ŞİMDİ BİR ERKEN SEÇİM OLURSA, NE OLUR?
Son kamuoyu araştırmalarına göre ki bu biraz seçmen nabzını iktidar lehine tutsa da, hemen bir erken seçim olsa, bu sonuçlar, parlamentoda gurubu olan partiler adına neyi getirir şöyle bir dizeleyelim bakalım dedik.
Yani kim kalır, kim gider, kim erir, kim üzülür?
Ufak bir hesap da bunu yansıtır zannederim.
Çünkü gösterge böyle!
Onun için önce kamuoyu sonuçlarına bir bakalım.
Bakalım ama önce nasıl bir seçim sistemi uygulanacak onu da bilmemiz gerekiyor.
Çünkü bu da şimdilik kapalı bir kutu!
Yani iktidar geleceğiyle ilgili nasıl bir seçimle, nasıl bir yöntemle, siyasi erki elinde tutabilirim, buna bakacak!
Bunlar hep düşünülse de, biz yine biz yine seçmenin bakış açısını yansıtan bu döneyi irdelemeye çalışalım bakalım.
***
Biraz iktidar yanlısı olan bu şirketin yapmış olduğu anket şöyle:
AKP = % 43 küsür!
CHP = % 18 küsür!
İYİ = % 19 Küsür!
MHP = % 8.8
HDP = % 7 küsür!
Geriye kalanlar da şimdilik kararsız olanlarmış.
Neredeyse diğer partilere bir şey de bırakmayacaklar değil mi?
Bu durumda parlamentoda gurubu olan iki parti barajı geçemiyor, bunların yerine de Sayın Akşener’in partisi ise büyük bir yoğunlukla parlamentoya giriyor.
Bu verilere göre de bazı partilerin verdikleri demeçler de, her ne kadar inkâr edip saptırsalar da, neyi gösteriyor kısaca ele alalım bakalım.
***
Biz de bir laf vardır!
“Bayram değil, seyran değil eniştem beni niye öptü” diye!
İşte böyle bir zamanda Sayın bahçelinin vermiş olduğu iki demeci de oldukça ilgi çekici geliyor.
Birincisi; “bu baraj yüksek düşürülmeli” derken mevcut iktidara bir mesaj gönderiyor!
Çünkü baraj altı kalma durumu çok yüksek!
Burayı sizin anlayışınıza bırakıyorum.
İkincisi ise bunu teyit anlamında; “ biz AKP ile sonuna kadar her siyasi birliktelikte varız” diyerek, AKP’nin böyle bir zamanda ihtiyacı olduğu desteği veririz imajıyla, partisini ve geleceğini garanti altına mı almak istiyor?
Acaba?
Ama ilk akla gelen de bu?
Öyle değil mi ama?
Dışardan bakan bir kişi olarak; ilkesi, tüzüğü, programı, onuru ve çizgisi olan bir partinin koşulsuz olarak böyle bir demeç vermesine de şaşıran bir kişiyim.
Çünkü kurulmuş olan bütün partilerin amacı, onuruyla, şerefiyle iktidara gelmek ve devlet yönetmeye talip olmaktır.
Bunun ötesi olamaz.
Burada Sayın Bahçeli’nin bu ilkeli duruşu bırakıp da, vermiş olduğu bu koşulsuz destekle ne yapmak istiyor, bu ne anlama geliyor, bunun takdirini de siz okurlarımıza bırakıyorum.
Öylesiyle veya böylesiyle, sonuç baraj altı değil mi?
Maalesef öyle gözüküyor.
***
Peki, bu durumda ana muhalefet partisinin oylarına ne demeli?
Onlar da düşmüş!
Bu oylar düşer ama bu kadar da düşmez.
Çünkü bu araştırma biraz da kamuoyuna iktidar adına gaz verme şeklinde olduğu için diyebilirim.
