BU MİLLET NEREYE DOĞRU GİDİYOR?
Bu yazımla ilgili yorumumda, asla alkol’ü savunan bir insan yerine konmak ve düşünülmek istemem.
Ben olaya daha başka gözle yani, ülkemin yapısını göz önüne alarak, insan hakları ve hukuk açısından baktığım gibi, insanların değişik inanışları açısından ve de geleneksel adetleriyle ilgili de bakarak yorumlamak istedim hepsi bu.
Bunu lütfen dikkate almanızı rica ederim.
Yoksa içen içer, içmeyen içmez, isteyen de yasaklar geçer, umurumda bile olmaz ama ülkem ve insanları adına da üzülürüm.
***
Daha önceleri ilimiz piknik alanlarında da, alkol alan vatandaşlarımıza yönelik, insanları kendi düşünceleri/bakışları/inançları doğrultusunda yaşama mecbur etmek gibi bir yapıyla, özgür yaşama müdahale eden bir uygulama vardı ki sonra bu uygulamanın yanlış olduğu görüldü ve bu zoraki yaptırım kaldırıldı çok şükür!
Aynı yapının, şimdide Zonguldak ilinin bir yazlık plajında yaşanmakta olduğuna şahit oluyoruz.
Hem de iki bayan doktor için.
Ne kadar üzücü değil mi?
İnsan yaşamına yasalarla değil de inançlarla müdahale edilmesi, açık aranması ve korkutucu girişimlerde bulunulması, aslında hiç kimsenin hakkı da, haddi de değildir ama!
Hem düşündürücü, hem de yazık desem yeridir!
***
Nereye gidiyoruz bayanlar/baylar?
İnsan hakları, hukuk, hoşgörü ve vicdan tarihe mi karışıyor?
Yoksa huzur bozmak için bahaneler mi aranıyor?
İçen içer, içmeyen içmez sana ne, demezler mi insana?
“Her koyun kendi bacağından asılır” der büyüklerimiz!
Sonra bu ülkede, Sünni var, Alevi var, Şii var, Ezidi var, İsevi var, Musevi var, ateisti var!
Saymakla bitmez.
Dünya bakışı değişik olan insan kitleleri bile var.
Hele şimdi?
Yasalara ve insan haklarına karşı gelirsen, uymazsan bu yönde hukuken, Tanrı’nın yasakladığı inanışlara karşı gelirsen de, Tanrı nezdinde cezalandırılırsınız!
Bu bir bakıştır, bir ilkedir, bir inanıştır!
Bunun ötesi ve keyfiliği olmaz.
Bu konuda yasalar var, kutsal kitaplar var, ayetler var, hadisler var, çizilmiş, gösterilmiş yollar var!
Ama bu yaşam tarzlarına da, kendi inançların doğrultusunda yaklaşır bakarsan, yanlış yapmış olursunuz ki bu da hem huzuru, hem de iç barışı bozar.
Bunu ancak “ben şeriat ilan ettim bu böyle olacak” derseniz işte o zaman neyle ve nasıl yönetildiğimizi anlarız, biliriz!
Ama bu yoksa keyfiyette olamaz.
***
Ülkem de insanlar o kadar değişik yapıya, düşünceye ve gaddar bir karaktere büründüler ki hayret etmemek elde değil.
Sanki her şey para, her şey kazanç!
Gerisi boş ve mantıksız!
Ne dünya, ne Ekolojik düzen, ne de insan!
Adeta böyle bir gözle bakılıyor.
Hiç görmediğim ve duymadığım olayları yaşamaya, şahit olmaya başladık.
Aynı dünyanın sonunun geldiğini gösterir ibretlik olaylar gibi!
Rahmetlik ninem bana tam 65 yıl önce demişti!
“Bak oğlum; insanlarda vicdan kalmadıysa, hastaya/fakire ve komşusuna kafa çevirmiyorsa, haksızlık, hukuksuzluk yol almışsa, utanma denilen ar duyguları körelmişse, yüzler kızarmıyorsa, işte bu dünyanın sonu gelmiştir yavrum.
Bunu bil ve ona göre yaşa” demişti!
İşte o günlere geliverdik desem yalan olmaz hani.
Bu söylenenlerden farkımız kaldı mı ki?
***
Siz bu ülkede, bu canım vatanda, ambulansla para kazanmak adına, insan kaçakçılığı yapıldığını hiç görüp duydunuz mu?
İşte bunları da yaşamaya başladık!
Yazık… Yazık ki ne yazık!
Sayın Cumhurbaşkanımız ne diyor?
Burnuma pis kokular gelmeye başladı diyor!
Evet, hem içerden, hem de dışardan bu kokular maalesef geliyor.
Tanrım, sen devletimi ve milletimi koru.