CHP KURULTAYINA 3 GÜN KALA!
CHP kurultayına üç gün kala; dört adayın da, (daha başkaları da çıkabilir) parti genel başkanlığına iddialı bir şekilde çıkarak adayım demesi, parti yapısının yenilenip değişimiyle birlikte, monotonluktan kurtularak iktidar olabilme koşullarındaki yapıyı aramaları, bana göre doğru bir gözlem ve doğru atılmış bir adımdır.
Çünkü değişmesi gereken Sayın Genel Başkanın ve ekibinin, şahsiyetine, kişiliğine, çalışkanlığına ve dürüstlüğüne söyleyecek sözümüz asla olamaz…
Ama yedi kere seçime girip de bir adım dahi ileriye gidemiyorsanız, iktidar yüzü de bu koşullarda görünmüyorsa, burada artık değişimin yani taze kanın ve canın bir umut olarak ortaya çıkması bence özlemle beklenen bir olaydır!
Ne diyor Şuhut ilçemizin Balçıkhisar kasabası eski belde başkanı değerli dostum İbrahim Kavak il kongresindeki konuşmasında?
Dedem gitti!
Babam gitti!
Ben de 77 yaşındayım!
Görmek istiyorum kardeşim, bir kez olsun bu iktidar olmayı görmek istiyorum!
Nasıl bir şey merak ediyorum?
Bu bizim için çok mu zor?
Biz, 1874 rakımlı tepenin eteklerinde oturan, o İstiklâl ruhunu, o bağımsızlık ilkesini bilmeyen insanlar mıyız?
Neyimiz eksik, neyimiz noksan?
Yetti gali. Diyor!
Alternatif bir yapı olarak çıkan bu adayları kutluyor, başarılar diliyorum.
Bu hangi alternatif aday olursa olsun, hiç biri de birbirini aratmaz derecede bilgi ve birikime sahip oldukları gibi, noksanlıkları da görüp o ilkelilikle partiyi iktidara taşıyacak değerli kişilerdir.
***
Burası böyle ama ya siyasi konum ne âlem de?
Umduğunuz gibi mi?
Beklediğiniz gibi mi?
Gönül rahatlığı içersinde destek verebiliyor musunuz?
Sonuçta mutluluk yaşayabiliyor musunuz?
İşte burası da önemli bir yapı!
Şayet mutluluk değil de sizi rahatsız ediyorsa, o zaman “siyaset nedir” bilgilerine vakıf olmanız için lütfen internete bir girip bu bilgileri dağarcığınıza yerleştirin.
Yerleştirin ki yanlış yapmayın.
Bakın bu bilgiler içersinde bizler için geçerli olan bir paragraf var ki?
Siyasetten söz eden her kesimin bunu okuması ve bilmesi gerekir!
Çünkü bireysel anlamda siyasi hedeflere ulaşmak isteyenler adına, buna da saygı duymakla birlikte, bize bu konuda fazla laf düşmez ve bizleri de pek fazla ilgilendirmez.
Ama bunun bizi ilgilendiren ve önem arz eden yanı; “lâik, çağdaş, sosyal ve hukukun üstünlüğünü kapsamı içersinde yaşatan “Türkiye Cumhuriyeti Devleti rejiminin” var olması ve bekasıdır!
Bunun ötesi yoktur.
Şimdi yukarıdaki satırlarda sizlere bahsettiğim bu paragrafı lütfen okuyun!
Bakalım ne diyor?
***
Bu bir alıntıdır.
Bugünkü anlamda siyaset ancak bir paravandır!
Kişilerin şahsını tatmin ettiği bir araçtır. Gerçek bir politikada- devlet yönetiminde- halkın temsili önemlidir.
Kişilik artık orada bitmiştir.
Hâlbuki günümüzde politikacılar isim, mevki şan, şöhret için yola çıkmaktadırlar.
***
İçimizde yalnızca halkı temsil etmek ve hiçbir beklenti olmadan yok olmak isteyenler vardır. Bir kişi olacağına binler olmak isteyen fedakâr insanlar mevcuttur!
