ŞEHRİMİZ VE TRAFİK DÜZENİMİZ!
Trafik nedir bilir misiniz?
Hani şu şehir içi/şehir dışı araç veya yaya akışını sağlayan yasalarla belirlenmiş hareket düzeni?
Bilenleri kutlarım ama bilmeyenleri veya umursamayanları da sıkı bir şekilde eleştiririm.
Çünkü ucunda, insan var, insan hayatı var!
Çünkü ucunda milli servet var!
Çünkü ucunda acı ve üzüntü var!
Daha ne olsun ki?
***
Trafik konumunda size örnek bir şehir göster deselerdi, acaba neresini derdiniz?
Vallahi merak ediyorum.
Ben o kadar çok yer gezdim ki aha şurası diyecek bir yer göremiyorum!
Hepsi de birbirini ağdırmaz!
Ya yorulmuşlar, ya da ilgisizler.
Ya bulunduğumuz şehir?
Hak getire!
Hani Sayın Cumhurbaşkanı diyor ya!
“Metal yorgunluğu var kardeşim metal yorgunluğu” diye!
İşte aynen böyle!
Sanki kendi kaderine terk edilmişler gibi.
Neden?
Neden olacak, bakan yok, denetleyen yok, ilgilenen yok be kardeşim ilgilenen!
Arada bir göstermelik oluyor ama arkası gelmiyor.
Mübarek yerler sanki mobeselerin emrine verilmiş gibi, hiç elleyeni de yok!
Bu kadar da olur mu?
Olmaz tabii.
Oysa okullar açıldı.
Trafik iyice yoğunlaştı.
Bakılması/ denetlenmesi, eksikliklerin giderilmesi gerekmez mi?
Özürlü insanlarımız şöyle dursun ki bu hepsinden önemli; ama küçücük yavrularımız bile kendi aralarında konuşuyorlar!
Ne diyorlar biliyor musunuz?
Aman arkadaşlar, her ne kadar yaya kaldırımlarına araçlar park etmiş olsa da, eski yaya geçitlerinin yeri belli ama yenisini görmek, yani yeniden belirlenerek boyanmış yaya geçitlerini bulmak mümkün olmasa da, biz yine el ele tutuşarak bu trafik canavarından nasıl kurtuluruz onun çarelerini aklımızla bulup bu belaya karışmamalıyız diyorlar!
Bilmem anlatabiliyor muyum?
***
Ya özürlü insanlarımız?
Sakın dokunmayın başınız belaya girer!
Ama son derece de haklılar.
Fakat son derece de efendiler!
Her ne kadar başınız belaya girer desek de, hepsi de sessizdirler!
Bakın bir örnek vereceğim;
Hiçbir tane özürlü insanımızı, dolmuşlarda veya otobüslerde seyahat ederken göremezsiniz.
Şimdi diyeceksiniz ki hepsinin de aracı var!
Var ama o araçla da bu toplu taşıma araçlarına binmek mümkün mü?
Binebiliyorlar mı?
Hiç zannetmiyorum.
Ama bu insanlar, düşünülmeyi/kollanmayı/sahip çıkılmayı isterler.
Öyle değil mi?
Var mı?
Eh birazcık var.
Bence de öyle ama savunmaya geçenler de birçok kılıf bulurlar.
Hani derler ya?
“Suçu gelin etmişler de, hiç kimse de aldırış etmemiş” diye!
İşte aynen öyle!
***
Eyy Trafik; sen ki bir şehrin veya şehirlerarası olan ulaşım yollarının akışı anlamında denetim altında tutulmasını sağlayan ana bir kumandasın.
Sen ki hem yayaların, hem de araçların hayatlarını, varlıklarını korumak adına yasalarla donatılmış/görevlendirilmiş ana bir merkezsin!
Sen ki bünyende, bu işler yapılsın diye birçok görevli barındıran bir limansın?
Neredesin eyy Trafik?
Çık şöyle şehri bir gez bakalım.
Yaya kaldırımları ne âlemde?
Araçlar üzerine park etmiş mi?
Üzerinde yürürken yaşlıların düşmesine neden olacak yerler var mı?
Doğal yaya geçitleri, var mı, yok mu?
Hele/hele okul önleri yaya geçitleri var mı?
Bir bakın bakalım.
Tabii sizlerde de metal yorgunluğu yok ise!
Dilerim yoktur.
Çünkü bu şehrin insanları can taşıyorlar can!
Hemi de sizlere emanet olarak.
Hadi bir görelim bakalım.