(Sayın Şükrü Saraçoğlu anısı)
Evet…
Bu ana kadar, yani aktif siyaseti bıraktığımız 2005 yılından bu tarafa çeşitli yazılar/makaleler yazdık.
Her biri de ya tarih sayfalarından veya yaşayan insanlarımızın ifade ettiği gerçek ifadelerden dinlenerek/ alınarak/derlenerek ya da görülerek yazılmıştır.
Gayemiz; yalnızca eleştirmeyi/ sataşmayı değil, doğru olanları bu vatan evlatlarıyla paylaşmak ve onları da bazı konularda bilgi sahibi yapmaktır.
Bileceğiz ve anlayacağız ki…
Bu vatan ve evlatlarının doğru bilgilenmeleriyle hareket etmelerini sağlayacağız.
Takdir siz değerli okurlarımızındır.
Sürçü lisanımız varsa da af ola.
***
İşte size/bizlere, ders alınması gereken bir yazı daha:
Bu yazıları yazmamda da, bana kaynak aktaran değerli arkadaşımız ve beyefendi bir insan olan Sayın Şükrü Şensoy’a da teşekkürlerimi ve saygılarımı sunuyorum.
Tarihimiz bize örnek olacak yüzlerce/binlerce bilgi ve yaşamla doludur.
***
Sene 1942:
Babam, başbakan…
Aynı zamanda da, Fenerbahçe başkanı!
Ankara’dayız.
Fenerbahçe’nin maçı var.
Kardeşim ve dayımla birlikte maça gitmek istiyoruz.
Ama havamız olsun diye bizi babamın götürmesini istiyoruz.
Babamdan çekindiğimiz için de, söyleyemiyoruz, anneme söyletiyoruz.
Annem de babama; “çocukları maça götür, çok istiyorlar” diyor ve babam da kabul ediyor.
Hep birlikte kendi aracımıza biniyor ve stada gidiyoruz.
Şeref tribününe oturup, sahayı en güzel yerden seyredeceğimizi düşünürken…
Babam şoföre sesleniyor; “ şurada dur” diyor.
Cüzdanından para çıkarıyor, dayıma veriyor; “haydi bakalım çocuklar, gişenin önüne geldik, gidin biletlerinizi alın” diyor.
Bu günkü yaşananları da oğlu anlatıyor.
Yani Şükrü Saraçoğlu’nun oğlu!
Çünkü Şükrü Saraçoğlu, hem Başbakan, hem de Fenerbahçe başkanı:
“Avanta bilet almayacaksın” diyor!
Alt tarafı bilet!
Evlatlarına bile ayarlamıyor!
“ Her ne almak istiyorsan, mutlaka parasını vereceksin” diyor.
“Suiistimalin büyüğü küçüğü olmaz” diyor.
Ve seneler geçiyor…
Başbakanlar değişiyor…
Fenerbahçe başkanları değişiyor…
Kadıköy’de maç var!
Sonradan Fenerbahçe başkanlığı koltuğuna oturacak olan Faruk Ilgaz, stada giriş yapmak üzere geliyor.
O sırada gözü takılıyor, bilet kuyruğunda bekleyen, yaşı hayli ilerlemiş, bastonlu bir beyefendi görüyor!
Dikkatlice bakıyor, o da ne?
Bilet kuyruğunda bekleyen beyefendi Şükrü Saraçoğlu!
Çünkü seneler geçiyor ama evladına bile avanta vermeyen Başbakan’ın zihniyeti aynı kalmış görünüyor.
“Her ne almak istiyorsan, mutlaka parasını ödeyeceksin”..!
Çünkü ateşten gömleği giymiş, Milli mücadelede kanla/ barutla yoğrulmuş, boğazından tek kuruş haram lokma geçmemiş, milletin çıkarlarını ailesinden/ evladından/ kendisinden, önce tutmuş adamlardı onlar!
Adam gibi adamlardı!
***
İşte böyle değerli okurlarımız.
İstediğimiz tek şey; “ hak/hukuk/adalet ve saçı bitmedik yetimin de hakkını da korumak!
Yani insan gibi yaşamak!
***
Gülen yüzleriniz solmasın inşallah.
Sevgi/saygı bizden, değerli okurlarımız.