TORUNUM BAYRAMIN KUTLU OLSUN
Torunum her 23 Nisan sizin bayramınız. Kutlu olsun. Bunu bize büyüklerimiz çocuk bayramı diye öğretti. O gün içimizde bir sevinç oluşur kelebekler gibi uçuşurduk. Çeşitli elbiseler giyinir caddelerde sıra sıra dizilir, el ele tutuşur güle oynaya büyüklerin önünden geçerdik. Sonradan öğrendik bunun adı Resmi Geçit, bayramın adı da “Milli Hâkimiyet Bayramı” imiş. Çocuklar mutlu olsun diye de 23 Nisan Çocuk Bayramı denilmiş.
Torunum benim dedelerim Padişah zamanında yaşamış, babam da Padişahtan bizi kurtaran kurtarıcılar zamanını görmüş. Bizlere okullarda Padişahlık dönemi; bütün ülkenin tek adam tarafından yönetildiği, buna padişah denildiği, insanlarında onun kulu kölesi olduğu, halkın hiç söz hakkının olmadığı hatta canının, malının bile güvencesi olmadığı şeklinde öğretildi. Padişahın ağzından çıkan her sözün kanun olduğu karanlık günler yaşandığı, padişahların cahil, geri kafalı, lükse düşkün, savruk, sevmediklerini süründüren, yakınlarını ihya eden, ülke ekonomisini batıran, düşmanla işbirliği yapan, devletimizi yıkan, vatanımızı düşmanlarımıza peşkeş çeken kişiler olduğu anlatıldı.
Bizimde üç kıtaya hükmeden güçlü, kudretli bir Devletimiz vardı. Başımızdakilerin kötü yönetimi sonucu Devletimiz yıkıldı, vatanımız düşmanlar tarafından işgal edildi ve bağımsızlığımız elimizden alınmak istendi.
İşte bu karanlık günlerde Dedelerimiz, Ninelerimiz el ele vererek hep beraber bir mücadeleye giriştiler. Atatürk’ün liderliğinde Anadolu’da Heyet-i Temsiliye oluşturup seçimle oluşan vekillerle Ankara’da Büyük Millet Meclisini topladılar. Büyük Millet Meclisi "Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir" ilkesi ile 23 Nisan 1920'de açıldı. Sizin bayramınız olan bugün Hâkimiyet milletindir diyenler yeni bir mücadeleye başladı. Bu mücadeleye bazıları soğuk bakmış, geri durmuş. Bir kısmı Padişah adına karşı çıkmış ama kahir ekseriyet mücadeleye katılmış destek vermiş nihayet savaşı kazanıp, Türkiye Cumhuriyetini kurmuşlar. Bu Cumhuriyeti koruma görevini de geleceğin idarecileri olacak gençlere ve çocuklara emanet etmişler.
Milletimiz her zor ve karanlık günlerde bir ve beraber olmayı başarmış, yeni bir devlet kurmayı, vatanını işgalden kurtarmayı, bağımsızlığını korumasını bilmiştir.
Daha sonrasında iç çekişmeler, kurtarıcıların kendi aralarında hâkimiyet kavgası, iktidarı kendi görüşüne yakın kadro ile yönetme arzusu, farklı görüş ve düşünceye tahammülsüzlük şikâyetçi olduğumuz tek adam yönetimine doğru hızlı bir dönüşü hızlandırmıştır. İlk Meclisin, Gazi Meclisin, Kurtuluş savaşını yöneten Meclisin feshedilmesi ve yeni Meclis oluşturulurken farklı görüş ve düşüncede olan Millet Vekillerinin seçimlere sokulmaması ilk başlarda tek seslilik iyidir gibi algılansa da zamanla birçok hukuksuzluklara sebep olmuş, halka iradesinin aksine uygulamaların dayatılması ülkede ciddi huzursuzluk yaratmış.
Halk zaman zaman bunalımdan çıkış yolları bulmuş, fırsatları değerlendirmiş ama akabinde yeni seçtiği efendiler yetkiyi ele geçirince eski astığı astık, kestiği kestik tek adam karakterine dönüşmüş buhranlı günler geri gelmiş. 1946 denemesi.1950 seçimleri. 1950 den sonra iktidarı ele geçirenlerin şikâyetçi oldukları Milli Şeflik dönemini aratır hale gelmesi. Dış müdahale ile gerçekleştiği bugün açık olan ihtilaller dönemi başlamış. Bazı zamanlar halkın iradesi sandığa kısmen yansıtılsa da genelde üst aklın dediği olmuş.
1980 sonrası Anayasal düzenlemelerle seçimler demokratik ve adil olmaktan çıktı, iktidar gücünü eline geçirenler yabancı aklıyla ve parası ile ülkemizi dışarıya bağımlı hale getirdiler. 1 Mart tezkeresinden sonra kuvvetler ayrılığı, güçlü Meclis ilkesini kendi açılarından mahzurlu bulan güçler Başkanlık adı altında tek adam rejimini yeniden bizlerin oylarıyla bizlerin başına sardılar.
Torunum işte sana bayram diye hediye edilen günün geçmişi. 105 yıl önce Hâkimiyet kayıtsız şartsız Milletin diye çıkılan yolun serüveni bu.
Torunum Atalarımızın kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin Tam bağımsızlık ilkesini koruyamadığımız, Yurdumuzda ve dünyada barışı sağlayamadığımız için özür dileriz. Ulusal paramızı Dünyanın en değerli parası, Ülkemizi itibarlı, zengin, güçlü, kuvvetli yapamadığımız için özür dileriz. İlimde, Fende, Teknolojide, en ileri seviyelere çıkaramadık. Medeniyetimizi en yüksek seviyeye getiremedik özür dileriz. Sizlere miras olarak; uluslararası tefecilere ödenmesi zor borç, sınırlarımızda savaş tehlikesi, kargaşa ve kriz bıraktığımız için özür dileriz.
Saygınlığı olan, Güçlü, kuvvetli, Mutlu, Müreffeh bolluk içinde huzurlu ülke bırakamadığımız için özür dileriz.
Bundan sonra iş sizde, Yeni kurtarıcılar bekleme. Aklı ve hikmeti kendine rehber edin. Gerçek demokrasi, dinle dost laiklik, bilim toplumu, barış medeniyetini kuracak, yeni aydınlanma döneminin önünü açacak, hukukun üstünlüğünü temin edecek, Kerim Devlet hedefini gerçekleştirmek için Yeniden Milli Mücadeleye katıl. Vatanına, Devletine, değerlerine sahip çık. Muhtaç olduğun güç, imanla dolu yüreğinde mevcuttur.
Hoşça kal, sağlıcakla kal.
Yorumlar
Kalan Karakter: