Vallahi siyasi erk için ne söylenecekse, ne denilecekse ben onları sizin takdirinize/ tercihinize, sizin bakışınıza bırakıyorum ama vicdan ve hukuk konusunda birazcık olsun söyleyeceklerim var tabii.
Önce şunu iyi bilmek gerekir ki hukuk; bu gün bana lazım ise yarın da size, yani her kese lazım olacak!
Çünkü bunun ötesi olunmayacağı gibi, hukuksuz da asla var olunmaz.
Ama vicdansız da olunamaz!
Bunlar insan yaşamının olmazsa olmazlarındandır.
Kandır/candır/hayattır!
Kafamızı biraz geriye çevirip de geçmişimize doğru şöyle bir bakacak olursak, neler görürüz neler?
Neler yaşamışızdır neler?
15 Türk Devletinin nasıl yaşamdan kaydıklarını, kaydıkları bu coğrafyalardan nasıl yer değiştirdiklerini, bunlara nelerin/nasıl sebep olduğunu görüp/bilip hep üzülüp durmuşuzdur.
Ama bunlardan ders almamız gerekirken, bilenlerin anlatması, bilmeyenlerin de dinlemesi gerekirken, daima susmuşuz, susmuş be kardeşim susmuşuz!
***
Bu gün sistem gereği, halk arasında atılır/tutulur/dokunulur ve yutulur gibi görülen/duyulan, bazı konular dillendirilse bile, bunların hem hukuk önünde, hem de vicdanlarda yara bırakacağını hepimiz bilmekteyiz.
Bilmekteyiz ama…
“Bunlar doğru yöntemler değil” diyecek yürekli kişileri de bulamıyoruz dersem de, yalan değil hani?
Çünkü her kes kendi bacağının, kendi cebinin, kendi koltuğunun derdine düşmüş be kardeşim!
Sanki “bana dokunmayan bin yaşasın” der gibi bir tutum içersinde sadece bakıyorlar.
Bilge beyinler, örnek kişiler, kanaat önderleri susmuş, bana ne der gibi bir yapının içersine girmişler.
Yazık!
Bu memlekete, bu memleketin insanlarına yazık!
***
Bırakın bu ana kadar yaşananları…
Kör/topal da olsa bu günlere kadar da gelindi dersek...
Ya bundan sonrası ne olacak kardeşim ne olacak?
Hak/hukuk/adalet; vatandaşa sorulduğunda “ tatile çıkmış” diyorlar!
Vicdan dediğin şey iki dudak arasında kalmış çırpınan kuş gibi diyorlar!
Evet…
Bundan sonrası ne olacak?
Hele ekonomi?
Vay anam vay!
Bir de mübarek ramazan geliyor ki sorma gitsin!
***
Ektiği ürünü para etmeyen köylüler/çiftçiler ne yapsın?
Siftah edemeyen ve kepenk kapatan esnaf ne etsin?
Aldığı emekli maaşı zamlarla eriyen ve sıkıntı yaşayan emekliler ne olsun?
Emekli olamayanlar yani “EYT” liler ne işlesin?
Atanamayan binlerce üniversite mezunları ne yesin?
Var mı umurunda olan?
Hiç de zannetmiyorum.
Var gibi görünse de içi boştur/boş!
O halde “ gemisini yürüten kaptan mı”?
Yani “önce can sonra canan mı”?
O da değil, hiç de değil.
İşte esas şimdi hak/hukuk ve adalet zamanı!
Esas şimdi “Türkiye birliği zamanı”!
Esas şimdi bu sorunların çözülmesi için kardeşçe birlik olunmasının zamanı!
İşte zaman şimdi bu!