8 Mart Dünya emekçi kadınlar günü kutlu olsun. *** Kim ne derse desin, ne söylerse söylesin, bu gün için ülkemizde kadınlara yönelik yapılan; yasa dışı, vicdan dışı ve hukuk dışı olaylar asla kabul edilemez. Bunu kabul edenler veya tasvip edenler de, yani kadının dövülmesi, bazı haklardan düşük pay verilmesi, toplum içersinde eşitlik ilkelerinden yararlanamaması, fikir ve söz sahibi olamaması, Vs. gibi konularla mağdur duruma düşürülmesi şeklinde bakanlar/düşünenler hiç kusura bakmasınlar ama ya örümcek kafalı, ya da aykırı düşüncelere sahip olan kişilerdir. İnsan sevgisinden, haktan/hukuktan ve de adaletten yoksun insanlardır. Bunun ötesi olmaz! Kadınlar bizim; anamız, bacımız, namusumuz ve yavrularımızın anasıdırlar! Bu konuyu bu gün ne için ele aldık diye soracak olursak; biline ki halk arasında kadınlarımıza, eşlerimize, namuslarımıza ve çocuklarımızın analarına yönelik, hala daha insan haklarından bihaber aykırı düşünceleri/ söylemleri görmekte ve yaşamakta olduğumuzdandır. Uluslar arası alanda; adı “ İstanbul Antlaşması veya sözleşmesi” diye geçen hakların verilmemesindendir. Yazıklar olsun! Bu düşünceye sahip olan insanlardan bu ülkeye ve insanlarımıza ne fayda gelir ki? İticilikten, bozgunculuktan ve ayrımcılıktan başka ne getirirler ki? Hayret değil mi? O nedenle, bu günkü yazımızı da, biraz hukuki, biraz vicdani ve de biraz da dini kitaplarımızdan alıntı yapılarak sizlerle paylaşmak istedim. Sürçü lisan edersem, af ola! *** Yüce Allah “Rum/20 ve 21” Ayetlerinde; “ O’nun, sizi topraktan yaratması da kendisinin alametlerinden/ göstergelerindendir. Sonra da siz, şimdi, dağılıp- yayılan bir beşersiniz. Yine o’nun alametlerinden/göstergelerindendir ki sizin için nefislerinizden kendilerine ısınırsınız diye eşler yaratmış, aranıza bir sevgi ve merhamet koymuştur. Şüphesiz ki bunda iyiden iyiye düşünecek bir toplum için nice alametler/göstergeler vardır”. Bu Ayeti ile biz insanları topraktan yaratmış olduğunu ifade ederken… Nisa suresi 32. Ayetinde de; “ Ve Allah’ın bazınıza, diğerlerinden fazla verdiği şeyleri temenni etmeyin. Erkeklere kazandırdıklarından bir pay vardır. Kadınlara kazandırdıklarından bir pay vardır. Ve Allah’ın fazlından isteyin. Şüphesiz Allah her şeyi en iyi bilendir. Hükmü ile de, erkeklerle kadınları eşit yaratmış olduğunu ifade ederken, İslam dininin bizatihi kendisi demek olan Kuranda olmayan uydurma söz ve hadislerle kutsal dinimize iftira atmanın bir anlamı var mıdır? Bu cümleden olarak saygıdeğer Müslüman okuyucularımız, yukarıdaki bölümlerde yazmış/ifade etmiş olmamıza rağmen, bir daha ifade etmek istiyoruz ki; Din Kurandır. Kuran Dindir. Kim, kimler ve hangi maksatla yazılmış olursa olsun aykırı ifade eden bir din kitabına itibar etmeyin. Çünkü bunlar, sizler ile Kuran arasına örülmüş bir koca duvardır. Hiç kimsenin yorumuna ve tefsirine inanmayınız. Okuyunuz inandığınız bir Türkçe kuran mealini, yorumu oradan kendiniz yapınız. Zira Kuran kendi kendisini tefsir etmektedir. Tavsiyemiz odur ki bir ayet okumakla yorum yapmayınız, o bölümü tamamen okuyarak değerlendiriniz. Aksi halde az da olsa yanlış yapma ihtimali vardır. *** İnsanların hangi boy ve ırktan geldiğine CİBİLİYET, hangi dine mensup olduğuna da, MEŞREP denilmektedir. Bu cümleden yola çıkmış olarak meşrebimiz kadını, kesinlikle toplum dışına atmayan ve erkeklerle birlikte eşit haklar tanıyan, önderimiz büyük Atatürk’ün de kadın için,” yeryüzünde gördüklerimiz kadınıneseridir” diyen ve bunu kendisine felsefe edinin bir cibilliyetten gelmiş olmakla öğünüyor ve gurur duyuyoruz. *** Kaynak; İslâm dininde kadın. Hakkı Yılmaz. Güner Akça, Sıratı Müstakim. *** Evet değerli okurlarımız; Unutmayın ki kadın bizim Anamız, aşkımız, bacımız, namusumuz ve yavrularımızın anasıdır! Kadına değer vermeyeceğiz, saygı göstermeyeceğiz ve insan hakları çerçevesi içersinde her alanda eşitlik hakkı tanımayacağız da kime tanıyacağız? Kadın; bilmeyene ‘ nefs’, bilene ‘ nefestir!. Şemsi Tebrizi. *** Gülen yüzleriniz hiç solmasın inşallah. Sevgi/saygı bizden değerli okurlarımız.