VEBALİ KİMDE?
Şu iyi bilinmelidir ki halk adına, millet adına, doğruları veya yanlışları görüp de gazetecilik adına bunları dillendirip konu etmeyenler, kamuoyu ile paylaşmayanlar, kim ne derse desin bana göre doğruyu yapmayan bakış/duruşta olanlardır.
Çünkü gazeteciliğin özünde bu tür olayları yansıtmak ve de eleştirmek gibi bir yapı vardır.
Katılırsınız veya katılmazsınız, ayrı da düşünebilirsiniz buna saygı duyarım ama bu yapı, bu durum da bazı birimlerde de hiç değişmez!
Aynı o zaman yapılan bu bakış ve duruşlar; “ giden ağam, gelen paşam” niteliğini taşıyan konuma gelir ki bu da vatandaşın ilgisini veya dikkatini hiç çekmez!
O nedenle doğruya doğru, yanlışa da yanlış demek ve bu konuda kamuoyunu bilgilendirmek, ister alaylı, ister mektepli olsa da, gazetecilerin de asli görevidir diyebilirim.
Gazeteci demek, eleştiren demektir!
Tabii ki çizgiyi geçmeden ve de saygıyı yitirmeden.
Ama günümüzde bunu görmek de maalesef pek mümkün olmuyor.
İş bizim gibilere düşünce de, bu da konu oluyor tabii.
Olsun varsın.
***
Şimdi yazıp paylaşacağım, vatandaşın sıkıntısı olan bu olay da işte aynı bu tür bakışı yansıtıyor!
Kimin umurunda ki?
Hatırlarsanız, geçmiş yıllarda belediye seçimlerine yönelik ülke genelinde, bazı il/ilçe veya beldelere yakın olan köyler, o yörenin mahallesi olarak nüfus kayıtlarına geçmişti.
Ama belirli bir süre içersinde de, bazı kamu hizmetlerine yönelik olan ödenmesi gereken ücretler de ötelenmişti.
Elektrik/ su/ temizlik vergileri veya ücretleri gibi!
Eh şimdi de bunların tahsil edilmesinin zamanı geldi tabii.
Bu ana kadar köy kapsamında olup da bu tür ödemeleri yapmayan köylü vatandaşlarımız şimdi de bu ödentiler karşısında sıkıntı çektiklerini dile getirip sitemlerini ediyorlar.
Ama bunda da haklı değiller tabii!
Çünkü bunu ta o zaman düşünüp mahalle olup olmamak gibi düşüncelerini söyleyip haklarını arayacaklardı.
Bu olmadığına göre de, “elle gelen düğün/bayram” hesabı bu ödentilere istemeseler de tabii ki katılacaklardır.
Çünkü köy başka, mahalle başka?
Ama bunun vebali kimde?
***
Pazara gidenler bilir.
İlimizin oldukça iyi pazarları da vardır hani.
Hem de çok yerde ve çeşitli ürünleriyle birlikte!
Ama şimdi bu pazarlara gidenlerin gözü/kulağı, bırakın pahalılığı, vallahi sarımsak denilen o vazgeçilmez üründe!
Vay be!
Ne diyorlar?
Bu ne kardeşim ya, böyle fiyat mı olur diyorlar?
Sarımsağın kilosu 40/50 Tl’ ye çıkmış, her kes şaşkın ve kızgın!
Peki, bunun da vebali kimde?
Her halde bizde değildir.
Biz de usulca dillendiriverdik işte.
Selâm/saygı bizden.