Regaip kandilinizi kutlar, nice yıllar bu kutlu güne ulaşmanız istemi ile Ulu Tanrı’dan sağlık/mutluluk dilerim.
***
EMEKÇİ ANALAR, BACILAR!
Evet analarımız!
Bacılarımız/ namusumuz / sevgililerimiz/ her şeyimiz!
Vee insan hakları babında yaya kalanlarımız!
Bu gün için bile utanç verici diyebilirim!
***
Devlet malında ve olanaklarında gözü olmadan, namusuyla çalışıp alın teriyle para kazanan, ailesinin geçimine katkı sunan tüm emekçi bayanlarımızı böyle bir günde bir kez daha saygı ile anıyor ve günlerini kutluyorum.
8 Mart Dünya emekçi kadınlar gününüzde; geleceğe yönelik insan hakları kapsamında da dilerim sizlere bir ufuk açan gün olur.
Böyle bir zamanda ve devirde, bu mümkün gibi gözükmese de, asla umudumuzu/ kararlılığımızı da lütfen yitirmeyelim.
Dilerim yakın zamanda insan gibi yaşamaya ve yaşatılmaya layık olan yasalar çıkar, sizler de mutlu olursunuz.
Tabii ki önce kadın/erkek eşirliği!
Şu unutulmamalıdır ki; 8 Mart Dünya emekçi kadınlar günü; bazılarının yaptığı gibi sazlı/sözlü kutlanmaz, ancak saygı ile anılır.
Çünkü bunun mücadelesini veren emekçi bayanlar bu uğurda başlangıçta 129 can vermişlerdir!
***
Dünya Emekçi Kadınlar Günü;
Her yıl 8 Mart’ta kutlanan ve Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanmış uluslararası bir gündür.
İnsan hakları temelinde kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesine, ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının kutlanmasına ayrılmaktadır.
***
8 Mart 1857 tarihinde ABD’nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 129 kadın işçi can vermiştir.
***
26- 27 Ağustos1910 tarihinde, Danimarka’nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında, (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin…
8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart’ın (International Women’s Day - Dünya Kadınlar Günü) olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi.
İlk yıllarda belli bir tarih saptanmamıştı fakat her zaman ilkbaharda anılıyordu. Tarihin 8 Mart olarak saptanışı 1921’de Moskova’da gerçekleştirilen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı’nda gerçekleşti.
Adı da “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak belirlendi.
“Birinci ve İkinci Dünya Savaşı” yılları arasında bazı ülkelerde anılması yasaklanan Dünya Kadınlar Günü, 1960’lı yılların sonunda Amerika Birleşik Devletleri’nde de anmaya başlanmasıyla daha güçlü bir şekilde gündeme geldi.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart’ın “Dünya Kadınlar Günü” olarak anılmasını kabul etti.
TÜRKİYE’DE KADINLAR GÜNÜ!
Türkiye’de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında “Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanmaya başlandı.
1975 yılında ve onu izleyen yıllarda daha yaygın ve yığınsal olarak kutlandı, kapalı mekânlardan sokaklara taşındı. “Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı” programından Türkiye’nin de etkilenmesiyle, 1975 yılında “Türkiye 1975 Kadın Yılı” kongresi yapıldı. 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi’nden sonra dört yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmadı. 1984’ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından “Dünya Kadınlar Günü” kutlanmaya devam ediliyor.
***
İnsan hakları Evrensel beyannamesi!
Kadın erkek eşitliği!
Bayanların özgür yaşamına karşı duran anaerkil yapı!
Veee bayanın aktif siyasetteki yeri!
Vay be?
Gel de işin içinden çık.
Nereye bakarsanız bakın, nerede durursanız durun, hangi partiye sorarsanız sorun!
Kadın/erkek eşitliği çerçevesi içersinde bayanın aktif siyaset yapması veya yapabilmesi konusunda hiç biri de hayır demeyecektir.
Ama bırakın siyaseti; Sosyal Devlet kapsamı yaşamlarında bile neredeyse onların devlet garantisi yoktur!
Var mı itirazı olan?
Hiç zannetmiyorum.
Varsa işte ispatı:
Önce adli kayıtlara bakın!
Darp edilenler!
Öldürülenler!
Sayısını bilen var mı?
Yok.
Oysa binlerce!
Peki, koruma isteyip de korunan var mı?
Var ama yalnızca nasihatle!
Ya parlamento da?
Yeterli değil.
İşte meclis…
İşte partiler…
Kafanızı şöyle biraz kaldırıp sağa/sola doğru çevirip baktığınızda bunu görebilirsiniz.
Hani eşitlik ilkeleri ve bayana verilen değerler?
Nerede?
Kaç kişi?
Ve hangi partilerde?
Varsa da, ya kotadan ya da ayıp olmasın diye var!
Ötesi yok.
Fazla da atıp tutmaya gerek yok.
Yazık!
Nerede varlar?
Evinde kocasının dizinin dibinde!
Başka?
En az beş çocuk doğurmada!
Dahası?
Hem severim, hem döverim de!
Vee her gün güzel yemekler yapmada!
Bak hele bak!
Yazık be yazık!
Unutmayın ki; “Cennet anaların ayağının altındadır” derler!
Bunu sakın unutmayın!
***
EKMEK VE GÜL!
Yürüyoruz, yürüyoruz yan yana,
Güzel günler adına
Kadınız, insanız, insanlığı ayağa kaldırıyoruz
Paydos bundan böyle
Köleliğe, aylaklığa
Herkes çalışsın bölüşülsün
Kardeşçe yaşamın sundukları
İşte bunun için yükseliyor yüreklerimizden
Bu ekmek ve gül türküleri
Ve yineliyoruz hep bir ağızdan
“Ekmek ve Gül!
Ekmek ve Gül”!