SÖZE ZAM, SAZA ZAM, İLACA DA ZAM!
Sanki bu milletin, bu zamları hacı bekler şekilde gözleri yoldaymış gibi!
Sanki insan yaşamına vurulan hem de köstekli ekonomik prangaymış gibi!
Bu zamlar ne bereketli mübareklermiş meğer?
Bitmek tükenmek bilmiyor.
Sanki yağmur gibi yağıyor, hem de iğneden ipliğe, daha da yağacağından maada!
Hay ömrünüze bereket emi!
Sanki başka şey bilinmiyormuş gibi?
Aslında gibisi bile fazla.
Başka?
Ne baklası, ona da zam var kardeşim ona da zam var?
Başka, başka?
Başka mı, ne istediniz de vermediler ki?
Zamlar var, hem de hafta geçmeden, bağıra/bağıra hakaretler var,“3 y” dedikleri, yolsuzluk, yasaklar, yoksulluk da var diyorlar!
Daha ne olsun ki?
Neden olmasın yiğidim neden?
Çünkü çalışanın alın terine zam yok?
Bahtı bir türlü gülmeyen emeklinin maaşına da zam yok?
Varsa da kıytırık bir şey!
Ölme de yaşa gibi!
Her nedense, övgü diye, sevgi diye, birliktelik diye de söylenen bir şey de yok?
Varsa da sözde var!
Sanki insanların kaderini Tanrının elinden almışlar da, bunlar tayin ediyormuş gibi mübarekler?
Eh vurun bakalım abalıya!
Böyle bir zemini bir daha bulamazsınız ha, onun için iyi vurun.
Hem de bu milletin gözü açılıncaya kadar vurun.
Şimdilik bu kadar demekle de sakın yetinmeyin.
Çünkü yarınların ne olacağı belli değil.
İşte Şubat’ın ayının kokusu daha şimdiden gelmeye başladı bile!
Haydi, hayırlı Şubat’lar.
***
Hal böyle iken, icraatların yarattığı ve sözün gelişi olarak, insan yaşamını etkileyen böyle ekonomik anlamdaki özel durumlar karşısında biz; çalışanların yani emekçilerin/emeklilerin adına böyle avaz/avaz bağırırken, tuzu kuru olan birileri de, “laf olsun heybe dolsun” hesabı boş meydanda habire atıp tutuyorlar!
Neden?
Onlar cici zamlarını aldılar da ondan.
Onlar şimdi rahat!
Ne kadar rahatlarsa ve huzurlularsa onu da bilmem ha?
Kim bunlar?
Kim olacak?
Vekiller kardeşim, Sayın vekiller!
Hiç onların ağzından bu zamana kadar asillerin adına yani sizin adınıza; yazıktır, günahtır, bunların da hakkıdır diye mecliste çıkmış bir laf duydunuz mu? (AKP- MHP)
Hiç çalışanın, emeklinin maaşına da insan gibi yaşamaları için şu kadar zam yapılsın diye bir girişimi görüp/işittiniz mi?
Duyamazsınız, işitemezsiniz.
Çünkü sizin derdiniz onların umurunda mı zannediyorsunuz ki?
Onların derdi başka.
“Arap’ın istediği kırmızı pabuç” kardeşim, kırmızı pabuç!
Kendilerini göstermek istiyorlar, popilitelerini artırmak istiyorlar!
Tabii ki yine siyasi nemanın peşinde koşacaklar!
Sizin haklarınızın peşinde falan mı koşacak zannediyorsunuz ki?
Çünkü kavun tatlı kardeşim, kavun tatlı!
Hele bir de bazıları var ki sanki sözde demokrasi havarisi kesilmiş gibi, kendi geleceğinin çıkarı adına ta mahalle delegelerini bile tasarımlayacak şekilde uğraş veriyorlar!
Yaşayın siz emi?
Millet kırılıyor, kardeşim kırılıyor!
Siz ne yapıyorsunuz?
Atamer’i mahalle delegesi çıkarmayın mantığının peşinde koşuyorsunuz!
Hay yesinler sizin demokrasi ve mantık anlayışınızı emi?
Bunun mücadele yeri içersi değil, dışarısı/dışarısı.
Ama ne ekerseniz onu da biçersiniz?
***
Emekçinin ve emeklinin maaş zamları için bu kadar sitem yeter mi acaba desek de…
Ya insan sağlığı için bu günlerde ilaçlara yapılan zam?
Adeta, sanki hasta olanlara iyileşme, sanki yaşama diyorlar gibi!
Veya paran varsa yaşa gibi!
Ne vahim bir yapı değil mi?
Ayıptır, yazıktır bayanlar/baylar!
Günahtır.
Saçı bitmedik yetimin hakkı yenmez derler!
Bu yetimlerin, bu gariplerin, bu insan diye vasıflandırılan bu âdemlerin hakkını verin!
Verin ki onlar da insan gibi yaşasınlar.
Hem de, İlaca yapılan %16.37 zam gibi de değil!
%12 olan, daha da artacak olan enflasyon karşılığı gibi de değil!
İnsan gibi yaşamları için pastanın payından adaletlice verin yeter.
Hem de, bunlar da bizim insanımız diyerek verin!
Hem sevinsinler, hem de çocuklarıyla birlikte insan gibi yaşasınlar.
Sizce hakları var mı bilmem ama bu ülkenin fertleri olarak bence hakları var!
Unutmayın, siyasetçiyi yıkan ekonomik zorluklar, sıkıntılardır.
Sonra son pişmanlık fayda vermez unutmayın!
Ben bir elçiyim.
Vatandaşlarımızın bana söylediklerini ve anlattıklarını ancak bu kadar yansıtabildim.
Hatam varsa af ola.