SİYASETİN FENDİ!
Öyle olaylar/ öyle yaptırımlar görüyor ve yaşıyoruz ki hayret etmemek, hatta lanet olsun dememek için bile kendimizi zor tutuyoruz.
Hangi alana girerseniz girin, hangi yöne dönerseniz dönün ki bu böyle, hiç biri de bu konuda birbirini ağdırmazlar hani!
Ne şaşalı ve şatafatlı ama ne de üzücü görsellikler değil mi?
Yazık.
İnsan haklarına ve demokrasiye yazık!
Yargıya ve hukuka yazık!
Ülkemize ve insanlarına yazık!
***
Bizde meşhur bir söylem vardır!
Hani genelde şunu söylerler bilir misiniz bilmem?
Halil’in fendi, İbrahim’i yendi!
Veya Hasan’ın fendi, Hüseyin’i yendi, falan şeklinde.
Tamam da, şimdi bunlar da bitti bunlaaar.
Yeniler türedi, yenileeer!
Hem de ne türeme?
Vallahi şaşar kalırsınız!
Peki, bunlar için ne diyorlar?
Ne diyecekler?
Siyasetçinin fendi, kendi kendini yendi diyorlar!
Olur mu?
Olur, olur.
Geçen sefer siyasi alanda kendine yer bulmuş olanlar, bu sefer kendi fentleri ile kendilerini yenecek diyorlar!
Yani açıkçası, “kendi ayaklarına adeta kurşun sıkmış oluyorlar”!
Hani bekle gör derler ya?
Sizde bekleyin ve görün diyoruz.
***
Şimdi Av. Ramazan Akgöz arkadaşım bu yazıyı okusa bana der di bilir misiniz?
“Ben bu yazıdan pek bir şey anlamadım, ne demek istedin” derdi.
Onun için fazla ince gitmemize gerek yok.
Biz de esas konuya giriverelim dedik.
***
CHP mahalle delege seçimlerini bitirdi.
Çok şükür!
Niye çok şükür diyorsun ki?
Niye dem iyeyim ki?
Çünkü efeler var, küfeler var!
Siyasi tarih boyunca hiç görülmemiş ve denenmemiş birleşmeler var!
Yüzüne baka/baka insan kandırmak isteyenler var!
Mahalle üyelerine, oy desteklerini almak için çeşitli anlamda yalan söyleyenler var!
Onun için çok şükür diyorum.
Çünkü hiç kimsenin burnu bile kanamadan bu mahalle delege seçimleri bitti/gitti.
Her ne kadar bir takım kendini bilmezler, bu konuya ait basına yalan bilgiler aktarsa da!
Peki, ne oldu?
Ne olacak, yaklaşık 1/3 oranında Vedat Sever hoca ilçe kongresine yönelik güç kazandı!
Hepsi bu.
Ya öbür adaylar?
Bir tek uygulamaları hariç hepsine tabii ki saygımız var ama bana göre sonuç şimdiden belli diyebilirim.
Ama Hafize hanım ileri dönemdeki politika için gerekli, bunu da lütfen bilin.
Çünkü böyle değerler hemen harcanmamalı.
Ama bundan sonra bu seçime göre aday olmaları bana göre ancak sembolik olur.
Tabii kendileri bilir ama “ görünen köy kılavuz istemez” derler!
Bilmem anlatabildim mi?
Hepsi bu.
***
Tabii ki peşinden il Kongresi.
Tahminim Ocak veya Şubat ayı gibi.
Arkasından da, takvime göre Milletvekili ön seçimi!
Allaaaah!
Ne çekişme ama?
Ne mücadele ama?
Hani derler ya?
“Ne ektiysen onu biçersin” diye!
İşte bunu söylerler.
“Siyaset uzun soluktur” derler. Bunu da havada bulup karada kaybeden için söylerler!
Kısa sürede eline geçen erk’i hırsın sayende ne çabuk kaybettin derler!
Derler de derler, siyaset bu.
Hem yokuşu vardır, hem de inişi!
Önemli olan; ilkelerine ve inançlarına sadık kalıp çalıştın mı?
Sevgi/saygı ve birliktelik gibi önemli faktörü yaşama soktun mu?
Yaralı parmaklara hiç merhem sürdün mü diye boyuna yoklarlar ve sorarlar!
Dürüst, ilkeli, liyakatli ve doğru isen her zaman baş üstündesindir!
Ama bu yoksa insanlara yukardan bakılıyorsa, hele/hele ikide bir seçilmişlerle de kapışılıyorsa…
Bu tür insanlar da her zaman kaybetmeye mahkûmdurlar!
Eskiler gider, yeniler gelir!
Devran da böyle işler.
Bekleyin ve görün!
“SİYASETİN FENDİ, KENDİ KENDİNİ YENDİ”!
İşte böyle sevgili dostlar.