Eğer bu Anadolu’yu, insanlarını, bayraklarını, kültürlerini, dillerini/dinlerini seviyorsanız o zaman dinleyin ve lütfen okuyun!
Dinleyin ve okuyun ki yaşadıklarımızdan/yaptıklarımızdan dersler, ibretler, alalım/çıkaralım, yalnızca doğruyu bulup bekamıza/geleceğimize bakalım.
Boş yere de, boş çene yorup birbirimizi kırmayalım/üzmeyelim.
Sen ben gibi içi boş ama yalnızca menfaat ve çıkar kokan “kayıkçı kavgası da” yapmayalım!
Her yaptığımızın ve her söylediğimizin arkasında, doğruluktan/dürüstlükten dolayı da vatansever yığınlar olsun, oluşsun!
Tek amacımız “biz” olalım!
Çünkü buna hiç kimse “bana ne” diyemez.
Şayet bir vatanseverse!
“Elle gelen düğün bayram” da diyemez, şayet bu topraklar için kanını ve canını verenlere karşı da birazcık saygısı/sevgisi varsa!
“Benden sonrası da tufan diyemez”, içlerinde şayet biraz olsun vatan aşkı varsa!
O zaman söylenecek bir tek söz var, o da “ her şey vatan ve insanları içindir” sözü!
Şimdi benim bu cümlelerime bile nahoş ve şaşı bakanlar vardır, olacaktır da!
Çünkü onlar menfaatçidir veya cukkacıdır denilebilir, suçlanabilinir!
Ama vardırlar!
Olsunlar.
Onların da fikirlerine ve düşüncelerine saygı duyalım.
Hani demokrasi falan diye bir şeyler tutturmuş boyuna dillendiriyoruz ya?
Hiç olmazsa ucundan/ kenarından bunu biraz olsun tutmaya çalışalım.
Ta ki bu vatan topraklarına içerden veya dışardan gelecek olan hin fikirler/bakışlar ve saldırılar olmasın.
İşte o zaman da, birlik/ beraberlik konusunda kartopu gibi büyüyelim ve birlik olalım.
Nokta!
Ama hor görmeden!
Küfür ve hakaretler etmeden!
Yalan yere beyanlar yapmadan.
İlle de ben demeden!
Bu Milletin tarihini bir kez daha anımsatalım.
Çünkü biz ne olursak olalım, “Türk Milletiyiz, kardeşim Yüce Türk milleti” !
Bu, bu kadar mı zor ey millet, bu kadar mı zor?
Hiç de değil.
Çünkü burası Anadolu toprağı!
Çünkü burası “Türkiye Cumhuriyeti Devleti”!
Ötesi yok.
Bir tek yarın varsa o da bu!
***
Şimdi bir soy ağacı furyasıdır gidiyor!
Niçindir, nedendir bilinmez?
İyi veya kötü!
Ama daha önceleri bu Anadolu insanları içersinde, dini, dili, rengi ve kültürü şu kadar deyip, çeşitli türde insan kitlesi var deniliyordu ya?
Acaba şimdi de, bu Anadolu toprakları içersin de, kim kimdir, ne nedir gibi bir yapı mı sergilenmeye başlanıyor ki?
Hem de çokcası 1850 tarihinden öncesi verilere de pek fazla inilmeden.
Aklıma hiç kötü fikirler gelmiyor ama inanın bazı benimseyemeyeceğimiz de kokular gelebiliyor!
Acaba bizi ırksal yönden dilimlere mi ayrıştırmak istiyorlar?
Kötü fikirli değilim ama sorgulamak da hakkımız.
Çünkü bu millet, “İstiklâl Savaşı” sonrası 30 milyondan 10 milyona kadar düştü!
Şimdi ise 80 milyon!
O nedenle, bazı emperyalistlerin, ülkemizin uyguladığı hatalı politikalar nedeniyle gözlerini bize diktiklerini görmemek mümkün değil.
Vee en fazla dil/din ve kültür farklılığı olan nadir ülkelerden de biriyiz
Bilmeye çalışalım, sorgulayalım ama sabırla ve bilgiyle takip edelim bakalım.
Rüzgâr veya fırtına ne taraftan, nasıl esecek?
***
Geleceğe baktığımızda, şeker pancarının ve şeker işletmelerinin, ayrıca, haşhaşın, buğdayın, nohut’un, fasulye’nin, mercimeğin, birçok ekenek ürünlerinin ve hayvancılığın da nerelere doğru gittiğini görmemek, ilerideki tarihlerde de neler olacak bunları tahmin edememek o kadar da zor değil!
Ey benim aziz milletim!
Ne varsa yine sende var?
Bak gör gali.