“Adanalı Ziya ve Evrâk-ı Hazân” Adlı Kitaptan Bir Sayfa
Adanalı Ziyâ’nın, Osmanlı Türkçesi bilinmediği ve “ihtisas” bilgisi bulunmadığı için okuma hatalarıyla katledilen bir gazeli üzerinde dünkü yazımızda esefle durmuştuk. İşte o gazelin, Konya Mevlâna Müzesi A. Gölpınarlı Kütüphanesi’nde (Yz. 212, vr. 56b; Yz. 68, s. 3) yer alan Arap harfli el yazması Mecmû’a’dan okuyarak oluşturduğumuz Latin harfli metni ve el yazması nüshaları görüldüğü gibidir. Dünkü yazımızda yaptığımız değerlendirmeler ile bugünkü metinleri akıl, ilim ve vicdan sahiplerine bırakmak istiyorum.
GAZEL
Mefâ'ilün Mefâ'ilün Mefâ'ilün Mefâ'ilün
O şûh nâz göstere niyâz eder gider gönül
Metâ'-ı bî-niyâzdan zavallı bî-haber gönül
Niyâz-gûnânenin sonu belâ-yı nâzdır
Bırak şu vaz'ı sen de ol deminde kâm-ver gönül
Cihânda yoksa her-kesin başında bin belâsı var
Nedir yolunda çekdiğim benim bu derd-i ser gönül
Ayaklar altına düşüp sürünmek artık elverir
Düşün ki ben ne sâyeyim ne seng-i reh-güzer gönül
Mecmû’a, Mevlâna Müzesi A. Gölpınarlı Kütüphanesi, Yz. Nu: 68, s. 3
Mecmû’a, Mevlâna Müzesi A. Gölpınarlı Kütüphanesi, Yz. Nu: 212, vr. 56b.
(Şiirin tenkitli metni, yakında yayımlanacak olan “ADANALI ZİYA ve ŞİİRLERİ” adlı kitabımızda verilmiştir).
(YARIN DEVAM EDECEK)