YAŞLI İNSANLARIMIZIN FERYADI!
Yaşlılar, özellikle de yaşlı bayanlar!
Şikâyetleri var beyler/bayanlar ve yetkiler, şikâyetleri!
Neden/niçin, biliyor musunuz?
Tabii ki bilemezsiniz ama sitemlerine/ taleplerine bir bakın bakalım ne diyorlar?
“İnsana yakın olmayan, onlara saygı duymayan, hele/hele yaşlı insanları hiç umursamayan, onların sıkıntılarını dinleyip de dikkate almayan, asla Allah’a yakın olamazlar!
Çünkü bizim kitabımız ve inancımız böyle diyor!
Vee istisnalar da bu kaideleri bozmaz!
Bunlar bana ne diyen vurdumduymaz kişilerdir!
Ne söylerse söylesinler…
Nasıl bakarlarsa baksınlar!
Ne yaparlarsa yapsınlar!
Bunlar insanı sözde sever/sayar gibi görünen takiyeci insanlardır.
Ne insanlara, ne de insanlığın bulunduğu alanlara hiçbir zaman faydaları olmaz.
Çünkü bizzat görüyoruz ve de yaşıyoruz.
Onun için bu şikâyetlerimizi bir kez daha yapalım, ilgi yoksa alaka yoksa o zaman gerekli yere, yani ta Sayın Cumhurbaşkanımıza kadar bu dileklerimizi de ileteceğimizi bilmelerini isteriz. Diyorlar.
***
Atı arabası falan olmayan, yaşlı, kendi halinde bir bayanım.
Her iki dizim de ameliyatlı!
Benim gibi olan yüzlerce yaşlı bayan veya erkekler de var.
Bir yere gitmek istediğim zaman, mecburen dolmuşlara veya şehir içi otobüslerine binmem gerekiyor.
Biniyorum ama gelin bir de siz görün!
Minibüs basamağı sanki 50 santim yükseklikte, bin binebilirsen!
Ne basamak var ne de ayak koyacak alçak bir yer.
Vallahi bu bayanların bu araçlara binmek için yerlerde sürünerek bindiklerini de bizzat gördüm ve yaşadım.
Ayıptır ayıp!
Günahtır günah!
Bu yetmiyormuş gibi, iki koltuk arasındaki mesafe de sanki on beş santim, sığ sığabilirsen.
Allah aşkına, bunlarla ilgili hiç yasal bir müeyyideniz yok mu be beyler?
Bu basamak yüksekliği, bu iki koltuk arasındaki mesafe hiç bakılıp denetlenmiyor mu?
Aklı olan, işini bilen, hiç mi vicdanlı bir insan yok?
Hele Trafik kurallarına uyum ise hak getire?
İstedikleri yerde durup yolcu alıyorlar, istedikleri yerde durup yolcu indiriyorlar.
Kırmızı işaretmiş, Trafik lambası imiş hak getire.
Arkadaki araba ile mesafelerini korumak için, önüne gelen duraklarda beklemeler, oturandan fazla ayakta yolcu almalar!
Ayıptır, yazıktır, baylar/bayanlar yazık!
Bu böyle mi gidecek?
Hiç mi bakan, araştıran ve doğruyu yapan olmayacak?
Bu kadar başıboşluk olur mu?
Araca bindikleri an, sanki vatandaş şoförlerin keyfine teslim edilmiş gibi?
İnsaf be kardeşim.
Duraklarda beklemekle, durmakla, resmen insan ömründen dakikaları çalmış gibi oluyorlar!
Ama kimin umurunda?
***
Ben her zaman, Allah bana kazanç verirse helâlından versin diye dua eden, saçı bitmedik yetimin hakkına asla dokunmayan, hac görevini de yerine getirmiş, elhamdülillâh Müslüman bir bayanım!
Ne görüyorum biliyor musunuz?
Bu işle iştigal edenler, yani yetkililer veya görevliler, bu durumda bunların acaba kazandıkları para helâl mi diye de inanın düşünmeden edemiyorum!
Allah affetsin ama durum bu.
Sizleri bilmem ama ben böyle düşünüyorum.
Çünkü bu olaya ne el atan var, ne bakan, ne de denetleyen?
Sitemim ve şikâyetim de budur.
İster alın, ister atın, elle gelen düğün bayram!
Ama yazık.
Ve arkası da gelecek.
Bakalım bu yasa dışı, insanlık dışı yaptırım denetlenecek ve düzelecek mi, göreceğiz” diyorlar.
***
Not:
Çarşambaya, Pazar günü yapılan CHP kongresi içersinde konuşmalarıyla kongreye damga vuran hatipler ve tek kazıklı siyasetçiler!