Evet…
Köy’dü şehir oldu!
Peki ya şimdi?
Bunu pek düşünen yok ama hani derler ya; ” işini bilmeyen kasap, ne bıçak kor ne masat” diye, işte bu da aynen böyle oldu!
Yakınan çok, serzenişte bulunan oldukça fazla ama dile getirilip de dikkat çeken bir yapı da yok!
Hayret değil mi?
Bu konuyla pek bağdaşmasa bile, atalarımız ne demiş; “ hakkını aramayan haramzadedir” demiş!
Üzücü ama bu da bir gerçek!
Çünkü bu olay dillerde dolaşsa da, inanın hak arama şöyle dursun, bunu yüksek sesle dillendiren bile yok, olmayacak da!
Çünkü sonucu göremediniz.
Gelelim konumuza:
Bazı siyasiler tarafından yapılan oy hesapları neticesi, merkeze yakın olan köyler, merkez ilçeye bağlı olarak mahalle yapıldı.
Yapılan bu köyler şimdi mahalle.
Neye uyacaklar, nasıl yaşayacaklar?
Tabii ki iller kanununa göre uyup yaşayacaklar.
Eskiden köy iken; bir iki hayvan veya bir ahırları vardı.
Birkaç tavuk ile bir kümesleri vardı.
Ayrıca bunların da atıkları yani gübreleri vardı.
Ailesine katkı olsun, üç beş kuruş katkı sağlayıp da, eşini ve çocuklarını iyi yaşatmak için “ çam sakızı çoban armağanı” evine, ocağına katkı sağlasın diye.
Ayrıca yaktıkları elektrik ücreti de çok azdı!
Hele su veya temizlik parası diye de bir sorunları da yoktu.
Peki ya şimdi?
Bunun mahalleye geçiş süresi dolduktan sonra yaşayacakları, başlarına gelecekleri olay ne?
Ne olacak?
Önce elektrik parası, hem de kallavi cinsinden, sonra su parası, bu yetmezmiş gibi bir de katı atık/sıvı atık ve temizlik ücreti ve vergileri…
Bu yeter mi?
Yetmez!
Bir de, ne ahır, ne kümes, yani hayvan ve tavuk besleyememe gibi yasalara da uyum sağlamaları!
Yani iller kanununa göre hijyen yasasına uyma gerekliliği.
Şimdi düşünün bakalım!
Köy iken ne idin?
Mahalle olunca ne oldun?
Hangisi sizler için daha cazip geliyor bir düşünün ve bir bakın bakalım?
Peki, sizlerin bu olayları yaşadığınızda ki görünen o, ekonomik anlamda sıkıntı da çekeceksiniz…
Sizin haklarınızı veya bu tür mağduriyetlerinizi giderecek bir yasa veya bir amcanız var mı?
Hiç zannetmiyorum.
Ama isteyerek ve istenilene de boyun bükerek bu duruma geldiniz!
Şimdi bu ülkenin birer sevdalı vatandaşları olarak da bu şekilde yaşamaya devam edeceksiniz.
Her birinize uzun ömür ve sağlık dilerim.
Üzülüyorum ama…
Görünen durum da bu!
Düşünmeden, bilmeden, yalnızca köyüm güzel bir hizmet alsın diye iyi niyetlerle kabul ettiğiniz bu olay, bakalım yarınlarda sizleri nasıl bir yaşam içersine sokacak?
Sakın bana lütfen kızmayın ama “ görünen köy kılavuz istemez” derler!
Ve “ “dost acı söyler” atasözümüzü de sakın unutmayın.
Ama durum budur.
Dilerim yetkililer ve siyasiler sizler için bir çözüm yolu bulurlar.
Nerede olursanız olun, nerede yaşarsanız yaşayın, bu ülkenin birer vatansever insanlarısınız.
Sizleri hem seviyoruz, hem de sayıyoruz.
Unutmayın ki “ köylü bu ülkenin efendisidir” demiş Mustafa Kemal atamız.
Beni de lütfen sakın yanlış anlamayın.
Çünkü bir köy çocuğu olarak sizleri çok seviyoruz.
Sevgi/saygı bizden sevgili okurlarımız.