Bunlar şu an yazarlık, sanatçılık, eğitimcilik ya da işsizlik yapıp önemsiz insanlar olmaya çalışıyorlar.
Önemli olmak kötü düzende kötü olmak anlamına geldiğinden insanın güzel tarafları da hiçbir şey olmamaya çalışmaktır.
İçimizde başbakan, cumhurbaşkanı olacak iyi insanlar yok mudur?
Elbette vardır.
Binlercesi her gün gördüğümüz insanlar arasındadır. Ancak politika algısı değişmedikçe bunlar yerlerine asla ulaşmayacaktır.
Öncelikle politikacı denen yalancı takımının maskesinin düşmesi gerekir!
Politikacıların güç peşindeki simsarlar olduğunu gören halk, olması gerekeni fark edecektir. Aramızda hiçbir şey olmaya çalışan insanlar o zaman bizi temsil edebilir. Elinde sadece hayatı olan ve milyonlarcasına hayat verebilen kimseler yönetimde yer alabilir.
Böylelikle onlar birkaç kişilik ailede var olmayacaklardır!
Onlar milyonlarca çocuğa sahiptir. İki çocuğun değil, bir milletin babaları olacaklardır. Politika işte böyle olmalıdır.
***
Oysa bu şimdi böyle midir?
Tabii ki değildir.
Alın size bir örnek!
Bakın şimdi CHP olağan kurultayı var.
Buna yönelik de, ben bu partiyi iktidara taşıyacağım iddiasıyla ortaya çıkan dört tane de onurlu genel başkan adayı var!
Şimdi delegasyonun, adaylara hangi gözle bakması ve desteklemesi konusunda, önce kendi siyasi çıkarlarını ön plâna getiren il başkanlarınca yönlendirilerek mi salona getiriliyor?
Yoksa o özlem duyulan yapıda, tartışıp doğruyu bulup, hangi adaya destek verecekleri konusunda hem fikir olarak mı salona giriyorlar?
İşte önem arz eden yer de burasıdır!
Bir taraf kendi siyasi çıkarları adına hareket edip, iktidar neymiş, benim adamım bu, umurumda mı dünya diyerek desteğini şartlandırılmış yere verirken…
Öbür tarafta da, o yukarıda bahsedilen bir şekilde ilkeli politikalar yapılsın, iktidar yolu açılsın diye çırpınanları görmek maalesef mümkün oluyor.
He mi?
He.
***
CHP’de bu tüzük değişmeli!
Bu o kadar uzun bir mevzu ama kısacası şu:
Milletvekili çıkaramayan ilin, partinin seçilecek üst kurullarında belirleyici unsur olarak katılma hakkı olmamalı!
Milletvekili çıkaramayan ilin bir temsilcisini alıp, bir başka ilden vekil çıkarmak adına, o ilin hakkına tecavüz ederek vekil yapılmamalı!
Çünkü her horoz kendi çöplüğünde ötmeli!
Devşirme vari taşımacılık yapılarak, ilkelerimize sığmayan kişiler veya efeler parti yönetimleri içersinde yer bulmamalı!
Koskoca CHP’ de insan kıtlığı mı var be kardeşim, insan mı bitti?
Bak nice değerler çıkarak, bir de partinin genel başkanlığına soyunarak burada mücadele vermek istiyorlar!
Siyaseten fırsat verilmeyen nice değerler, nice kalite insanlar daha var?
Gelecek olan gelir ama seçilme mücadelesi vererek gelir. Kendini kabul ettirerek gelir.
Yok öyle tepeden inme ve cukka gibi vekillik kapmak!
Başkalarının yıllarca vermiş olduğu mücadeleyle vekil olma hakkını elinden almak!
Meritokrasiye saygımız sonsuz, diyeceğimiz hiçbir söz yok.
Ama birileri bize katkı sağlar hayaliyle de tepeden inme vekillik ile de ödüllendirilmemeli!
Konu çok.
Ama yer yok!
Bakalım bu kurultay nasıl sonlanacak?
Geriye mi, yoksa iktidara mı yürüyecek, bekleyelim görelim.
“Doğruyu söyleyen dokuz köyden kovulur” derler!
Bakalım ne olacak?