SİZİN ORADA ÖLÜM KAÇA?
Geçen ki ihmâl yazımızda da belirttiğimiz gibi ihmâl ile ölmek veya bir yakınını ihmâl sebebiyle kaybetmek insan için saçını başını yolduran bir durum. İhmâl sahiplerine karşı niçin tedbir almadınız diye bağırası geliyor insanın. Bir insanı yetiştirmek ne kadar zor ise bir insanı kaybetmekte o kadar kolay olmamalıdır. Ucuza ölüm kalmamalıdır. Sizin orada ölüm kaça? Çok mu ucuz? Diye sorulmasından kurtulmak lazımdır. Yolda geçerken açıkta bırakılan elektrik kabloları çarpmamalıdır insanı. Altı boşalan raylar sebebiyle tren kazaları yaşanmamalıdır. Madenlerde olması gereken önlem ve tedbirlerin ihmâl edilmesi nedeniyle yüzerlerce işçimiz ölmemelidir. Yangına müdahale sistemi olmamasından dolayı insanlarımız çaresizce yanmamalıdır. Artık basit ihmâller büyük acılar bırakmamalıdır. Keyfi muamele ve uygulamalar insanların hayatlarına mâl olmamalıdır. Başkasının ihmâli gelip benim hayatımı bulmamalıdır. Kötü kullanmaya müsait olan zeminler ortadan kaldırılmaları, ihmâl hususunda kimseye en küçük bir taviz verilmemelidir. İhmâlin küçüklüğüne göre değil ortaya çıkardığı büyük sonuçlara göre cezalandırma yapılmalıdır. İhmâle uğrayan mağdurun hakkı ihmâle sebep olanlardan hakkıyla sorulmalıdır. Bu tür ihmâl geçici bir gündem gibi görünüp kaybolmamalıdır. Olayları unutmak hususunda ki hızımız kadar ihmâlleri önleme hususunda da hız kazanmalıyız. İhmâle kapı açan her vaziyeti hemen yerinde gidermeliyiz. İhmâllerin dönüp dolaşıp yine bizi bulacağını aklımızdan çıkartmamalıyız. Risale-i Nur eserlerinde ifade edildiği gibi; “Bir masumun hakkı, bütün halk için dahi iptal edilmez. Bir fert dahi, umumun selâmeti için feda edilmez. Cenâb-ı Hakkın nazar-ı merhametinde hak haktır, küçüğüne büyüğüne bakılmaz. Küçük, büyük için iptal edilmez.” Hakkın ve adaletin küçüğü-büyüğü olmaz. İhmâller sebebiyle bir kişi de zarar görse bin kişi de zarar görse aynıdır. Onun için benim ihmâlimden ne olacak denilemez.