59. HAFTA TÜRKELİ GAZETESİ SANAT—KÜLTÜR
SAYFASI YAZILARI
HAZIRLAYAN: ŞABAN KORKMAZ
HAFTANIN AYETİ KERİMESİNİN MEALİ: “Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ilme gündüzlerin birbiri peşinden gelmesinde, insanlara eren şeylerle yüklü olarak denizde yüzüp giden gemilerde, Allah’ın gökten indirip de ölü halde toprağı canlandırdığı suda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgârları ve yer ile gök arasında hazır bekleyen bulutların yönlendirilmesinde düşünen bir toplum için (Allah’ı ve birliğini ispat için) birçok deliller vardır.”
(Bakara Suresi: 164)
&&&
HAFTANIN HADİS-İ ŞERİFİNİN MEALİ: “ Hepiniz güdücüsünüz, hepiniz güttüğünüzden mes’ulsünüz. İmam (devlet başkanı) güdücüdür. Güttüğü tebasından mes’uldür. Erkek ailesinin idarecisidir, idaresinden mes’uldür. (Buhari-Müslim)
&&&
BAŞYAZI:
ŞABAN KORKMAZ
HENDEKLİ ABDURRAHMAN EFENDİ
Allah’ın kelamı Kur’an’ını tilavette çok büyük bir hassasiyet gösteren büyük bir hafız-ı kelam.
Kur’an’ı Kerim-i büyük bir aşk ve vecd ile okur, dinleyenleri uhrevi âleme götürür, sanki ahirette yaşıyormuş gibi olurdu onu dinleyenler.
İlk defa Teşvikiye camisine imam olmuş, kırk seneden fazla da Beyazıt camiinde imamlık yapmış ve caminin müştemilatında devamlı hafız yetiştirmiştir. Onlarca, yüzlerce talebeye Kur’an, tecvit ve tilavetini öğretmiştir. Namazda tadil-i erkâna çok riayet eder, huzur, sükûn içinde aşkla, vecd’le namaz kıldırırdı. Kur’an okurken tecvide ve tertibe haddinden fazla riayet ederdi.
Abdurrahman Efendi yetiştirdiği talebelerin her türlü haliyle meşgul olarak her türlü ihtiyaçlarını karşılamaya çalışırdı. Aslında kendisi de son derece mütevazı birisi idi. Fakat İslam’ın vakarını daima muhafaza etme çalışırdı.
Hiçbir kimseden hiçbir şekilde para istemezdi. Ramazan’da bir iki mukabele okur, ne para vereceklerine bakmazdı.
Birkaç defa Fas kralının davetlisi olarak Ramazan’da Fas’a gitmiş, orada okumuş Arap talebelerine tecvit ve tilavet öğretmişti.
İstanbul’da en meşhur hafızlardan olduğu hatta İslam âleminde çok tanındığı halde maddi bakımdan hiçbir şeyi yoktu. Sadece
Teşvikiye’de oturduğu küçük bir dairesi vardı. Bu daireden başka Fatih’te de bir dairesi varmış ama asaletine, vakarına kurban gitmiş bunun hikâyesi ise şöyle:
Hocayı bir hacı masrafını çakarak hacca götürmüş. Bu hacı iki de bir “Hafız” haydi bir Kur’an oku seni hacca götüreyim der, sık sık hacca parası ile götürdüğünü mevzuu ediyormuş.
Abdurrahman Efendi, onun bu sözlerine çok üzülür. Fatih’teki dairesini satmış ve hemen hac için sarf ettiği parayı o kişiye iade etmiştir.
Hoca “Reisül Kurra: Kur’an okuyanların başkanı olmuştu. Son zamanlarda kulağı pek duymaz olmuştu. (yaşı doksanı geçmişti.) Fakat Kur’an okununca bir yanlış olursa onu duyar ve derhal düzeltirdi.
Okuduğu Kur’an ile amel eden, yüzlerce talebe yetiştiren, kul hakkına riayet eden, hiçbir kimsenin gıybetini yamayan, Kur’an’ı baş tacı eden hocamıza Allah’tan rahmet diliyorum. (Gönüllerden Gönüllere Hitap)
&&&
YAPILAN AMELLERİN RIZA İÇİN YAPILMASI
Hiç şüphesiz ki bütün işlerimiz, amellerimiz ve inançlarımızın özü, ruhu ve temeli niyettir. Niyet, yemeklerdeki tuz gibi çok çok önemlidir. Hatta bu tuzdan da önemlidir. Çünkü tuzsuz yemek, tatsız da olsa yenebilir, halis niyetle yapılmayan ameller, inançlar hiçbir işe yaramaz. Himalaya dağı kadar büyük amellerimiz de olsa, Allah rızası niyeti ile yapılmamışsa hiçbir önemi ve değeri yoktur.
