Yazımızın başlığını deneyimli gazeteci Afşin Yurdakul belirledi. Afşin Hanım Habertürk kanalına veda etti. Vedasını şu sözlerle açıkladı; “Bugün bu ekranda son yayın... 10 yıl, çok uzun bir süre. Bu ekrandayken hep krizlerle boğuştuk diyebilirim. Tüm birimlerde omuz omuza çalıştığımız arkadaşlarıma ve izleyicilere teşekkür ediyorum. Bu kısım belki en duygulu olanı olacak, beni hep 'Dünyada en iyisi neredeyse git öğren evladım sonra gel ülkende hizmet et' diye yetiştiren rahmetli anneme ve canım babama teşekkür ediyorum. Bu meslek büyük bir kıskaçta; demokrasi olmadan, hukukun üstünlüğü olmadan, ifade özgürlüğü el üstünde tutulmadan nefes alamaz. Nefes aldırmak hepimizi görevi. Dünyanın bu kritik zamanında ülkeme de hakkıyla demokrasi, adalet, refah, ferahlık diliyorum. Türkiye'nin bütün renkleri, bütün renklerine emanet olsun. Allah'a ısmarladık." Evet, Afşin Hanım veda etti ama bu işi yapan tüm meslektaşlarına da sizin de vedanız yakındır mesajı verdi. Veda mesajında demokrasi azaldıkça sesiniz de kısılmaya başlar hatta sesinizden öte nefes bile alamaz hâle gelirsiniz hatırlatması çok önemliydi. Gazetecilik, yayıncılık ve televizyon programcılığı gibi işler ifade ve söz hürriyetinin olduğu, demokrasinin tam manası ile işlediği yerlere has bir meslektir. Olmayan yerlerde ise zar-zor, kör-topal, ağır-aksak dostlar alışverişte görsün kabilinden ilerler. Bizim de basınımız var diyecek kadar bulundurulur. Unutmayalım ki demokrasinin kalitesi düştükçe bu mesleğin de kalitesi düşer. Meslek ehil olmayanların ellerine kalır. Yani bu meslek demokrasiye endeksli bir meslektir. Ne kadar demokrasi o kadar kaliteli basın. Bu meslek emir talimat zincirini kaldırmaz. Eğer o zincirin içine hapis olursa sadece söylenenleri aktaran bir borazan hükmüne geçer. Fikir üretme ve yorum yapma kabiliyetini yitirir. Hâdiseleri farklı yön ve boyutları ile değerlendirebilme yeteneğini kaybeder. Üretken değil taklitçi basın ortaya çıkar. Son söz olarak Afşin Hanıma seslenmek istiyorum. Efendim siz gibi işini iyi yapan insanlar gittikçe bu mesleğin değerleri ve ilkeleri de gidiyor. Geriye kalan ise birkaç kaba gürültü yapan sakallı çocuklar…