Allah’ın nurlarına karşı bu kıyascıkları ileri süren İblis’ti. Dedi ki: “Şüphe yok, ateş topraktan daha faziletlidir, ben ateşten yaratıldım. Âdem ise kara topraktan.
Şu halde fer’i (ikinci derecede olan) asliyle kıyas edelim, (fer’i olan) Âdem zulmettendir, biz aydın nurdan”
(Buna karşılık) Allah buyurdu ki: “Hayır soy sop yok (Mü’minûn 101) Fazilet ve şerefin mihrâbı zûhd ve takvâdır (dince yasaklanan eylemlerden sakınıp, dinin buyruklarını yerine getirmek) (Hucurat.13)
(Zûhd ve Takvâ) bu fani dünyanın mirası değildir ki soy sop yüzünden onu elde edesin; bu can mirasıdır.
Hattâ Peygamberlerin mirası. Bunun vârisi takvâ sahibi olan canlardır.
O Ebu Cehil’in oğlu açıkça tam bir mü’min oldu. Şu Nuh Peygamber’in oğlu yolunu şaşıranlardandı.
Topraktan yaratılan (Âdem) ay gibi münevver oldu; ateşten yaratılan sen kara yüzlüsün, yürü git” dedi.
Bu kıyaslar, bu araştırmalar; bulutlu günde veya gecenin karanlığında kıbleyi bulmak içindir.
Fakat güneş doğmuş, Kâbe’yi karşında görünce kıyasa ve araştırmaya lüzum kalmaz ki.
Kıyas yüzünden Kâbe’yi görmezlikten gelme, ondan yüz çevirme. Doğruyu Cenâb-ı Hak bilir.
Hak (vahiy) kuşundan bir ses duyunca, onun sadece zahiri (mânâsı)nı bir ders gibi ezberlersin.
Sonrada kendince kıyaslar yapıp hayâlin tâ kendisini hakikat sanırsın.
Allah abdallarının öyle ıstılahları (herkesin anlayamayacağı söz) vardır ki, onlardaki mânâdan kelimelerin ve sözlerin haberleri dahi yoktur.
Hak kuşu (vâhiy) dilini sen yalnız ses bakımından öğrendin; bundan dolayıda yüzlerce kıyas ve heves uyandırdın. (Nemi.16)
KONUNUN KISA AÇIKLAMASI
Allah’ın nuru olarak ruhları ve kâinatı aydınlatan Hak kelâmına (nass) karşı kendi yaratılışını Hz.Adem’in yaratılışıyla mukayese ederek kıyas yolunu ileriye süren ilk mahluk Şeytan’dı.
Cenâb-ı Hakk’ın buna buyruğu şöyle oldu ki: “Soya sopa bakılmaz, faziletin mihrabı ilâhi emrin men ettiklerinden kaçınanlar ve Allah’a tam bir gönül hulusiyle ibadette bulunanlardır.”
Topraktan yaratılan insanı ilâhi nurla aydınlatarak, maneviyat göklerinin güneşi yapmak, Allah’ın insanlara büyük armağanıdır.
Sana gelince ey şeytan! Ateşten yaratıldığın halde ilâhi nurdan mahrumsun. Sen şeytan, aydınlatamazsın ancak yakarsın ve bunun için Allah tarafından soğulmuşsun.
Hz.Mevlânâ
Mesnevi-3396-3410. Beyitler.