Siyaset kelimesi kullanıldığı yere göre anlamı değişen, zaman içinde kök manasından uzaklaşmış Arapçadan dilimize geçen bir kelimedir. Yönetmek, eğitmek, yetiştirmek anlamına gelir. At ve deve gibi hayvanların yetiştirilmesi ve terbiye edilmesi işiyle uğraşan kişilere de seyis denilmiştir.
“İslâm siyaset düşüncesinde sorumluluk sahibi hür insan kavramlaşmış bütün siyasî faaliyetlerin temel aktörü olarak kabul edilir. İslâm’ın insan tasavvurunda kul olma bilincine sahip kişi, hür iradesiyle ve seçme yetisine sahip olarak yaptığı işlerden her iki dünyada sorumlu tutulacağına inandığından kendi içinde uyumlu ve dengeli bir yaşam kurmaya, bu uyum ve dengeyi toplum ve tabiatla ilişkisinde de gözetmeye çalışır. Dolayısıyla Müslüman fert ile İslâm tasavvuruna göre inşa edilmiş toplum ve devlet arasında çatışma değil uyum söz konusudur.
İslâmiyet yönetim biçiminden ziyade ehil ve emin bir kişinin seçimle iş başına getirilmesine, devlet başkanının mutlak değil sınırlı bir iktidara sahip olduğu ve Allah’ın huzurunda hesap vereceği bilinci içinde istişare esasına göre iş görüp adaletle hükmetmesine öncelik vermiştir.”(D.İ.A )
Siyaset; Şehir ve insanların yönetimi, onların müreffeh, iyi bir hayatı sürmelerini sağlama, devleti idare etme, çatışan menfaatleri uzlaştırma sanatı ve bilimidir. İnsanları idare etme bilim ve sanatını erdemli, ehil, liyakatli, dürüst insanlar yapmalı. Bu tür siyasi faaliyete rahmetli Aykut Edibali rahmani siyaset diye tanımlar ve ibadet şuuru ile yapılır der.
Rahmani siyaset yapanlara selam olsun.
Siyaset caziptir. Çünkü iktidarı ele geçirmeyi hedefler. İktidar sınırsız güç demektir. Bu yüzden iktidarı ele geçirmek isteyenler kazanmak için her yolu mubah görürler.
Maalesef ülkemiz siyasi hayatı; siyaset kirlenmiştir, köşe dönmenin kısa yolu, kayırmacılık, partililere ve akrabaya devlet imkânlarını peşkeş çekme, öznel ve adil olmayan şekilde yapılan ayrımcılıkla anılır olmuş. Kurnaz, zalim ve insanları manipüle eden, edebilme özelliğine sahip olan, verdiği sözde durmak zorunda olmayan yöneticiler, kişisel amaçlarını gerçekleştirebilmek adına ahlaki olmayan yollara başvurarak diğer bireyleri süfli emelleri istikametinde yönlendirmeye çalışır olmuşlardır.
Söz verdiğinde sözünde durmayan, ülkeyi yönetme yetkisi emanet edildiğinde emanetin gereğini yerine getiremeyen, konuştuğu zaman yalan konuşulan siyasi faaliyetlere Rahmetli Aykut Edibali şeytani siyaset diye tanımlardı.
Bugün bazı siyasilerin ağzından çıkan kelimeler, kullandığı dil, hal ve tavır, üslup medeni insanların tasvip etmesi mümkün olmayan seviyede. Siyasetin bu derekeye düşmesi geleceğimiz açısından vahim bir durumdur.
Siyasetin kokuşmuşluğu, çürümüşlüğü karşısında erdemli, ehil, liyakatli, emin ve güvenilir bilgili kişilerin kimileri siyasetten şeytandan kaçar gibi kaçmaktalar, cesaret edenlere de maalesef halk itibar etmemekte. Sonuçta iyi idare edilmeyen, ekonomik çöküntü yaşayan, çile ve ıstırap çeken mutsuz insanlar ülkesi haline gelinmiş.
Ülkenin selameti için sorumluluktan kaçınılmamalı meydan, Sinsi ve kurnaz tilkilere, kuzu postuna giren kurtlara, saçı bitmedik yetimin malına çökenlere bırakılmamalı.
Rahmani siyaset yapanların seçilip iş başına geçtiği günlerin yakın olması dilek ve arzusu ile hoşça kalın, sağlıcakla kalın.