SİYASİ HIRS VE AKIL!
CHP’de son zamanlarda kongreler öncesi, bu zamana kadar hiç yaşanmayan, duyulmayan, görülmeyen, ilgi çekici ve hiç tasvip edilmeyen olaylar yaşanmaktadır!
Aynı, siyasi hırsı aklının önüne geçmişler gibi!
O nedenle bir/iki çift sözüm olacak.
Çünkü CHP hiçbir partiye benzemez.
Burada ilkeler, sevgi/saygı ve birliktelik geçerlidir.
Unutmayın ki üzüm yiyeceğiz diye kişisel çıkar adına bağ falan talan edilmeye çalışılmaz, çünkü ettirilmez!
Zarar vermeye kalkanlar da, muhakkak bunun karşılığını görür.
Unutmayın ki bulanık suda balık da avlanmaz!
Bu böyledir.
O nedenle sormadan, öğrenmeden ve de irdelemeden konuya da girilmez!
Çünkü bunlar yaşandıkça, görüldükçe ve duyuldukça partili üyeler arasında da bir şaşkınlık, bir güvensizlik ortamı, ayrıca kişileri de iyice germe gibi yapılar da kendiliğinden doğmaktadır.
Bunlar doğru yapılar değildir.
Bu tür yapılar, yapanların hem kendi başlarına, hem de partinin başına çok büyük sıkıntılar açarlar!
Bilerek veya bilmeyerek bunları yapan ve yaşatanlara da ayrıca bir/iki önerim daha var.
İster alırsınız, ister satarsınız bu beni hiç ilgilendirmez ama şu anda il de görevli ben olsaydım, bu ilimizde hiç yaşanmamış, yakışmayan, hunharca yapılan, seçimle gelmiş bir “il başkanını yuh lama veya yuhalatma olayını” asla affetmez ve gereken prosedürü de hemen başlatırdım!
Unutmayın ki burası benim, senin, hepimizin partisidir.
Kimsenin ipoteği altında da değildir, olamaz da!
Her gelenin siyasi hırslarının tatmin edilmek istendiği yerde değildir!
İnsanları, kişileri, geçmişini/geleceğini ve ilkelerini bilmeden, umursamadan, rakiplerine saldırın denildiği yer de değildir!
Siyaset yapanlar önce neden siyaset yapmak istediğini bilmelidirler!
Şeyh Edep Ali’nin Osman beye verdiği öğüdünü bir anımsayın bakalım, nasılmış, neymiş?
Bunu bilmiyorlarsa da öğrenecekler.
Çünkü devlet kurmaya veya yönetmeye giden yol bu anlayıştan, bu mantıktan ve bu terbiyeden geçer!
Bu kadar basit!
Yok öyle ilkeleri/ sevgiyi/saygıyı bir kenara bırakarak keyfine, hırsına ve çıkar adına siyaset yapmak, insan karalamak veya yuhalatmak!
Bu ne bizlere, ne de CHP’ liyim diyenlere yakışır.
Adıyla/sanıyla bilinen, tanınan, bir tarih yazan ve devlet kuran bir Cumhuriyet Halk Partisinin mensuplarısınız.
Ayıp değil mi?
Bu size yakışıyor mu?
Bu ne hırs?
Bu ne tutum?
Burada siyaset; devletin büyümesi, gelişmesi, dünya coğrafyası içersinde onurluca yerini almak adına yapıldığı gibi, Anadolu toprakları içersinde yaşayan her ferdine de insan gibi yaşama zemini, pastanın payından da eşit haklar alabilme olanağı sağlanması adına yapılır.
Bu böyledir ve böyle de bilinmelidir.
***
Bir otelde yapılan toplantı içersinde, bireysel bir olayı abartıp genel bir yapıya sokarak, bu menfur olayın, yani yuhalamanın yaşanması ve duyulması dün dalga/dalga yayılmış ve asla tasvip edilmeyen hatta esefle kınanan bir olay haline gelmiştir.
Hele/hele olayın başlangıcını ve oluşumunu bilmeden, detayını ele almadan, yapılan bu egoistçe ve hakarete varan yapının da, asla arkası boş bırakılacak bir olay değildir.
Sayın hanımefendi adayın, nasıl propaganda yapma hakları varsa, onun karşısında olan adaylarında o derece aynı mekanda konuşma hakları vardır.
Burada yapılan hiç kimseye mani olmak değil, bir hak arama olayı vardır.
CHP’nin adaylarını bir kanal veya kanalda görevli olan bazı kişiler bu olsun, şu olsun diye zemin yaratıp ayrıcalık yaparak belirleyemez.
Veriyorsa, eşitlik ilkelerine dayalı olarak vermelidirler.
Bu adalet böyle sağlanır.
Haa parayı veren düdüğü de çalar!
O zaman kimsenin kimseye söyleyecek lafı olamaz.
Bu geçmişte yaşandı ve de halen daha yaşanmak/yaşatılmak isteniliyor.
Yok öyle üzüm yemek adına yıllar önce oluşan bağa zarar vermek olayı!
Her kes hakka, hukuka ve adalete saygı duymalıdır.
Zamanı gelince de, her kişi ne ektiyse onu biçer!
Çünkü burası Cumhuriyet Halk Partisidir!
***
Hiç kimse, kimsenin üzerinde olamaz, hiç kimse de seçilmişlerin veya partililerin amiri/memuru falan da olamaz.
Biz yerimizi biliriz ama bu yeri de her kes bilmelidir.
Siyasetçi olan herkesin tüzüksel anlamda bir duruşu, bir görev alanı vardır.
Vekil parlamentoda, İl Başkanı il genelinde, ilçe başkanları kendi ilçesi genelinde, beldeler öyle ve belediye başkanları da, belediye sınırları içersinde görev yapar. .
Bunun da bilinmesi ve öğrenilmesi gerekir.
Çünkü her biri CHP gibi bir partinin bulundukları alan adına görev yapmak için seçimle gelen onuruyla seçilmiş kişilerdir.
Kimsenin kimseye söyleyecek emrivaki sözü olamaz ama eleştiri ve öz eleştiri de saygın bir şekilde karşılanır ve baş tacı yapılır.
Çünkü burası Mustafa Kemal’in kurduğu; insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne dayalı Üniter bir Türkiye Cumhuriyeti devleti rejiminin savunucusu/koruyucusu olan bir partidir.
Kişilerin bireysel anlamda siyasi çıkarları bizlere ve bizim gibilere seçilme anlamında asla sorumluluk vermez ama ilkeler gereği seçilmişe de saygı duyulur.
Tabii ki bunu bile hak etmek gerekir.
Vee her kuş kendi alayı ile uçar!
İşte benim uçtuğum alay da bu, masa başı klavyem de bu!
***
Not: Takkesi düşen kel’e ve de kendini bilmeyen face hastası eleştiri tutkununa bir malzeme daha sunuyorum!
Yalnız beni hiç tanımayan ve de torunumdan daha küçük sözde fedaileri kullanmaya kalkmayın çünkü çamur at izi kalsın dönemim bitti!
Yiğit olan bunu kendisi yapar.
Vee herkes kendi yaşamının mücadelesine baksın.