“Adanalı Ziya ve Evrâk-ı Hazân” Adlı Kitaptan Bir Sayfa
Bugünkü yazımızda, Adanalı Ziyâ’yı tanımaya ve tanıtmaya, aşk ve cesaretle yazılan şiirlerin yanlış okunuşlarını aşk ve cesaretle düzeltmeye devam edeceğiz..
Fâ'ilâtün Fâ'ilâtün Fâ'ilâtün Fâ'ilün aruz kalıbıyla yazılan gazelin, fotoğrafı verilen sayfada görüleceği gibi Latin harfli metninin dipnotunda, Bkz. Mecmua, Konya Mevlâna Müzesi A. Gölpınarlı Kütüphanesi, Yazma No: 68, s. 1-2. şeklinde not düşülmüş, ancak Osmanlı Türkçesi bilinmediğinden olmalı, şiirin doğru metninin kurulabilmesinde bir fırsat olan böylesi önemli el yazması bir kaynaktaki metinden faydalanılmamıştır.
Ziyâ’nın hayatı ve şiirleri üzerine yaptığımız çalışmada, şiirlerin metinlerinin sağlam kurulmasında en çok faydalandığımız el yazması Mecmû‘a iki adet olup üzerinde durduğumuz gazel diğer yazmada da (Yz. No: 212) vr. 55b’de “Adanalı Ziyânın Ba'zı Eş'ârı” başlığı altında yer almaktadır. Ziyâ’nın bu gazeli ayrıca Arap harfleriyle, Osmanlı Târîh ve Edebiyyât Mecmû‘ası (Sene: 2, S. 15, 31 Mayıs 1335, s. 310)nda da “Nazîre-Adanalı Ziyâ” başlığıyla yayımlanmıştır. Çalışmamızda söz konusu gazelin sağlam metnini, işte bu Arap harfli el yazması ve matbu kaynaklardaki metinlerden hareketle kurmaya çalıştık.
Fotoğrafı verilen sayfada ikinci beytin iki mısrası da hem vezin hem anlam itibariyle yanlış kurulmuştur. Üçüncü beytin, “Meşreb-i rindâne mesûfî nedir dahlin, çekil?” şeklinde yazılan ilk mısrasının doğru yazılışı; “Meşreb-i rindâneme sûfî nedir dahlün çekil” şeklinde olup günümüz Türkçesiyle, “Ey sûfî, rind, kalender yaradılışıma karışman nedir, çekil” şeklinde ifade edilebilir.
Vezin ve manâ itibariyle, “restekârân”ın “rest-gârân”; “pehnâ-yı mânâyım”ın “pehnâ-yı ma'nâyım” şeklinde yazılması gerektiğini söyleyerek sözlerimizi bağlayalım. Emek olmadan yemek olmuyor velhasıl...
(Şiirin tenkitli metni, yakında yayımlanacak olan “ADANALI ZİYA ve ŞİİRLERİ” adlı kitabımızda verilmiştir).
(YARIN DEVAM EDECEK)