N’OLCEK ŞİMDİ?
Kısa bir rahatsızlık olsa da, sonrası yine sizlerle beraberiz.
Biraz ucundan, biraz kenarından, konularımıza ve yorumlarımıza da yine birlikte devam edeceğiz.
Ama hani fıkradan alınan bir söz vardır ya; “fincancı katırlarını ürkütmeden” tabii!
Bu arada, dilerim Tanrı’dan; hiç kimseye çaresi olmayan bir hastalık veya bir rahatsızlık vermesin.
Sağlık ve mutluluk içersinde de insanlarımızın yüzleri hep güleç olsun.
***
Gelelim saadete:
Çok acil bir erken seçime gidiyoruz.
Ama neden diye bir soru soracak olursak?
İnanın o kadar çok sebep veya neden var ki detaya girmeyi gerek görmüyorum çünkü bu sayfalara sığmaz!
Ama kısaca; kafanızı çevirip bir sağa, bir sola bakıp biraz düşündüğünüzde, önce zamları ve fiyat artışlarını, sonrada yabancı paranın nasıl değer kazandığını görürsünüz!
Bu da ekonominin başının dönmesi ve şaşı bakmasıdır ki…
İyi bir para politikası yönetilememiş olduğunu gösterir!
Bu duruma göre de, ülke ve ülke insanlarını da, büyük ekonomik sıkıntılar çekecek anlamındadır.
Durum kısaca budur.
Bunun için de iktidar daha fazla oy kaybetmeden, küçük ortağı ile birlikte hemen acil seçime gitmişlerdir.
Ama bunu görmeyene ve umursamayana da lafımız olamaz.
Çünkü yüce Rabbim insanlara özgü bir akıl vermiştir ki…
İsteyenler kullanır ama istemeyenler de kullanmaz ve biat’ını gösterir!
***
Bu seçimlere iki açıdan bakmak doğru olacaktır.
Biri; Cumhur ittifakı içersinde seçimlere giren siyasi partiler ve buna da karşı duran halkın birlikteliği adı altındaki partilerin başkanlık seçimleri yarışı!
Bir diğeri de; parlamento çoğunluğunu elde etmek için aynı ittifakları yapanların vekillik yarışı!
Bunu derken de, bu başkanlık seçiminin dünya coğrafyası içersinde bir yeri ve adının olmadığını da belirtmek isterim.
İşte böyle bir model!
Yine de ülkemiz adına hayırlı olmasını ve hiç kimsenin de bu seçimlerde burnunun kanamamasını dilerim.
***
Bir tarafta ulufe gibi dağıtılan ve belirlenen ama hiç kimsenin de karşı çıkamadığı bir vekillik belirlemesi yani sıralaması!
Hani derler ya?
“Taşı diksem seçilir” diye, işte aynen böyle!
Diğer tarafta da üyelerin özgürce seçeceği temsiliyetçiler kiii…
Bu dönem bu da bozulmuş ve başına taşlar düşüp büyük sıkıntılar yaratan konuma gelmiştir!
Hani bir söz vardır ya?
“Hah şimdi elime geçtiniz işte. Hadi bakalım”, der gibi bir yapı!
Bakalım bu seçimler nelere gebe olup ne gibi sonuçlar alacaktır bekleyip görelim.
***
AKP ve MHP listelerine diyecek sözümüz yok ama aldığımız bilgiler ışığında içten/içten bir sıkıntının yaşandığı biliniyor.
Bu yapı seçim sonuçlarına ne derece etki yapar onu bilemem ama bunu da zaten zaman gösterecektir.
İYİ parti ve SP’ ne de, sakin ve sessiz ama ses getirecek listeler peşinde dersek…
Konu yine önemli unsur olan CHP’ ne geliyor.
Bakın dostlar; he kes bir şeyler düşünür, söyler, savunur ve derki:
“Zaman şimdi o zaman değil”!
Evet, o zaman değil, peki ne zamanı?
Birlik ve beraberlik zamanı, der!
İyi de o zaman değilse, bunu da böyle düşünerek uygulamayı da buna göre yapsaydınız ya denmez mi?
O zaman ben de, bu da böyle olmamalı ve yapılmamalıydı demem.
Neden emri vaki, tepeden inme ve totaliter yöntem kullandınız diyerek de sormak benim ve benim gibilerin de hakkıdır.
Olağan üstü bir yapının olduğunu da tabi ki biliyoruz.
Fakat bu partiye emek verenler avuta, yani adı sanı belli olmayanlar içeri olmaz!
Bu böyle mi olmalı?
Sırf birileri bazılarını jurnalledi ve istedi diye he mi?
Hayret değil mi?
Bu belli değil mi?
Tabii ki eleştireceğiz kardeşim, bu bizim hakkımız.
Fakat şunu da iyi bilin ki yine de bu eleştiriyi yapanlardan asla zarar gelmez bunu da bir kenara yazın.
Ama bizlerin de ot olmadığımızı da bilin.
Fakat bu seçimlerin velev ki sonucu beklendiği gibi olmadı!
O zaman bunun sorumlusu kim olacak?
Çünkü bunları geçmiş yıllarda yaşadık ve zor aştık.
Eleştirdiğimiz için biz mi olacağız?
Yoksa keser gibi hep kendine yontmak isteyenler mi olacak?
Yazıktır beyler yazık!
Ölüp gideceğiz, gideceğiz ama demokrasi söyleminin de hep söylemden ibaret olduğunu görüp, bunu asla fiiliyatta yaşayamayacağız.
İyi ki Sayın Muharrem İnce var!
Evet…
N’olcek şimdi?