Bu yazı bir alıntıdır...
Ama son noktasına kadar da yaşanmış gerçek olayları yansıtmaktadır!
İstiklâl savaşı öncesi oluşturulmaya çalışılan Kuvva-i Milliye birlikleri için, bir avuç tayyare pilotumuzun hayatı pahasına yaşadıkları olayları ve kahramanlıkları içermektedir.
Dilerim sonuna kadar okursunuz.
***
7 Haziran 1920.
İstanbul Maltepe garı Saat 1.30.
Yolcularını bırakan tren gardan ayrıldı.
Trenden inen birkaç yolcu alelacele gecenin karanlığında kayboldu.
İstasyon tenhalaştı. Sadece iki yolcu gardan ayrılmadı.
Nemden ve heyecandan sırılsıklam terlemiş, pilot Vecihi ve pilot Rıdvan istasyonun loş kısmına geçtiler. Beklemeye başladılar!
Sabırsızdılar.
Kısa bir süre sonra baş makinist Eşref göründü; telaşla, “ Şakir ve eşi Müzeyyen de az ileride bekliyor. Ancak Şakir bir buhran içinde, uçamayacak gibi görünüyor” dedi. Canları sıkıldı.
Üstelik eşini de getirmişti.
Bu arada diğer pilot arkadaşları da göründü.
Pilot İsmail Zeki, pilot Kazım, pilot Bezmi.
Ekip bir iki eksikle tamamlandı. Diğer arkadaşlarını bekleyecek zaman yoktu. Harekete geçtiler.
Osmanlı’nın bu genç pilotları, İngiliz işgali altındaki İstanbul’dan Anadolu’daki Mustafa Kemal taraftarlarına tayyare kaçıracaklardı!
Son durumu gözden geçirdiler. Uçabilecek halde sağlam üç uçak vardı.
İsmail Zeki Fokkerİ; Kâzım Albatros’u, Vecihi yanına alacağı Müzeyyen hanım ve eşi Eşref ile birlikte keşif tayyaresini kullanacaktı.
Üçü de Birinci Dünya Savaşına pilot olarak katılmışlardı.
Bezmi, Şakir ve Rıdvan’nın kullanacağı tayyareler uçacak gibi değildi. Onlar; Maltepe’deki diğer uçuş görevlileriyle buluşup karayoluyla Anadolu’ya gideceklerdi.
Tam o sırada, uzaktan çoğunluğu Hintli olan İngiliz kuvvetleri göründü. Pilotlar kararlıydı.tayyareleri kaçıracaklardı.
***
7 ay önce…
8 Kasım 1919.
İngilizler, İstanbul Yeşilköy’deki tayyare istasyonu ve hangarlarının müttefikler tarafından kullanılacağını söyleyerek üç gün içinde boşaltılmasını istemişti. Birinci Dünya Savaşı sonsunda Osmanlı’nın envanterinde sadece 100 tayyare vardı ve bunun 60’ı Yeşilköy’deydi.
İngilizler 45’ini Maltepe’de bir araziye yapılan portatif hangarlara götürdü.
Taşıma sırasında da hepsini harap ettiler.
Kalan 15’i ise zaten kırık döküktü.
***
1920 yılına girerken Anadolu’da İstiklâl Savaşının başlamak üzere oluğunu İstanbul’daki pilotlar da, Makinistler de duymuştu.
Mondros sonucunda bunların bir kısmının Osmanlı Hava Kuvvetleriyle ilişkisi kesilmişti.
Anadolu’da ulusal güçlere katılmak istiyorlardı.
Ama Anadolu’ya giderken boş gitmekte olmazdı.
Tayyare kaçıracaklardı.
İngilizler ise Türklerin tayyare kaçıracaklarını hiç hesap etmemişti. Maltepe’deki hangarlara doğru dürüst nöbetçi koymaya bile gerek duymamışlardı.
Görevli birkaç kişi ise zaten Türk’tü ve gece yapılacak operasyondan da haberleri vardı.
Türk pilotlar gruplara bölünerek hangarlara dağıldı. Çok ihtiyatlı davranıyorlardı.
Motorları çalıştırdılar.
Gecenin sessizliğini motor sesleri yırttı. Geriye zorlu bir aşama kalmıştı.
Bu meydandan Tayyareleri uçurmak zordu, pist çok kısaydı.
Yine de plânları gereği on gün önce çukurlar ve tümseklerle dolu pisti onarmak için kurnazca plân yapmışlardı.
Makinist Şakir tayyare futbol takımı kurmuş, idmanlara başlamış “ burada futbol oynamak çok zor” diye pistin çukur ve tümseklerini onarmışlardı. Plân eksiksiz uygulanıyordu!
Başaracaklardı, başka çareleri yoktu.
Yakalandıklarında biliyorlardı ki sonları hiç iyi olmayacaktı.
***
İlk havalanan 24 yaşındaki Pilot Kâzım oldu.
Gecenin karanlığında kaybolup gitti. Başarmıştı.
Sırada 25 yaşındaki Pilot İsmail Zeki vardı.
Pistin sonuna geldi, yükseldi ama bu irtifa ona yetmedi, tepeyi aşamadı. Çakıldı. Uçağı parçalandı. Arkadaşları tereddüt etti; yardıma gitmeli mi yoksa harekete devam mı etmeliydiler?
O sırada, bir mucize oldu. Paramparça olmuş tayyareden İsmail Zeki kalkıp onlara doğru yürümeye başladı.
Sıra 24 yaşındaki Pilot Vecihi’deydi.
Birinci Dünya Savaşında 7. Tayyare bölüğünün Pilotlarından biriydi.
Bir Rus uçağını düşürmüştü.
İçlerinde en deneyimli o idi.
Tayyarenin geniş kanatları fazla ağırlığa rağmen kolayca yerden havalandı.
Tam dar ve küçük meydandan ayrılmışlardı ki motordan kesik homurtular geldi.
Tayyaresini havada tutabilmek için var gücüyle mücadele verdi .
Olmadı. Başaramadı!
Tümseğe çarptı tayyare ateş aldı.
***
Not: Devamı Cuma günü