İmsak vakti ile ilgili kafa karışıklığı, Kur’an Ayetine mi? Yoksa Astronomi biliminin verilerine mi uymamız gerekiyor sorusunu akıllara getiriyor. Bu sorunun nedeni ülkemizde imsak vaktini farklı saatlerde gösteren üç ayrı vakit çizelgesinin olmasıdır. Söz konusu bu üç farklı imsak vakti belirleyen ve yayınlayanlara göre kendi çizelgelerinin Astronomi Bilimine ve Kur’an ayetine uygun olduğunu iddia etmeleridir.
Acaba öylemi?
Bu üç bir birinden farklı namaz vakti çizelgelerinin üçünün de doğru olma imkân ve ihtimali mümkün değildir. Bur da bir sorun var, ama ne?
Birinci imsak ve namaz vakit çizelgesi:
Gazi Ahmet Muhtar Paşa 1900 yıllar da Astronomik tana göre namaz vakti çizelgesi hazırlar. Gazi Ahmet Muhtar Paşa astronomi bilimi ile uğraşmış, kısa dönemde olsa da Sadrazamlık yapmış değerli bir Osmanlı Paşa’sıdır. Paşa yayınlamış olduğu Islah-ı Takvim adlı eserinde, imsak vakti için astronomik tanın esas alındığını, bunun Güneşin ufka yakınlığının 19 derece olduğunu, buna 2,5 derecelik ilave ile Güneş ufkun 21,5 derecenin altında iken imsak ve sabah namazı vaktinin başladığını yazar. Bunu hesaplarken Bakara suresi 187 ayeti esas almaz.
Astronomik tan nedir: Gök cisimlerini inceleyen bilim adamlarının sadece yıldız gözlemleriyle ilgili bir kavramdır. Bu vakitte her yerin karanlık olması ve zayıf ışıklı yıldızların dahi görülebilmesi sebebiyle Uzay bilimciler yıldız gözlemine bu saatte başlar ve sabaha doğru Güneş’in ufka yakınlığı 18 derece üstüne çıkıncaya kadar gözlemi sürdürürler.
Gazi Ahmet Muhtar Paşanın belirlediği vakitte ufukta Ayette belirtilen doğa olayının (ufukta ak çizgi, kara çizgi )gözükmesinin ve hatta dikine beyazlığın yükselmesinin (fecr-i kazip) en küçük bir ihtimali yoktur. Günümüz de; ülkemizde ve bazı İslam ülkelerinde halen bu takvim kullanılmaktadır. https://fazilettakvimi.com/namaz-vakitleri/
Diyanet takvimi:
Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu; Ahmet Muhtar Paşanın hazırlamış olduğu namaz vakitlerindeki hatayı fark edip 21 Ocak 1982 günü aldığı bir kararla kısmı bir düzeltme yaptı. İmsak vaktini güneşin ufka 16 derece yakınlığını esas almış olmasına rağmen bugün ki uygulama 1983 tarihinden itibaren -18 derece üzerinden yapılmakta. Bununla ilgili olarak Diyanet İşleri Başkanlığı ile Avrupa Fetva ve Araştırma Meclisi tarafından İstanbul’da düzenlenen uluslararası namaz vakitleri kongresinde “Fecr (imsak) vakti, doğu ufkunda ortaya çıkan yatay beyazlıkla yani Güneş ufka 18 derece yaklaştığında başlar” demiştir. Yapılan çıplak gözlemlerde ise bu vakitte yani doğu ufkunda yatay beyazlıktan bir eser görülmemektedir, Diyanetin imsak diye ilan ettiği saat; fecr-i sadık değil Fecr-i kazip yani seher vaktini göstermektedir. https://namazvakitleri.diyanet.gov.tr/tr-TR/9167/afyonkarahisar-icin-namaz-vakti
Üçüncü imsak vakti:
Diyanet işleri Başkanlığı kısmi düzeltme yapmasına rağmen Bakara suresi 187 ayette belirtilen “fecrden (kızıllığın olduğu taraftan) ak çizgi kara çizgiden sizce, tam ayırt edilinceye kadar yiyin için, sonra orucu geceye kadar tamamlayın” emrine uygun doğa olayı gözlemlenemez. Bunun üzerine 1987 yılından 1989 yılına kadar Türkiye’nin çeşitli yerlerinde Diyanet görevlilerce gözlem yapılmış ve imsak vaktinin Diyanetin belirlediği vakitte olmadığı tutanaklarla tespit edilmiş ama Maalesef gerekli düzeltme yapılamamıştır. Gözlem yapan heyetin içinde olan Prof. Dr. Abdülaziz Bayındır daha sonra bu konu üzerinde çalışmalarını sürdürmüş 2011-2013 yıllarında kuzey kutup bölgelerine gözlem yapmaya gitmiş, uzmanlarla yapılan çalışma neticesinde Süleymaniye Vakfı Namaz Vakitleri çizelgesini hazırlamıştır. https://www.suleymaniyetakvimi.com/
Bu hazırlanan saatlere göre imsak vaktinin (Fecr-i Sadık) güneşin ufka -9 derece de olduğu, (fecr-i kazip) seher vaktinin -18 derecede olacağı gösterilmiş. Bu hesaplama neticesinde doğru ölçütlerin kullanıldığı Astronomi Bilimi ile Kur’an ayetlerinin örtüştüğü gözlem yapanlarca tespit edilmiş ve insanların hayatında kolaylıklar sağlamıştır.
İmsak vakti hesaplaması örnekliğinde görüldüğü üzere, Bilim ve Allah’ın indirdiği ayetlerin bir biriyle çelişmediğini aksine bir birini pekiştirdiği görülmüş oluyor. Yanlış hesaplama ve yanlış anlama sonucunda yanlış yargıya varılıyor. Allah sürekli bizlere gözlem yapmamızı, gezmemizi, aklımızı kullanmamızı, İlme ve Bilime itibar etmemizi emrediyor. İşimizi düzgün yapar, doğru metotla çalışırsak işimiz kolaylaşır, iyi ve doğru sonuçlara ulaşırız.
Ramazan ayının hayırlara vesile olması dileğiyle hoşça kalın, sağlıcakla kalın.
Not: Kitap ve Hikmet dergilerinden yararlanılmıştır.
Sağolasın teşekkür ederim Hasan bey yazınızı okudum. Cumamız mübarek olsun.