Yaşadığımız bu büyük deprem sonrası birçok konu gündeme geldi. Bunlardan birisi de Kızılay’ın deprem afetindeki durumu ve kapasitesiydi. Özellikle çadır konusunda ihtiyaçların tam olarak karşılanamaması ile birlikte bölgede acil ihtiyaç olan çadırların diğer yardım kuruluşlarına satılmasıydı. Kızılay sadece şimdi değil 17 Ağustos 1999 depreminde de çok konuşulan olmuştu. Cemil Çiçek, Abdullah Gül, Salih Kapusuz, Faruk Çelik gibi tanıdığımız isimlerin de içinde bulunduğu 22(yirmi iki) milletvekili Türkiye Kızılay Derneğinin gelir kaynaklarının ve faaliyetlerinin araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önerge vermişlerdi. “Deprem sonrası, yaşananlar dikkatle değerlendirildiğinde, görevi, varlık sebebi bugünlerde insanımızın yardımına koşmak olan Türkiye Kızılay Derneği kendinden bekleneni vermemiş, verememiştir. Tam bir sorumsuzluk ve başıboşluk örneği sergilemiştir. Sorumluluğunun gereğini yapmamıştır. Bu vesileyle, basında yer alan haber ve yorumlar incelendiğinde görülmektedir ki, Türkiye Kızılay Derneğinin tüm çalışmalarının gözden geçirilmesinde, kaynaklarının nasıl ve ne ölçüde maksada matuf kullanıldığının belirlenmesinde, bu tür felaketler karşısında daha duyarlı, daha verimli ve daha sorumlu hizmet ortaya koymasında alınacak çok yönlü tedbirlerin incelenip araştırılması açısından, Anayasanın 98, İçtüzüğün 104 üncü maddelerine göre Meclis araştırması açılması zarureti hâsıl olmuştur.” (TBMM TUTANAK) Bu önergede ifade edilen Kızılay’ın genel olarak tüm yönleri ile gözden geçirilmesi, kaynaklarını nasıl kullandığının incelenmesi ve bilinmesi, hizmet sorumluluğunun artırılması, gelirlerini maksadına uygun kullanıp kullanmadığının denetlenmesi hususu bugün içinde lazımdır hatta elzemdir. Çünkü Kızılay milletindir. Milletin emeğinden, alın terinden çıkan kazançlar orada toplanır. Artık her afette konuşulmayacak daha doğrusu konuşulmak zorunda kalınmayacak bir Kızılay inşa etme zamanıdır.