Unutmayın ki dünya genelinde de olsa, her olanak veya olasılık, Yüce Tanrının yaratmış olduğu insanlık adınadır.
Hele bir de söz konusu vatanımızsa!
Önemli olan; iktidarların kendi halkını hak/hukuk ve adalet içinde yönetmesi, ayrıca insan gibi de yaşamasını sağlamaktır.
Bunun da ötesi olmaz, olamaz.
Ama bu böyle mi?
Tabii ki değil.
İşte yanlışlığın/ iticiliğin ve bölücülüğün ana yapısı da bu bakış/duruşların içersinde adeta hapsolmuş, neredeyse de geleneksel hale gelmiş ve getirilmiş gibidir!
Yazık.
Bu ülkeye ve bu insanlara yazık!
Yazıktır kardeşim yazık!
Sen başka, ben başka gibi bir bakış!
Sen bizden, o bizden değil gibi bir yanlış anlayış, yanlış mantık!
Olmaz olsun böyle bir siyasi çıkar ve umar!
Geçmişine bak, oku, 15 Türk Devletinin de içerden nasıl yıkıldığını gör!
Ondan sonra da otur, kafanı iki elinin arasına alarak bir düşün bakalım!
Üzülür müsün yoksa sevinir alkışlar mısın?
Ben, elini vicdanına koyan, dürüst ve vatansever insanlarımızın buna sevineceğine asla inanmıyorum.
İnanmıyorum ama yaşadıklarımız ve gördüklerimiz de maalesef hep bu türden.
Bizlere/hepimize yazıklar olsun.
***
Dünya değişiyor, bilim ve teknolojik yapılar gelişiyor, gelişmiş devletler uzay araştırmasına başlıyor…
Ama bizler de hala daha yerimizde sayıyoruz!
Neymiş efendim?
“Sen bizden değilsin ama o bizden” gibi saksafon bir söylem!
Sanki hiç yapacak başka yararlı işimiz yokmuş gibi de…
Bu yanlış…
Bu adaletsiz ve hukuksuz…
Bu sevaptır, bu caizdir diyenler arasında da çeşitli çelişkiler yaşıyoruz.
Oysa bunların hepsi belli!
Ama bu da sizin veya sizlerin nasıl bir bakışa sahip olduğunuzdan, çelişki yaratan bakışınızdan ve duruşunuzdan ortaya çıkıyor.
Oysa bir doğru veya bir de yanlış var!
Ama buna bakan da, neredeyse hiç yok gibi.
“ Gelen ağam, giden paşam” gibi bir yapı!
Oysa bir tarafta layık veya seküler bir bakış ve inanış…
Veya buna tam ters olan dinsel ve inançsal bir bakış!
Hepsine de düşünce özgürlüğü açısından saygı duymalıyız ama…
Var olan Devletimizin yönetimi veya bekası da insan haklarına dayalı, Anayasal olarak çizilmiş ve belirtilmiş durumdadır.
Ama kimin umurunda?
Varsa da, yoksa da ille de ben!
Hay batsın bu düşünce emi.
İşte geçmişten gelen; siyasi erk ve güç…
Bu tür inanç farklılıkları da kurulmuş olup içerden yıkılan bu 15 “Türk Devletinin de tarihsel anlamda yok oluşuna neden oluyor.
Ders almalıyız ders!
Bunlardan kendimize, bu yapılanlar doğru mu, değil mi diye de dersler çıkarmamız lazım dersler!
Ama kimin umurunda?
Yazık.
***
İşte siyaset:
Sanki babadan oğula geçecekmiş gibi bir mantık!
Sanki ben varsam her şey de var, ben yoksam dünya batsın gibi bir hırslı ve yanlış bir bakış.
Sanki oturulan koltuklar; “ben ölünceye kadar” hukuksuz bir yapıyı bekler gibi…
Hiç kimse de ben yanlış yaptım, biraz da başkaları gelsin ve yönetsin gibi bir yapıyı aklından bile geçirmiyor.
Bu nereye kadar gider bilemem ama olan bu devlete ve insanlarına yazık oluyor!
***
Al sana ülkemizde bulunan siyasi partilerin durumları!
Sanki totaliter bir yapı!
Bir avuç zeminde; “ hakmış, hukuk muş, adaletmiş, yok efendim insan haklarıymış gibi fırtınalar koparsalar da, vallahi hiç birine de inanmıyorum.
Aynı tas, aynı hamam!
Oysa her şeyin bir sonu vardır!
İnsan yaşamının bile.
O nedenle değişmeliler kardeşim değişmeliler.
“El elden, akıl akıldan üstündür” !
Bir kez daha yazık!
Gülen yüzünüz hiç solmasın değerli okurlarımız.
Saygı ve sevgi bizden.