NEYİMİZ BOZUK, NEYİMİZ SAĞLAM?
Bu yazım bir genellemedir.
Dileğim; doğrulmak, düzelmek ve ülkece ayağa kalkıp her kesin yüzünün gülmesini istemektir.
Başka bir niyetim olamaz ama bazı nedenler nedeniyle de böyle bir konuyu ele aldım.
***
İnsanoğlu olarak neyimiz bozuk, neyimiz sağlam diye yaşamış olduğumuz alanda bir araştırma yapmaya veya yaptırmaya kalksak, inanın sükûtu hayale uğramamak için gerekçe aramamıza hiç gerek kalmaz.
Çünkü biraz eksenimiz kaymış gibiyiz!
Bozuk olanın her alanda bozukluğu, her zaman bakışlarından/duruşlarından ve söylemlerinden bellidir, derler!
Çünkü bu bozukluk onun geninden, tabiri caizse kanından gelmektedir diye de ilave ederler!
Sağ olsun halkımız bu açıdan biraz titizdirler!
Hele bir de çıkarsal zeminler varsa?
Yandı keten helva diyebiliriz!
Vallahi o alanda bulunmamanızı da öneririm.
Ama sistem bu, yaşam bu, bu alanda da istemesek de bulunmalıyız.
Özellikle de siyasi ve derneksel alanlarda.
***
Dik başlı, otoriter ve adeta megaloman olan tipler vardır!
Yağcı, el/ayak ovuşturan zenne dediğimiz zübükler vardır!
Yüzüne, hatta ta gözünün içine baka/baka yalan söyleyen, sözde kendini tilki gibi akıllı zanneden iblisler vardır!
Bir de, en tehlikeli olan; birisini yıpratmak veya itibarsızlaştırmak için, kendi yağdanlıklarına bilgi verip, onları ortalığa salıp da, “öyle diyorlar” diyerek masum insanlara pislik atmak isteyen çukur insanlar vardır!
Sözün kısası, vardır da vardır.
***
Politika; demokratik algılar/yapılar ve yasalar gereği, bir ülkeyi veya bir sivil toplum derneğini yönetme sanatı desem de, bunu nasıl tarif ederseniz edin…
İnanın içinde ilmi ve bilimsel yönünü karakterli bir şekilde görmeniz çok nadir olacaktır!
İçerde aslan kesilmiş gibi görüntü verenler olsa da, çünkü bu göstermelik oy alma yöntemlerinden/taktiklerinden biridir ama dışarıya karşı da oldukça sessiz ve beceriksiz olanlar vardır.
Böyle bir politikanın, politikacıların veya yöneticilerin ülkeye, ülkesindeki insanlığa faydası olur mu diye sorduğumuz da?
Ben bir fayda görüleceğine inanmıyorum diyebilirim.
Ama tabii ki istisnalar olabilir buna da saygılıyım.
O nedenle dikkatli olmanızı, önce vatan ve milletim diyerek vatanseverliğinizi göstermenizi dilerim.
Çünkü yaşadıklarımız içersinde her şeyi bulmak mümkündür.
***
Bakın size kısa bir fıkra anlatayım:
Biri uncu, biri demirci yan yana iş yapan iki esnaf varmış!
Birbirlerini çok sever ve güvenirler gibi gözükseler de, uncu olan demirciyi bir türlü hazmedemezmiş.
Çünkü kendisi az kazanır ama komşusu olan demirci de çok kazanırmış.
Günlerden bir gün; demirci komşusu olan uncuya gelerek, “ sen benim hem komşum, hem de kardeşim gibisin…
Senden benim bir ricam var.
Ben Allah kabul ederse ve nasip olursa hacca gidiyorum.
Ben dönünceye kadar bu dükkâna bakar, sahip çıkar mısın, nasip olur da döndüğümde hesaplaşırız?
Uncunun gözleri parlamış ama hiç belli etmeden, gayet olgun ve güvenilir bir şekilde “ ne demek, tabii ki sahip çıkar elimden geldiği kadar dikkat ederek senin yokluğunu hiç belli etmem, gözün arkada kalmasın” demiş!
Ertesi günü demirci hacca gitmeden önce, dükkâna gelerek anahtarları uncuya teslim etmiş ve helâlleşerek oradan ayrılmış.
Aradan epeyi bir müddet geçmiş.
Günlerden bir gün, demirci hacdan dönmüş ve dükkâna gelmiş.
Bunu gören uncunun yüzü buruşsa da, ayağa kalkarak hoş geldin deyip demirciye sarılmış, sarılmış ama işte öylesine.
Demirci şöyle bir etrafına bakmış ama demir denilen hiçbir şey görememiş.
Uncuya; komşu hani demirler nerde, yoksa hepsini de sattın mı diye sormuş?
Uncu da; ah kardeş sorma!
Sen gider gitmez, buradaki fareler senin demirleri yemez mi?
Ne yapacağımı bilemedim ama durum bu hakkını helâl et!
Olan oldu bir kere yapacağım bir şey yok demiş.
Demirci; önce şaşırmış, sonra onun da jetonu düşmüş ama nafile.
Ama uncuya dönerek; ulan demiş hiç demirleri fareler yer mi, nerde görülmüş, duyulmuş, sen bunları hiç ettin ama kabahat benim, seni dost zannettim de güvenip bu dükkânı teslim ettim, yazıklar olsun sana diyerek oradan ayrılmış ve kahrından da 6 ay içersinde ölmüş gitmiş!
***
İşte bu günlerde yaşanan siyasetin bu fıkradan da hiç farkı yok!
O nedenle, siyasi alanda bulunan bütün dostlarıma önerimdir!
Sakın yüze gülenlerin ve kendi reklâmını yaparak çok çalıştığını sözde yansıtmaya çalışanların duruşlarına/söylemlerine kanaat getirmeden asla inanmayın!
Bu zamana kadar kimin yaralı parmağına ilaç sürüldü ki hiç gören/bilen var mı?
O nedenle, dürüst ve karakterli insanlara destek vermeye çalışın.
Hele/hele birbirlerine düşman gibi bakan, adeta onları yok etme gibi bir yapıyla hareket eden ve küfür’ü ağzından eksik etmeyenlere lütfen dikkat edin.
Hangi parti veya sivil toplum kuruluşu içersinde olursanız olun, namuslu, dürüst, tabana eğilen ve onların hakkını savunan insanlara, vatansever adaylara ve başkanlara destek olun.
Olun ki yarınlarda pişman olmayın.
Geçmişte yaşadıklarımız ve olduklarımız gibi!
Neyimiz bozuk, neyimiz sağlam, bunu da asla aklınızdan çıkarmayın.
Saygı ve sevgi benden.
Sürçü lisan ettimse af ola.