Afyonkarahisarlı araştırmacı, yazar ve Afyonkarahisar sevdalısı şahsiyetlerden biri merhum İsmail Hızal’dır. Uzun yıllar sohbet ettiğimiz, zaman zaman tatlı tartışmalar yaptığımız ve böyle sağlam dostluk oluşturduğumuz merhum İsmail Hızal ile ilgili aklımda kalan telaşlı, heyecanlı, tartışmayı seven, kolay kolay ikna olmayan, okuyan ve yazan biri oluşudur.
Afyonkarahisar Merkez İlçe Nüfus Müdürlüğü kayıtlarına göre İsmail Hızal, 9 Ocak 1933 tarihinde Afyonkarahisar'da doğdu. Babası İbrahim Hızal (v. 1987), annesi Atike Hızal (v.1988), dedesi Mehmet Ali Efendi (v.1934)dir. Babası tarafından Çömlekoğlu ailesine, annesi tarafından Çeşmeci Hacı Şükrü ailesine mensuptur. Çocukluğu evlerinin bulunduğu Türbe mahallesinde geçen Hızal’ın okumaya olan merakının küçük yaşlarda başlamasında mahallesinin, mahallesindeki türbe ve camilerin tesiri büyüktür. Fakir, ama onurlu bir ailenin en büyük çocuğu olarak yetişen Hızal’ın çalışkan ve disiplinli oluşunda bu hayatın rolü büyüktür. İlkokulu Afyon ve Konya'da okudu, Eğretli Cemal Hocadan (v. 1967) ders aldı, bu yıllarda Terzi Nigahi ustanın yanında çalıştı. Lise öğrenimini Afyon Lisesi'nde yapan İsmail Hızal, 1951'de girdiği Ankara Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye Bölümü'nden 1956'da mezun oldu. Maliye Bakanlığı'nda memuriyete başladı, Belçika'da burslu olarak yüksek lisans yaptı. Bu yıllarda araştırma ve yazma zevkinin hazzına ulaştı. 1981'de emekli olduktan sonra bütün zamanını araştırmaya ve yazmaya ayırdı. 1972'de yazmaya başladığı Türkiye Gazetesi'nden emekli olduktan sonra da güncel yazılar yazmaya devam etti. Ramazan aylarında Ramazan sayfaları hazırladı. Afyonkarahisar camileri türbeleri, çeşmeleri, kalesi, giyim kuşamı, folkloru gibi farklı konularda araştırmalar yaptı. Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver ile tanışmasından sonra araştırmalarına ağırlık verdi. Osmanlı tarihi, edebiyatı ve diline hakim olan Hızal, bazı araştırmalarını bilimsel toplantılarda bildiri olarak sundu. Dinlediği sunumları defterlerine özet olarak not etti. Bu defterler ve bazı fotoğraflar, AKÜ’ye bağışlanan kitapları arasında çıkmış, nasıl korunacakları düşünürken gönül insanı oğlu İbrahim Hızal’a teslim edilmiştir. 11 Temmuz 2009 tarihinde Bursa'da vefat eden İsmail Hızal'ın Sabire Hanım'la yaptığı evlilikten dünyaya gelen Ahsen, İbrahim, İnci Sultan, Ali, Reyhan adlarında beş çocuğu vardır.
Afyonkarahisar’ın tarihi, sanatı, edebiyatı, kültürü, meşhurları, cami ve külliyeleri üzerine araştırmaları bulunmaktadır. Çeşitli dergi ve gazetelerde yayımladığı çalışmaların listesi Afyonkarahisar Edebiyatı adlı kitapta verilmiştir. Merhum İsmail Hızal, okuduklarını, duyduklarını, gördüklerini ve dinlediklerini defterlere not etmeyi çok severdi. İşte bu notlarından birinde Vehbî Mevlidi'nin Afyonkarahisar'da Felâhî Hoca ve Ömer Hoca tarafından sık sık okunduğunu da kaydeder.
