ADAMIN BİRİ DEMİŞ Kİ!
Adamın biri demiş ki:
Meraklı da sormuş!
Ne demiş, ne demiş?
Elinin körü demiş!
Aklın var, fikrin var, gözün var, kulağın var!
Söylenenleri duymuyor musun, yapılanları görmüyor musun be insancık?
Sen nesin ki demiş?
***
Sıkıntılı, sancılı ve insanların suçlandığı/ yaftalandığı hatta ekmeklerinden bile mahrum edildiği antidemokratik günler yaşıyoruz.
Nasıl bir bakış, nasıl bir demokrasi yansıması ise?
Hem de Cumhuriyet tarihinde ilk defa!
Nereye kadar?
16 Nisan’a kadar.
Nedeni de, sözde referandum!
Hem istiyorlar, hem seçmen karar versin diyorlar, hem de kafalarına göre esip, kendileri gibi düşünmeyenleri de neredeyse yok sayıyorlar.
Dediğim dedik, ettiğim ettik hesabı!
Ne adaletli seçim olacak ya?
Ne vicdani, ne hukuki, ne de dini verileri var!
Varsa yoksa “hep bana” anlayışı var!
Ama ne derlerse desinler, ne yaparlarsa yapsınlar, halkın özgür iradesine asla karşı duramayacaklar.
Bakalım bu halk, bu seçmen, bu tutumu, bu bakışı ve bu uygulamaları yapanları nereye kadar taşıyacak?
Bu arada referandumun ertelenmesi için çeşitli nedenler de gündeme gelebilir ha!
Çünkü pabuç biraz bağlı!
Bekleyip göreceğiz.
***
Affınıza sığınarak bir iki fıkra sunmak istiyorum.
Lütfen beni hoş görün. Birazcık streslerden uzaklaşmak için işte.
***
Adamın biri hemoroit olmuş!
Kullanmadık ilaç kalmamış ama nafile.
Bakmış ki tek çare doktor!
Çalmış doktorun kapısını, anlatmış derdini.
Doktor muayene etmiş, tamam demiş, ben bunu tedavi ederim.
Adam sevinmiş, aman doktorum hemen olsun demiş.
Doktor hastayı yatırmış, fizik tedavisi için poposuna kablo ile elektrik vermeye başlamış!
Adamcağız, ne oluyor be doktor bey, diye sormuş?
Çünkü poposunu bir şeylerin rahatsız ettiğini anlamış!
Merak etme fizik tedavisi yapıyorum demiş.
O ne demek doktor, deyince…
Doktor da, kablo ile popona elektrik veriyorum demiş!
Adam şaşırmış ve başlamış gülmeye.
Doktor, ne gülüyorsun be adam diye sorunca…
Nasıl gülmeyeyim a doktor, bu meret elektrik benim köyümden önce popoma girdi de ondan gülüyorum demiş.
***
Keçiyle koyun birlikte otlamışlar, öğlen sıcağı basınca da suya doğru yürümeye başlamışlar.
Koyun önde, keçi arkada.
Suyun aktığı kanala gelince, koyun zıplayıp karşıya geçmiş.
Bu arada kuyruğu havaya kalkmış ve poposu gözükmüş!
Keçi başlamış gülmeye ve tepinmeye…
Poposunu gördüm, poposunu gördüm diye de bağırmaya.
Koyun dönmüş şöyle bir bakmış!
Sana ben ne diyeyim ki demiş.
Senin popon her zaman açıkta ama sana bir şey diyen olmamış, sen ise ufacık bir fırsatı bile kaçırmadan bağıra/bağıra anlatıyorsun ve beni refüze etmeye çalışıyorsun, Allah’ından bul emi demiş.