YENİ BİR SİYASİ OLUŞUM MU?
Siyasi partilerin ve bazı siyasi parti temsilcilerinin politik misyonlarını tamamlamaları, halkı (seçmeni) kucaklama konusunda güvenirliklerini yitirmeleri, söylemlerine de itibar edilmemeleri gerçeği üzerine, yeni bir siyasi yapının gerçekleşmesi sinyalleri verilmiş durumdadır.
Radikal dinci bakışlar ile Kur’an-i inananlar arasındaki bakışın, insan hakları ve hukuk düzeyindeki bakış açısı farklılıklarıyla da doğan/ayrışan sıkıntılar, mütedeyyin insanlarımızı böyle bir yola itmiş bulunmaktadır.
Burası bir Anadolu toprağıdır!
Bu Anadolu toprağında yaşayan insanlarımızın, her ne kadar diller, kültürler ve inançlar farklılığı olsa da…
Burası hepimizin ülkesidir.
Bu Devletin adı da, “Türkiye Cumhuriyeti Devletidir”!
Siyasi erk her ne kadar elinizde ve yetkinizde olsa da, bu topraklarda hiç kimseyi kendiniz gibi düşünmeye ve yaşamaya ikna edemez!
Tarihteki hariciler gibi!
Bu Türk ulusunun kök yapısında vardır!
O nedenle yeni doğacak bir oluşum ülkemizde kaçınılmaz bir konuma gelmiştir.
Ayrıca, Düşünce ve söylem özgürlüğü, seçme ve seçilme hakları, adaletli paylaşım ve hukukun üstünlüğü gibi asal yapıların da etken olduğu gibi, mevcut siyasiler tarafından siyaset yapma olayını da tekellerine almaları, ayrıca siyaset yapmak isteyenlerin de böyle bir bakış içersinde izne tabi olma zorunluluğu bu yolu çizmiştir.
***
Yeni bir partiyi oluşturup, örgütlerini ve yerlerini belirleme o kadar da kolay değildir.
Hele/hele böyle bir yapıda ve zeminde!
O nedenle umuyorum ki; bu yeni oluşum mevcut olan bir partinin varlığı içersinde oluşacaktır.
Her düşünceye ve her inanca saygı duymakla birlikte, bazı siyasi partiler marjinal kalmaktansa bu zemin içersinde oluşacak bir parti programında yer almaları daha akıllıca olacaktır.
Bu bir doğru yöntemdir.
Çünkü yeni bir sistem doğmuştur!
Adı tam anlamıyla pekişmemiş de olsa, bunun adı bir başkanlık sistemidir.
Bu sistem içersinde kaç parti olacak, seçimler nasıl yapılacak belli olmamakla birlikte, küçük partilere hiçbir zaman şans verilmeme gibi de bir zorunluluk doğacaktır.
Merkez sağ içersinde yer almak isteyen partiler ve yönetimleri de bunu aşmak zorundadırlar!
Ya aşacaklar, ya da kenara çekilip seyredeceklerdir.
Ama demokraside çareler tükenmez!
Hele önemli olan da, Anadolu toprakları ve içinde insan gibi yaşamak isteyen insanlar ise gerisi değerli Atamızın da dediği gibi gerisi teferruattan ibarettir.
***
Siyasi partilere baktığımızda; o derece tekelleşmiş bir yapıyı görmemek mümkün değildir.
Ama onlara şu soruyu sorduğunuzda, verecekleri cevap tamamen tak iyeden ibaret olacaktır!
Soru da şudur:
Parti içersinde demokrasi var mıdır?
Verecekleri cevabı yazmama bile gerek yok!
Çünkü bunu da hepimiz anlayacak durumdayız.
Peki, bir de şöyle sorsak:
Parti içersinde demokrasi var diyorsunuz, düşünce ve söylem özgürlüğü, seçme ve seçilme hakları da var mıdır?
Meritokrasi denilen olaya, yani devlet yönetme kadrosuna saygı duymakla birlikte, bir parti genel başkanının Milletvekili adayı belirleme konusunda konumu ne durumdadır?
İstediğini vekil yapma, istemediğini seçtirmeme gibi yetkileri var mıdır?
İşte buna ilkeli bir şekilde cevap verecek bir parti göremiyorum.
Demokrasi denilen kavram, bu düşünce ve verilecek cevaplar doğrultusunda açığa çıkacaktır.
Hele o baraj sistemi?
Yazık.
Oysa bütün düşünceler ve temsilcileri bu parlamento düzeyinde yerlerini alabilmelidir ve de temsil gücü olabilmelidir.
İşte o zaman demokrasi denilen kavramdan özgürce bahsedebiliriz.
Ama nerdeeen?
***
İşte yeni oluşacak bu siyasi yapı da, insan hakları kapsamı içersinde demokrasiyi kucaklamış ve hukukun üstünlüğünü de dikkate alan bir konumda olmalıdır.
Dünyada siyasi bakışlar ve yollar farklıdır.
Bir inanış, sosyalizmden yürür!
Bir inanış Kominizmden yürür!
Bir inanış milliyetçilik üzerinden yürür!
Bir inanış Şamanizm üzerinden yürür!
Bir inanış da sosyal demokrasi ve insan hakları üzerinden yürür!
Ama önemli olan devlettir ve de onun içersinde yaşayan insanlarıdır.
Ve artık yeni bir bakış doğmuştur!
İnsanın insan gibi yaşayabilmesi açısından, “ önce insanı insan gibi yaşatma ilkesidir”!
Bunlar iyi irdelenmeli ve de kişilerin inançlarına saygı duyulmalı ama dini de siyasete asla alet etmemeleri gerekir.
***
İnançlı, vicdani, milli, demokrasi ve insan hakları kavramlı bir parti programı!
Ben şahsen bu yapının büyüyeceğine ve gelişeceğine inananlardanım.
Amaç nedir?
Bu ülkeyi dünya coğrafyası içersinde saygın bir devlet yapısına getirmek ve insanlarını da insan gibi yaşatmak değil midir?
Bundan daha kutsal bir şey olabilir mi?
Ben bu yapının ülkeme barış ve kardeşliği, adaleti ve hukuku getireceğine inanıyorum, kurulmasında da başarılar diliyorum.
Bir tarafta asıp kesenler, küfredenler ve atıp/tutanlar!
Bir tarafta da, barış, kardeşlik, demokrasi, adaletli paylaşım ve huzur sağlayanlar!