Zulüm denilince elindeki güç ve imkânla, insan haklarına, genel kabul görmüş yasalara, vicdana aykırı olarak başkasına yapılan kötülük, işkence, acımasız, kıyıcı, eziyet, cefa, zorbalık vs. davranış anlarız. Bu eylemleri yapanlara da zalim deriz.
Zalim; İnsanlara zulmeder, diğer canlılara zulmeder, doğaya zulmeder. Sonunda kendine zulmeder.
Kendi hakkına razı olmayıp başkasının hakkına zorla, hileyle sahip olmaya çalışmanın zalimlik olduğunu bildiğimiz gibi, elindeki çöpü sağa- sola atmanın, yerlere tükürmenin, çevreyi kirletmenin de, etrafımızda dolaşan hayvanları rahatsız edici, canını yakacak hareketlerde bulunmanın da zalimlik olduğunu bilmeliyiz. Gelişi güzel orta yere atılan pisliğin yarattığı kirlilik orada yaşayan insanlara rahatsızlık verdiğini bunlarında zalimlik olduğunu aklımızdan hiç çıkarmamalıyız.
İşini zamanında düzgün yapmayan işçi, memur, esnaf. Çalışanlarının hakkını vermeyen patron. Görevini hakkıyla yerine getirmeyen bürokrat, üst düzey yönetici. Vatandaşın hak ve menfaatlerini korumayan, aralarında adaleti, eşitliği gözetmeyen huzur, müreffeh ve mutlu yaşam ortamı sağlamayan politikacıda zulme sebebiyet vermiş demektir.
İnsanın kendine ettiğini bir başka canlı yapmıyor. Doğaya düşüncesizce yaptığımız tahribat eninde sonunda bize felaket olarak dönmektedir. Dere kenarlarını imara açmanın sonucu sel baskınları olmakta. Ormanları bilinçsizce kesmemizin, yakmamızın sonucu kuraklık, toprak kayması olmakta. Havayı kirletmenin neticesinde sağlığımız tehlikeye girmekte türlü türlü hastalıklarla boğuşmaktayız. Küresel ısınmanın yarattığı mevsim değişimleri, suyu bilinçsizce kullanmanın, israf etmenin sonunda temiz su bulamama tehlikesinin baş göstermesi. Nihayetinde bunlar insanoğlunun doğaya yaptığı zalimliğin sonucudur.
İnsanların muhatap olduğu her türlü rahatsızlık veren tavır ve davranış, huzursuzluk kaynağı maalesef yine insanın yapıp ettiğidir. Savaşlar, terörist eylemler, şiddetin çeşitlerinden tutun çatık kaşla bakıp surat asmaya kadar her yürek burkan olay mağduriyet yaratmaktadır. Acaba insanın huzur ve mutluluğunu gölgeleyen olayların olmadığı zaman ve mekân var mıdır derseniz olumlu cevap vermek çok zor. İmtihan dünyasında böyle bir ortamı bulmak mümkün değil. O aranılan yaşam ancak ahirette mümkün tabii ki hak eden için.
Lakin bu tür olumsuzlukları, zulmü azaltmak, mazlumun yanında olup acısını hafifletmek, mümkün olduğunca zalimin zulmüne engel olmak bütün insanların ortak sorumluluğu. İllaki yanlış yapan, kendine, nefsine hâkim olamayan, şeytanın peşi sıra gidip yoldan çıkan, taşkınlık yapan olacak. Bunun karşısında hakkı ve adaleti önceleyen, iyi ve güzeli, yardım ve fedakârlık yapmayı önemseyen bunun için gayret gösteren sabırlı, azimli insanlarda olacak. Bu iyi ile kötünün mücadelesi dünyanın sonuna kadar devam edecek.
Allah (C.C) hepimizi aktif iyilerden olan görevimizi hakkıyla yerine getiren ve kötülüğün her türlüsüne engel olmaya çalışanlardan eylesin. İnsanlara, çevreye zulm etmekten ve zulme uğramaktan Allah korusun.
Allah nasip ederse bir sonraki yazımızda Kur’an da farklı ayetlerde geçen zulümden ve zalimden bahsedeceğiz. sağlıcakla kalın hoşça kalın.