SIRADA NE VAR?
Eskiden devletin eksik/aksak yönetildiği dönemlerde büyüklerimiz, devlet malı için ne derlerdi, hepimiz biliriz!
“Devletin malı deniz, yemeyen keriz” derlerdi.
Ama bu bana göre her devir için geçerli olarak söylenen sanki mutat bir sözdü!
Çünkü vatandaşa sanki çok elzemmiş de, bunu da söylemekte zorunluymuş gibi bir bakış işte. Onlar da bunu ağızlarından eksik etmezlerdi.
Yesen de, yemesen de, satsan da, satmasan da, zaten halkın ağzında sakız olan söz de buydu.
Yani her zamanki gibi!
Kızgınlıktan olsa da, sanki mutat bir deyişmiş gibi gelirdi ama biraz da tabii ki kem bakış ve sitem içerirdi.
İşte yine o günlere döner gibiyiz.
Çünkü vatandaşın ağzında ve aklında; “ satılacak başka ne kaldı ki” gibi sitem dolu sözler dolaşmaya başladı!
Özelleştirmeler ise kamuoyu tepkisine rağmen, Maşallah oldukça hızlı gidiyor.
Bakalım nereye kadar?
Allah sonunu hayır etsin!
Ama şimdi de sırada birikimli su’lar var diyorlar?
Ne suyu?
Ne suyu olacak?
Tabii ki Devlet Su İşlerine bağlı olan barajlar ve göletlerde bulunan sular!
Eee ne olacak?
Ne olacağı var mı be kardeşim, duymadın mı?
Neyi duymadım mı?
Hayret be kardeşim, senin dünyadan haberin yok. Daha dün bunu televizyon kanallarında dillendirmediler mi?
Vallahi duymadım arkadaş.
Helâl olsun senin gibi vatandaşa be!
Zaten başımıza ne geldiyse hep senin ve senin gibilerin yüzünden gelmedi mi?
Hayret değil mi?
Şimdi de devletin su’ları özel sektöre devredilmek isteniyormuş gibi bir konu dillenip duruyor!
Şimdi bildin mi?
Bildim.
N.. bildin?
Yaşasın mutsuzluk!
***
Dünya genelinde kültürünü ve eğitimini tamamlamış aklı başında insanlar silahlanmaya karşı tepkilerini sürdürüp, nümayişler tertiplerlerken, biz de ruhsatlı silahlara verilmesi gereken yıllık 200 olan mermi sayısını 1000’e çıkardık!
Oh, oh, ne güzel dünya?
Eee ne de olsa biz Türk Milletiyiz!
Kim ne derse desin, doğuştan savaşçı/asker doğmuşuz!
Yoksa bu kadar mermi bizlere hiç yeter mi?
Ama yine de bu olay mide bulandırıyor, öyle değil mi?
***
Öyle veya böyle sebeplerden dolayı ülkemizde yeni bir parti daha kuruldu!
Adı da; “IYI” parti!
Milletin dikkatini ve ilgisini de çekmedi değil hani.
Ama enteresandır ki genel başkanları öyle bir gaf yaptı ki hayret etmemek mümkün değil.
Hem de böyle kritik bir dönemde.
Eee hani derler ya “ dervişin fikri, neyse zikri de odur” diye?
İşte tam da böyle oldu.
Millet birliktelik, demokrasi, hak/hukuk/ adalet ve bütünlük derken, bizim bu derviş baklayı ağzından çıkarıverdi!
Ne imiş efendim?
“Rahmetli İnönü dönemini aratmazlarmış”!
Bak/baka/bak!
Lafa bak lafa!
Ne işin var senin İstiklâl savaşı vermiş ve senin gibilerin özgürce yaşaması için sana bir yurt sağlamış, halkın gözünde bir değeri, bir varlığı olan, o ülkesi ve bekası adına savaşan rahmetli kahraman insana dil uzatıyorsun?
Ayıp değil mi?
Size yakışıyor mu?
Yazıklar olsun!
Millet neler düşünüyor, siz ne diyorsunuz?
Torunlarımın ve çocuklarımın yaşadıklarından ve gördüklerinden dolayı, oyunu ve desteğini alıyordunuz ama şimdi asla!
Suyun ne ise huyun da o!
Hayret be dostlar.