Ama hiç öyle afaki bakmaya veya çizgi dışında kalarak konuşmaya/düşünmeye ve de gazlama çekmeye de gerek yok.
Gerçekler neyse o!
Çünkü böyle gördük, böyle bildik.
Onun için Sayın Kılıçdaroğlu’nun yapmış olduğu hata hiç de küçük değildir!
Parlamentonun ve vekillerin ellerinde bulunan ve anayasal hak olan tek dokunulmazlık haklarının kaldırılması ve akabinde birçok vekilin tutuklanmasına da vesile olması, öyle kolay/kolay yutulur bir olay değildir.
Parlamenter sistem içersinde bu zamana kadar yaşanan ve görülen tek üzücü olan olaydır!
Bunun bütün vebali de demokrasi yanlısı gibi gözüken Sayın Kılıçdaroğlu’nun dur.
Bunun zararını nasıl giderecek bilemiyorum ama gözüken o ki bu yaşanacak gibi duruyor.
Demek ki bu sekizinci seçim falan olmasına rağmen ki öyle, yine de bir adım öne gidilmeyecek gibi de duruyor!
Umarım yanılırım.
Aslında bana göre burada da artık değişim artık şart olmuştur diyebilirim.
Ama ne yazık ki hırsı bütün olan siyasetçilerin de, ikinci emeklilik süreleri dolmadan bir türlü bırakmıyorlar!
Hani bir laf vardır ya; “ horoz ölür gözü çöplükte kalır” misali!
Yazık değil mi?
Yazık olmasına yazık da ama nalet siyaset değil mi?
İnsanlar bir yere geldi mi ölünceye kadar burası benim diye bir türlü bırakmak istemiyorlar.
Ah bir bıraksalar?
Ah bir de Sayın Feyzioğlu gibi temiz ve düzgün insanı oraya dikebilseler!
Ama nerde o günler değil mi?
Aslında çok nedenler var ama bu araştırma sonuçlarına göre de şimdilik CHP bu durumda diyebilirim.
***
HDP’nin baraj altı gözükmesi, bu partiye oy veren kitlenin sorunu olarak görmekteyim!
Demek ki şoven düşünceler değil, demokrasi ve insan haklarına dayalı barışık düşünceler geçerli oluyormuş, burada gözüken de o.
Yoksa seçmen buna böyle bakmasa bu böyle olur mu?
Demek ki yanlı ve yanlış politika uygulamışlar!
Ama şunu iyi bilin ki bütün partilerde meclise girebilmeli ve onlara oy veren kitlelerde burada temsil edilebilmelidir.
Demokrasinin de ilk adımı bana göre zaten budur ama nerde o günler?
Ama bu yoksa bu iş de ta totaliter yapıya doğru koşar adım ilerler diyebilirim!
Ülkeme ve insanlarına da yazık olur derim.
***
İYİ parti; her ne kadar amblemi ve oluşumu ile çeşitli versiyonlarla eleştirilse de, geleceğe umutla bakan insan kitlesinin desteğini alacak yeni bir parti gibi gözüküyor.
Şimdiden bir şey söylemek, yani eleştirmek pek doğru olmaz gibime gelse de, gidişat da zaten ne olacağını kendiliğinden gösteriyor.
Ama yeni kurulmuş bir parti olarak da, ben şahsen daha fazla oy alacağına inanıyorum.
Çünkü her taraftan artık çekilmez kokular geliyor!
Bu seçmen de o kadar basit düşünen değildir hani?
Bu da vatandaşı, seçmeni, istese de, istemese de bu yöne doğru yöneltmiş oluyor.
Durum bu!
Fazla iğneye de gerek yok değil mi?
Çünkü bizim vatandaşımız biraz fanatiktir, bu tür olaylardan da pek hazzetmez.
Yani fazla nefes tüketmeye gerek yok.
Olacak olan olacağı yere varır.
Çünkü devir böyle be dostlar.