TARİFNAMESİ BENDEDİR!
İzninizle bu günkü yazıma yine bir fıkra ile başlamak istiyorum.
Çünkü bizim ülkemizin ve yaşlı bilgelerimizin bu konudaki katkısı/söylemi olan bu tür fıkralar iyidir, eğiticidir, adeta insanlarımıza ders verir gibidir.
Yani kıssadan hisse gibi!
Alan alır, almayanın zaten ne şekilde yaşarsa yaşasın umurunda bile değildir, olmaz da!
Zaten ne kaybediyorsak hep bu tür insanlar sayesinde kaybediyoruz. Oysa bu böylemi olmalı?
Tabii ki değil.
En azından soran/soruşturan ve araştırıp bilgi sahibi olması konusunda caba gösteren insanlarımızın olması gerekir.
Ama nerdeee?
İşte bu nedenle fıkra diyorum, acaba mı ki hesabından, yani okurda belki bazı konuları öğrenmesi ve savunması, ona göre de vatandaşlık görevini yerine getirme açısından bir umut olabilir diyebilirim.
Hani iki de bir ekonomi “uçacak” falan diyorlar ya?
Acaba nasıl uçacak veya yakacak, en azından bunu görebilmeleri açısından!
Balkım bu fıkranın sonundaki “tarifnameye” ne diyeceksiniz ve nasıl bulacaksınız?
***
Rahmetli Nasrettin hocanın canı ciğer çekmiş!
Karısına da demiş ki; “ Hanım, “canım çok ciğer çekti, kasaba gidip almak istiyorum, ne dersin” demiş?
Hanımı da memnun olmuş ve…
“Tamam bey, uzun zamandır ciğer yemiyorduk, iyi olur, al da ağız tadıyla bir ciğer yiyelim” diye cevap vermiş.
Nasrettin hoca düşmüş yola, tanıdık bir kasaba gelince “bana iyi ve taze yerinden bir okka ciğer ver” demiş.
Kasap bakmış ciğer isteyen bizim Nasrettin hocamız.
Hemen hocam demiş ve taze yerinden bir okka ciğeri kesip vermiş.
Verirken de sormuş!
Hocam bunu nasıl yapıp da yiyeceksin diye?
Hoca’da; vallahi pek bilmiyorum ama her halde kavurarak yeriz” demiş.
O zaman kasap bir kenarda duran kutuyu açmış ve içinden et yemeklerinin nasıl yapılacağına dair bir tarifname çıkartıp hocaya vermiş.
Bak hocam, bunun içinde her çeşit et yemeğinin nasıl yapılacağına dair tarif var. Oku, hangisini istersen onu yap, demiş.
Hoca sevinerek, tarifnameyi ve ciğeri alarak dükkândan çıkmış.
Elindeki ciğeri neşeli/neşeli sallayarak giderken birden bir şahin gelmiş ve hocanın elindeki ciğeri kapmış!
Hoca şaşırmış!
Şahinin arkasından baka kalmış ama ağzından da “ ciğeri aldın ama ağız tadıyla yiyemezsin. Çünkü tarifnamesi bendedir” demiş!
İşte aynı bu günkü ekonomi uçacak diyenlere istinaden; elde yiyecek bir şey kalmadı ki, ekonomi uçsun be kardeşim?
Kimin umurunda?
Önce verin bu milletin karnı bir doysun, şayet verebiliyorsan!
Sonra da ekonomi nasıl uçacaksa uçurun da bir görelim bakalım?
Ülkemin ve insanlarının ekonomisinin düzelmesini kim istemez ki?
Ama bu arada şahinlere de dikkat etmekte yarar var!
Öyle değil mi sevgili okurlar?
Selâm saygı bizden.