KORKU İNSANI KÖR EDER
José Saramago (1922-2010) Portekizli bir yazar. 1995’te yayımladığı “Körlük” adlı romanıyla dünyada tanınmış. 1998’de Nobel Edebiyat ödülüne layık görülmüş. Yazdığı romanda korkunun günümüz insanı nasıl kör ettiğinden bahsetmiş. “Korku, insanı kör eder, dedi koyu renk gözlüklü genç kız, Haklısınız, gözlerimiz görmemeye başlamazdan önce bizler zaten kör olmuştuk, korku bizi kör etmişti, aynı korku yüzünden körlüğümüz sürüp gidecek.” (s. 149) Hakikaten korku doğru yönetilemediği takdirde insanı kendi içinden tehdit eden ve manevi kuvvetini sarsan bir duygudur. Mesela siz maddi gözünüzle korkunç bir şey görmeseniz bile zihninizde ürettiğinin korku ve endişeler size korkulu bir şeyler yaşayacakmışsınız gibi hissettirir. Çünkü korku insanın en zayıf damarıdır. Bazı kötü şahıslar korku damarını kullanılarak diğer insanları istediği gibi kontrol edebilir. Korkunun beslendiği en önemli kaynaklardan birisi de ümitsizliktir. Ümitsizliğe düşen insan korkuya sarılır. Korkular sayesinde korunduğunu ve kendisine gelebilecek zararları bertaraf ettiğini düşünür. Bu nedenle bir şeylerin düzelmeyeceğine ve değişmeyeceğine inandırılmış olmak aslında korkuyla yaşamaya mecbur kılınmak demektir. Korku denilen mevhum kuvvet eğer bizim üzerimiz hâkimiyetini kurarsa silsile hâlinde çeşitli korkuları meydana çıkartır. Bizi her taraftan kuşatan korkular hayatımızı yaşanılmaz ve çekilmez hâle getirir. Korku her şeyin önüne geçerek bizim hayatımızın belirleyici bir unsuru hâline gelir. Korkularla yönetilen bir hayatımız olur. Bu vaziyetten kurtulmanın çaresi bilinçli korkutmalara meydan vermemek ve onların oyununa gelmemektir. Korkularımız tahrik edenler fark edilmelidir. Korku nedeniyle kör olmadan kör olmuş gibi yaşatılmak yanlışına düşülmemelidir. Bazı yazımızın devamı gelecektir.