Bir insan, bütün hayatı boyunca durmadan ibadet yapsa, fakat Allah rızası bunlarda yoksa bütün ibadetleri, çabaları boşa gitmiştir.
Rabbim yaşadığımız süre içinde yapacağımız amelleri O’nun rızasını kazanmak için yapmamızı nasip eylesin. Âmin.
&&&
VAY HALİMİZE!
“Her iki cihanda saadet ve mutluluğa erecek kişi sabahları hep uyanıktır. Sabah namazını kıldıktan sonra tesbih ve tehlil ile kalbini nurlandırmaya çalışır. Allah (c.c.)’ın yarattığı horoz bile bunu yapıyorsa vay halimize diyenlere selam olsun.”
&&&
BİSMİLLAH DE!
İbretle bak pişmiş aşa,
Bir baksana kurda kuşa,
Başladığın her bir işe,
Gel hele bir Bismillah de…
Şaban Korkmaz
&&&
TEFEKKÜRLÜK BİR SÖZ!..
Hazreti Mevlana, gülmek gibi sıradan görülen bar davranışın bile kişinin karakterini ele verdiğinden hareketle ince bir ikazda bulunur: “İnsanın nasıl güldüğünden edebini, neye güldüğünden aklını anlarım…”
Rabbim Allah dostlarının sözlerini okuyan, anlayan, anlatan ve yaşayanlardan eylesin. Ne kadar çok kitap okursak okuyalım, ne kadar ilim meclislerine devam edersek edelim, öğrendiklerimizle amel edemiyorsak bunların hiçbir kıymeti harbiyesi olmayacaktır.
&&&
DUAMIZ
“Allah’ım! Dünya ve ahirette senden af ve afiyet isterim. Allah’ım! Dinim, dünyam, ailem ve malım hakkında senden af ve afiyet isterim. Allah’ım! Kusurlarımı gizle ve korkularımdan emin kıl. Allah’ım! Beni önümden, arkamdan, sağımdan, solumdan, üstümden gelecek her türlü tehlikelerden koru. Yere batırarak helak edilmekten azametine sığınırım. Ey Allah’ım Peygamber Efendimiz (s.a.v.) senden ne istemişse bizlerde onu istiyoruz, nasip eyle. Ey Allah’ım! Peygamber Efendimiz (s.a.v.) nelerden sakındıysa bizlerde onlardan sakınmak istiyoruz sakınmayı nasip eyle. Dualarımızı kabul eyle. Bizleri ne merde ne de namerde muhtaç olanlardan eyleme. Elinde olanla yetinenlerden, elin elinde olana haset etmeyenlerde eyle. Ey Rabbim! Şeytanların vesvese vermesinden sana sığınırım. Rabbim, onların huzurumda, yanımda olmalarından sana sığınırım. Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır, adımlarımızı sabit kıl ve kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.” Âmin.
&&&
HAKSIZ MIYIM?
“Sevgili Can Dostum! Sen her halükarda sesini değil sözünü yükselt. Yağmurlardır büyüten zambakları, gök gürültüleri değil. Her zaman ve her yere sözde değil özde icraatın olsun. Öylesine ki bir dilim ekmeğin bile varsa başkalarıyla onu bölüşmeyi bil. Hiç şüphesiz ki kırılmış, paramparça olmuş bir dünyada yaşıyoruz. Bir bakıyoruz ki kardeş kardeşi bile bilmiyor ve tanımıyor, yetim ve yoksulun halinden anlamıyor. Hiç şüphesiz ki Allah’ın dostum dediği Hazreti İbrahim’deki teslimiyeti yeniden toplum içinde inşa etmek için çaba ve gayret içinde olmamız gerekir diye düşünüyorum. Haksız mıyım?”
&&&
DEDİLER Kİ!..
Allah (c.c.) Dostlarından Bayezid-i Bistami’ye dediler ki:
-Su üzerinde yürüyormuşsun!
-(Öyle ama), bir çöp de su üstünde yüzer.
-Havada uçuyormuşsun!
-Kuşlarda havada uçar.
-Bir gecede Kabe’ye gidip geliyormuşsun!
-Bir cadı da bir gecede Hindistan’dan Demavend’e gidiyor (önemli ki bu gibi kerametler!).
