biraz belki azaltır çekilen âlâmı.
Hastalık, zelzele, yangın, karışıklık, kıtlık,
Daha binlerce felâket eziyor İslâm’ı,
“Halk çok azdı da ondan bu belâlar…” deniyor;
Azmayan yok mu, bütün ehl-i sıyâm azgın mı?
Kimse, yâ Rab, süfehâ onları imhâl etme,
Yoksa, bir millet-i ma’sûmeyi pâ-mâl etme” (Ersoy, 1977: s. 567)
Bu yıl Ramazan (ayı), (tam) zamanında geldi hamdolsun,
O belki, çekilen acıları biraz azaltır.
Hastalık, deprem, yangın, karışıklık, kıtlık,
Daha binlerce felâket Müslümanları eziyor.
“Halk çok azdı da ondan bu belâlar…” deniyor;
Azmayan yok mu, bütün oruçlular azgın mı?
Ey Allah’ım, zevk ve eğlenceye düşkünler kimse, onları yarına bırakma,
Yoksa, bir suçsuz milleti ayak altında bırakma)
Bundan tam 112 yıl önce yine bir Ramazan ayında; hastalık, deprem, karışıklık, kıtlık gibi sıkıntıların yaşandığı bir zamanda yazılan şiir sanki günümüz için yazılmış gibidir. Allah cümlemize, şu mübarek Ramazan-ı Şerif’te uyanma, çalışma, aklıyla hareket etme ve İslâm’ı hakkıyla yaşama nasip etsin.
İbadetleriniz makbul, dualarınız kabul, sağlığınız ve sofralarınız bereketli, Ramazanınız mübarek olsun kıymetli okuyucularım…