Afyonkarahisar’da, Üniversitenin kurulduğu 1992’den itibaren bir canlılık, bir gelişme, bir yenileşme başlar ve 1999 yılına gelinir. Bu sıralarda Afyonkarahisar Belediyesi ve Afyon Kocatepe Üniversitesi işbirliğiyle Türkiye Cumhuriyeti'nin 75. ve Osmanlı Devleti'nin 700. Kuruluş Yıldönümü anısına Taşpınar Dergisi’nin yeniden çıkarılması düşüncesi oluşur ve hazırlık çalışmalarına başlanır. Bu çalışmalardan olarak Üniversitenin Türk Dili Bölüm Başkanı görevini yürüttüğüm yıllarda Üniversitede görevli Uzman Yusuf İlgar’la birlikte Ankara’ya giderek Afyonkarahisar’ın değerli minyatür ustası merhum Ömer Faruk Atabek’i(ö. 1999) ziyaret etmiş ve gelişmelerden haberdar olmasını sağlamıştık. Taşpınar’ın yeniden akmaya başlayacağını öğrenen merhum Ömer Faruk Atabek çok mütehassis olmuş, derginin yeni dönem ilk sayısının ön kapağındaki "Taşpınar" kompozisyonu minyatürünü çizmiş idi.
Derginin ilk toplantısı, bugün Afyonkarahisar Valilik binası olarak kullanılan, o zamanlar Afyon Belediye Başkanlığı binası olan, anıtın arkasındaki tarihi binada gerçekleştirilmiş; aklımda kaldığı kadarıyla toplantıya Üniversiteden benimle birlikte Türk Dili Okutmanlarından Yusuf İlgar, Vedat Balkan, Erol Ogur, İnkılâp Tarihi Okutmanı Latif Daşdemir, eğitim ve yazar camiasından merhum İsmail Hızal ağabey katılmış idi. Derginin yayın ilkeleri konuşulurken ve yayın kurulu üyeleri belirlenirken merhum Hızal, üniversite hocalarının çoğunlukta oluşundan hareketle-bir art niyeti olmaksızın-"Dergiyi üniversite ele geçirmek istiyor" demiş idi. Toplantıda tek öğretim üyesi olmamın ve toplantıya Bölüm başkanı sıfatıyla katılmamın verdiği cesaretle ve yapıcı bir ifadeyle; "Üstadım, Taşpınar da Üniversite de hepimizin; siz müsterih olunuz.Biz burada bir şey ele geçirmek için değil Afyonkarahisar'a hizmet için bulunuyoruz" diyerek ortamı yumuşatmış idim. Derginin yayın kurulunda Üniversiten sadece Yusuf İlgar'ın yer alacağı, diğer hocaların yazılarıyla, görüş ve tecrübeleriyle dergiye katkı sağlayacakları karara bağlanmış idi. Kısa bir süre sonra Taşpınar, üçüncü devre olarak yayın hayatında akmaya, Türkiye Cumhuriyeti'nin 75. ve Osmanlı Devleti'nin 700. Kuruluş Yıldönümü anısına (Yıl: 1, Sayı: 1, Ekim 1999) çıkan yeni yayın döneminin ilk sayısıyla susamış gönülleri kandırmaya başlamış idi. İşte bu hadise, merhum İsmail Hızal ile biri birimize candan güveni oluşturmuş ve dostluk köprüsünü kurmuş idi. Vefatının 12. Sene-i devriyesinde merhum İsmail Hızal Ağabeyi rahmetle yadediyor; mekanının cennet olmasını Allah’tan niyaz ediyorum.
Merhumu rahmetle anıyorum 1985 veya 86 yıllarında bizi Kütahya'da bulmuş çocuklarla yaptığımız Mevlevi mukabelelerinden bir tanesini de Afyon'da bizi davet ederek yaptırmıştı Mekanı cennet olsun. Ahmet Yıldız. Kütahya İl Kültür eski Müdürü. Üsküdar sanat atölyesi.