Adanalı Ziyâ ve “Afyonunun Kurtuluş Bayramına” Manzumesi
Otuz yedi yıl yaşadığı Afyonkarahisar’ın merkezini, ilçelerini ve köylerini gezip gören, halkı yakından tanıyan ve buralarda yakın dostlar edinen, Afyonkarahisar’da yaşadığı yıllarda Kocatepe’yi, İstiklâl mücadelesini, kurtuluşu gören ve zaferi yaşayan, bu milli değerlerimizin her biri üzerine şiirler yazan Ziyâ, bir tevafuk olarak Afyon’un kurtuluş günü Hakk’ın rahmetine kavuşur.
Dünkü yazımızda adı geçen Afyonkarahisar’daki dostlarından Bekir Sıtkı Sencer’in diliyle söyleyelim: “Merhum üstadın göçüşü öyle bir güne rastladı ki, sanki şâir kendini unutturmamak için, unutulmak ihtimali olmayan bir günde cihana vedâ etti. Bunun içindir ki her yıl bu kutlu ve mutlu gün gelince rahmetli üstad da hatırlara gelir” (“Adanalı Ziya ve Afyon’un Kurtuluş Yıldönümü”, Taşpınar, C.7, S. 77, Ağustos, 1939, s. 95).
Bugün üzülerek söyleyeyim ki, Ziyâ unutulmuş gibidir. Onunla ilgili olarak Türkeli gazetesinde yayımlamaya başladığımız yazılarımızdan ilkinin çıktığı 26 Ağustos 2020 Çarşamba günü, Kocatepe Kabristanı’na giderek, merhum dedemizin, 28 Ağustos 2020 Cuma günkü yazımızda yerini anlatmaya çalıştığımız, Afyonkarahisar’da geçirdiği otuz yedi yıl gibi sessiz, yalnız ve dikili bir taşı bile bulunmayan tahmini kabri başında tek başıma okudum ve gözlerim dolu dolu oldu...
Bir ara hâmûşânda Ziyâ’nın yaşadıkları aklıma geldi, geçmişe daldım gittim. Genç yaşlarda tahsil için gittiği İstanbul’da yalnız kalışı, okulunu bırakıp işret âlemine dalışı, deli diye tımarhaneye atılışı, tevkif edilerek Fizan’a sürgün edilişi, Afyonkarahisar yıllarında onca dostu olmasına rağmen ruhen yalnız oluşu ve sessiz yaşayışı, sıcak bir yuvaya ve bir evlada sahip olamadan fâni âlemden göçüp gidişi tek tek gözümün önünden geçti. O insanî, felsefî ve tasavvufî şiirlerinin yanlış okumalarla katledilişi; geçmişte yaşadığı sıkıntılar aklına gelince çok üzüldüğünü, üzüntüsünden dolayı cildi üzerindeki her deliğin adeta dile gelip feryat ettiğini söylediği;
“Çekilen fâci‘alar geldi mi bir bir yâda
Her mesâmmım geliyor fem kesilip feryâda”
şeklindeki manidar beytinin;
“Çekilen fâcialar geldi mi bir bir yâde
Her mesânem geliyor-fem kesilip-feryâde”
şeklinde, beytin anlamını öldürürcesine amatörce yapılmış çalışmalarda yer alışı, bu duruma tepki gösteren bir kişinin çıkmayışı, kısacası Ziyâ’nın anlaşılmayışı, şiirlerinin katledilişi ve adeta unutuluşu aklıma gelince kendimi tutamayıp katıla katıla ağlamaya başladım. Sesim çok çıkmış olmalı ki, şehitliği ziyarete gelen orta yaşlarda bir vatandaş, üzeri yosun tutmuş beton duvarın dibinde, uzun zamandan beri tıraş olamadığım için biri birine karışmış saç-sakallı ve yüzümde maske takalı halimle ağladığımı görünce, belki merakından belki de beni sakinleştirmek için yanıma yaklaştı. Bir taraftan perişan halime, bir taraftan bulunduğum ve ağladığım yerde önümde bir kabir, bir kabir taşı bulunmadığı halde ağlayışıma bir anlam verememiş şekilde bakıyordu. Yarı şaşkın, yarı ürkek bakışlarla, hiç bir şey diyemeden yanımdan uzaklaştı gitti...
Şiirlerinde vatan, zafer, kurtuluş, cumhuriyet ve Atatürk kavramları çokça geçen Adanalı Ziyâ’nın eski tarzda aruz ölçüsüyle yazdığı “Afyonun Kurtuluş Bayramına” adlı manzumesi çok beğenilmiş; yakın dostlarından şâir ve hâfız Bekir Sıtkı Sencer tarafından Taşpınar’da ve buradan iktibas edilerek bazı yazılarda -küçük yanlışlıklarla- yayımlanmıştır. Söz konusu manzumenin Arap harfli ve tarafımızca kurulan yeni metni aşağıdaki gibidir:
Nur, Nu: 40-41, 31 Ağustos 1927,
s.1, Afyonun (27-Ağustos) Kurtuluş Bayramına
AFYONUN KURTULUŞ GÜNÜNE
Fe'ilâtün Mefâ'ilün Fe'ilün
(Fâ'ilâtün) (Fa'lün)
I
“İnfilâk-i sabâh-i nusretimiz
Yine saçdı cihâna şa'şa'alar
Matla'-i tâbdâr-i satvetimiz
Hep bu gündür bu rûz-i fahr-âver
II
Bugün ol gün ki âfitâb-i zafer
Kahraman Türk’ün alnına çağdı
Ser-i makhûr-ı düşmene yer yer
İnhizâm yıldırımları yağdı
III
Bugün etdi bütün ta'arruzu lâl
Milletin müstehakk-ı hürrmetidir
'Ufkumuzda hilâl-i istiklâl
Bu günün yâdigâr-ı satvetidir
IV
Öyle fevvâre-i şehâmet ki
Bir kesilmez şu'â'-i bârikadır
Hâme-i dehre tâ-ebed belki
Vasfı müşkil yegâne hârikadır
V
Vatan evlâdına bugün bayram
İnşirâhın gumûm sürgünüdür
Hakkıdır kadr ü şânını i'zâm
Afyon’un şanlı kurtuluş günüdür
VI
Anmamak böyle günde kabil mi
Vatanın menba'-i rehâ paşasın
Vasfa sığmaz seciyesi 'ilmi
Yaşasın Mustafa Kemâl yaşasın”
(Bu bilgiler, yakında yayınlanacak olan “ADANALI ZİYA ve ŞİİRLERİ” adlı kitabımızda kaynakları ile birlikte daha geniş ele alınmıştır).
(YARIN DEVAM EDECEK)