OLMAYAN DUAYA ÂMİN DENMEZ!
Hele dinin, inancın, ibadethanelerin ipotek altına alındığı, vicdanın, hukukun ve adaletin de tatile çıktığı bir dönemde dua yapılmaya çalışılıyorsa!
Bak sen işe.
Tabii ki bu bir dua olamaz!
Tabii ki geçersizdir ama edeni ve sorumlusu da bilindiği halde bulunmaz gibidir!
Ama vicdanın, adaletin ve hukukun olmadığı yerde de, bu dua asla dua sayılmaz.
Eğer yapılıyorsa da, yapanlar utansın.
Benden kesik!
***
Nereden çıktı şimdi bu diyebilirsiniz?
Nereden çıkmasın ki be beyim, yetti gali?
Onca sıkıntı, onca çözülmesi ve önüne geçilmesi sorun varken, olaylar varken, Cumhuriyet rejimi askıya alınırken, hukuk düzenini dalgalar sürüklerken bunlar hala yine aynı?
Olmaz olsun böyle siyasi duruş/bakış!
Sağdan bak öyle…
Soldan bak yine öyle!
Yer yerinden oynasa, yine aynı.
Hiç mi değişmeyecekler gali?
Aha Halep, aha arşın!
Yeri belli, ölçüsü belli!
Ama durmadan da hala ölçmeye çalışıyorlar.
Hem de bu işe girdiklerinden beri.
İyi de, ölçsünler/ölçsünler de, ne uzadılar, ne de kısaldılar be kardeşim.
Bir adım dahi ileriye gidemediler.
Ayıptır yahu.
Hiç mi bunlardan başka bu işi bilen yok?
Hele bunlar bir aynaya baksalar!
Kim olduklarını ve ne söylemek istediklerini de bilecekler, bilecekler ama yine de bu nakarattan vaz geçmeyecekler.
Çünkü huylu huyundan vaz geçmez derler.
Hem, kavun tatlı kardeşim, kavun tatlı!
Seni/beni/ülkeyi ve geleceği düşünen mi var?
Nerdeeen?
Varsa da, yoksa da kendileri.
Kim olduklarını her hal usulca anlamışınızdır gali?
Hani şu siyasi partilerin üst kurulları var ya?
Hani demokrasiymiş, insan haklarıymış diyenler var ya?
Hani her dönem, hep ben olayım diye tutturanlar var ya?
Yani bütün siyasi partiler.
İşte onlar be kardeşim.
***
Öyle bir siyasi partiler yasası var ki evlere şenlik!
Niye değişmesi için çırpınmıyorlar?
Niye değişmesi konusunda gerekeni yapmıyorlar?
Tabii yapmazlar.
Çünkü dilediklerini vekil yapıyorlar, dilemediklerini de partiye bile sokmuyorlar.
Dilediklerini de kapının önüne koyuyorlar.
Ne güzel dünya?
Hele o kararların ve söylemlerin arasından çıktığı iki dudak var ya?
Sanki biri yerde, biri gökte mübarekler.
Sanki masal kahramanı gibiler!
Hiç hayra solurlar mı?
Zannetmem.
Hani demokrasi vardı?
Hani insan hakları veya ne bileyim hukuk falan vardı?
Hani seçme ve seçilme hakları vardı?
Hadi canım sende.
Kendinden başka horoz tanımayan varlıklardan hiç insancıklara hayır gelir mi?
Valla gelmez!
Peki, ne olacak?
Değişecekler kardeşim, değişecekler!
Başta CHP değişecek.
Yok öyle “ele verir talkımı, kendi yutar salkımı” hikâyesi!
Yok öyle, “hep ben, ille de ben” hikâyesi!
Ne yaptığınız meydanda, ne söylediğiniz de meydanda?
Hukuk gitti!
İnsan hakları can çekişiyor!
Cumhuriyet rejimi dersen ipi çekildi?
Daha ne duruyorsunuz ki?
Bunlar sizin döneminizde olmadı mı?
Bunlar sizin yaptığınız siyasetin ürünleri değil mi?
Daha ne beklersiniz ki ey kendini demokrat zanneden insanlar?
Daha ne olsun ki?
Daha ne söyleyelim ki?
Yazıklar olsun!
Yukarıda hiç mi yürekli, hiç mi vatansever, hiç mi bu partiyi büyütecek insanlar yok.
Hep mi hesap kitap?
Yazıktır yazık.
Bu insanları siz bundan sonra zor toparlarsınız.
Çünkü daha yenice almış olduğumuz haberler ışığında yukarıda bazı oluşum görüşmeleri başlamış bile!
Eyvah ki eyvah!
İşte bu da aynı âmin denmeyecek bir dua gibi!
Hem de tıpkısı.
Çünkü eski söylemlerle ve eski yüzlerle başarı asla olmaz.
Aynı filmleri seyretmek bezginlik verir.
Bekleyin görün bakalım.
Kendinizi bilemem ama buna inanan insan kitlelerini bundan böyle yok edersiniz gibime geliyor.