Üstün bir güç karşısında mücadeleden vazgeçip yenilgiyi kabul etmek diye Türkçe ye çevrilen kelimenin aslı Arapça selime den gelmektedir. Dış ve iç afetlerden: belalardan veya dertlerden ari, uzak olmak, Emniyette veya güvende idi ya da hale geldi anlamında kullanılır. İslam da aynı kökten gelir. Rağıp el İsfahani ye göre dini manada iki anlamda kullanılır.
Birincisi imanın altındadır. Dille itiraf etmek demektir.(beraberinde bir inanç husule gelmiş olsun ya da olmasın)
İkincisi; imanın üstündedir. Burada itirafla birlikte, kalple inanma ve eylemlerle bu (ahde) vefa, sadakat gösterme istenir. İman; inanç, emniyet, güven içinde olmak, güvenlik, selamet, korkusuzluk anlamlarına gelen Arapça kelimedir.
Müslüman ise; İslam dininden olan, mümin denir. İslam dininin kurallarını yerine getiren, Doğru, haktan ayrılmaz kimse. Manalarına gelir.
Allah bütün insanlara buluğ çağına erişince kendisini tanıtmakta onlarda istisnasız Allah’ ın rableri olduğuna dair şahit olduklarını ifade etmektedirler.
“Rabbin, Âdem’in evlatlarının bellerinden nesillerini aldığında[*] onları kendilerine karşı şöyle şahit tuttu: “Ben sizin Rabbiniz (Sahibiniz) değil miyim?” Onlar da “Evet! Sahibimizsin. Biz buna şahidiz.” dediler. Artık kıyamet günü, “Biz bunun farkında değildik” diyemezsiniz. (Araf 7/172)
[*] “Bellerinden nesillerini almak” demek ‘nesille neden olan tohumu almak’ demektir. Bu, kadınlarda ilk yumurta hücresinin rahme düşmesinde (ilk âdetin öncesinde), erkeklerde ilk sperm üretimi gerçekleştiğinde olur. Diğer bir ifadeyle kadın ve erkeklerin ergen olmaları (buluğ çağı) itibariyle Allah onları kendine şahit tutmuş ve dini sorumluluklarını başlatmış olmaktadır.“ (Süleymaniye vakfı)
Kendisinin tek yaratıcısının, sahibinin Allah olduğunu tanıyan insan; iman etme ve güvenme konusunda daha sonraları değişik düşüncelerde olabilmekte. Bundan dolayı Allah sık sık Nebi Resuller göndererek yolunu kaybeden insana doğru yolu göstermekte dinine çağırmaktadır. “doğrusu Allah indinde din. İslam’dır.(Al-i İmran/19)“
Ve Hz. İbrahim’den (a.s.) naklen “Rabbi ona İslam ol! Demişti, ‘âlemlerin rabbine teslim oldum.’ dedi.(bakara/131) ayetinde ifade edildiği gibi.”
Yüce Allah’ın kaza buyurduğu ve takdir ettiği her şeye teslim olma, boyun eğme” de bulunur.
İnsanlar imanlarını ya bilinçli olarak kalple inanır ve eylemlerle sadakatini yerine getirir, güvendiklerini ispat eder Müslüman olurlar. Veya zorunlu olarak bir afet, musibet, korku sebebiyle teslim olurlar.
Günümüzde; covid 19 musibeti nedeniyle dünyanın değişik yerlerinde insanlar ibadet hanelere yönelerek Allah ı hatırlayıp yardım talebinde bulunuyorlar. Buna benzer hadiseyi Kur’an da bulmaktayız. “Sizleri karada ve denizde yürüten O’dur. Bir gemide olsanız, gemi güzel bir rüzgârla yolcuları rahatça götürse, hepsi tam bunun zevkine varmışken bir kasırga çıkıp her tarafı dalgalar sarsa, iyice kuşatıldıkları kanaatine vardıkları anda Allah’a boyun eğerek şöyle yalvarırlar:
“Bizi bundan kurtarırsan gerçekten görevini yerine getirenlerden oluruz.”
Zorda kalınca teslim ol. Kurtulunca unutmak zaafımız. Allah bizde böyle bir teslimiyet istemiyor. İçten gelen deruni bir bağlılık istiyor. Emirlerine sadakatle uymak, yasakladıklarının yanına bile yaklaşmaktan kaçınmak gerekiyor. Kur’a nın hükümleri (faiz, Fuhuş, suçlulara verilecek cezalar vs. ) günümüzde uygulanamaz bunlar eski zamanların yöntemleri deyip Allah’a teslim olduğunu iddia edenler varsa kendisini hiç kandırmasın yüce Rabbimiz bunlara diyor ki:
Çöl Arapları: “İnandık” dediler. De ki “Henüz inanıp güvenmediniz. Ama siz ‘Teslim olduk’[*] deyin.” Çünkü inancınız henüz kalbinize yerleşmedi. Eğer Allah’a ve elçisine içten boyun eğerseniz işlerinizin değeri azalmaz. Çünkü Allah bağışlar, ikramı boldur. (Hucurat 49/14)
[*] "Teslim olduk" diye meal verdiğimiz kelimenin tam karşılığı "İslam olduk" şeklindedir. Allah'a teslim olduk anlamına gelebileceği gibi barış ortamına girdik anlamına da gelir. (Müfredat)
Âyette sözü edilen çöl Arapları, İslam’ın üstünlüğünü ve güzelliğini anlamış ve bu yüzden Müslümanlara teslim olmuşlar ama henüz gereği gibi inanmamışlardır. Onları kurtarınca da bakarsınız ki o yerde yine yanlış işlere dalmışlar. Ey insanlar! Bu gibi davranışlarınızın zararı kendinizedir. Bu hayatta biraz menfaat sağlarsınız ama sonunda dönüşünüz bize olur. Yapmış olduğunuz şeyleri, size bir bir haber veririz. (Yunus 10/22-23)(Süleymaniye vakfı)
Hep beraber yüce Rabbimize Hz Yusuf’un duasıyla; yalvaralım.”… Ey göklerin ve yerin yaratıcısı! Bu dünyada da öbür dünyada da benim en yakınım(velim) sensin. Canımı teslim olmuş (Müslüman) olarak al. Beni iyilerin arasına kat.” (Yusuf102)
Sağlıcakla kalın. Hoşça kalın