-O halde erlerin işi nedir?
-Yüce Allah’tan başka hiçbir kimseye gönül bağlamamak.!
(Tezkiretü’l Evliya’dan)
&&&
SADAKA VER RAHATLA!
İnsana mutluluk ve neşe veren, gam ve kederini gideren şeylerin içinde insanlara iyilik yapmak ve sadaka vermek de vardır. Bu durum insanın gönlünü ferahlatan en güzel hususlardan birisidir.
Hiç şüphesiz ki cömert ve cimri kişiler, üzerlerinde iki cübbe bulunan iki adama benzetilmişlerdir. Cömert kişi verdikçe cübbesi ve altındaki demir zırhı hep genişler, rahatlar ve bunların ağırlığını hissetmez. Cimri ise sıktıkça cübbesi ve zırhı daralır, büzülür, neredeyse boğulacak ve canı çıkacak gibi olur.
Ruhun cimriliği, elin cimriliğinin bir parçası niteliğindedir. Gönül ve ahlakı en dar insanlar cimri olanlardır. Çünkü onlar Allah’ın kendilerine lütfettiği şeylerde cimrilik etmektedirler. İnsanlar bir şeyler vermenin kendilerine mutluluk getireceğini bilmiş olsalardı, hiç durmadan hep hayırlı işlere koşarlardı.
Allah sana verdi, sen de O’nun verdiğinden ver, Mal ödünç verilen bir şeydir, ömür ise yolcu. Hiç unutma mal su gibidir, kanallarını tutarsan acılaşır, akarsa tatlanır, durulur, yumuşak ve hoş bir su olur. Verirsen ömrün ve kazancın bereketli olur.
Rabbim Cümlemizi Allah rızası için verenlerden eylesin. Âmin.
Ecz. Güler Korkmaz Ağca
&&&
KIL NAMAZI
Kıl namazı aç önünü,
Unut da gel sen dününü,
“Hu” diyenin var düğünü,
Aşkla şevkle kıl namazı.
Şaban Korkmaz
&&&
SAKIN OLMA!
-Gıybet edicilerden olma.
-Cennetteki yerini hazır bilenlerden olma.
-Ömrünü namazsız geçirenlerden olma.
-Ana-babaya asi olanlardan olma.
-Kapına gelenleri eli boş çevirenlerden olma.
-Asık suratlı kimselerden olma.
-‘Benim kalbim temiz’ diyenlerden olma.
-‘Her şeyi ben bilirim’ diyenlerden olma.
-Haram lokmalarla beslenenlerden olma.
-Bütün bir geceyi sürekli uyuyup geçirenlerden olma.
(Oğluma yaptığım nasihatlerden alıntı)
&&&
DAL OLUR GELİR
Gıybet edeni görür de sen de gıybet edersen,
Yapılan nice güzel ameller sel olur gider.
Mazlumu, fakiri yalnızca Allah için seversen,
Kalbindeki nice iman filizi dal olur gider.
Şaban KORKMAZ
(Meselelerin Özü İsimli Kitabımdan)
&&&
ACABA
Geçen güne ah ettim,
Alan var mı acaba?
Umudumu kaybettim,
Bulan var mı acaba?
Ar damarı çatladı,
Karamsarlık hortladı,
Kimler kimi hakladı,
Duyan var mı acaba?
Arla namus oyanı,
Haram ile doyanı,
Mazlum, fakir soyanı,
Gören var mı acaba?
Hak evine varasın,
İki büklüm kalasın,
Muhtaçların yarasın,
Saran var mı acaba?
Korkmaz diyor ne hakla,
Kimler yatar şafakta,
Zikir ile hukukla,
Aran var mı acaba?
Şaban Korkmaz
&&&
YAKUTLARDAN BİR DEMET
*Güzel ahlak, ezaya katlanmak, kızmamak, güler yüz, tatlı sözdür.
---
*İlmin neticesi Allah korkusu, zühdün neticesi rahatlık, marifetin neticesi Allah’a (c.c.) dönüştür.
---
-Bu ümmetin en hayırlıları, ne din işleri için dünya işlerini ne de dünya için ahiret işlerini terk edenlerdir.
---
-Hakk’ın nidasını işitmezsen, davetine nasıl icabet edeceksin?
---
-En akıllı kişi, onun marifetinin künhüne yol yoktur, deyip aczini itiraf ve ikrar eden kimsedir. Haris-i Muhasibi (k.s.)
&&&