NE BİRLİKTELİK AMA?
Büyüklerimiz önemli ve sıkıntılı anlarda ne derlerdi?
Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete!
“Allah sonumuzu hayır etsin” derlerdi.
Bakalım bu aniden ortaya çıkarılan, nedir/nedendir bilinmeden peşinden gidilen referandum olayı da bizleri nerelere kadar taşıyacak?
Öyle ortamlar ve söylemler yaşıyoruz ki sanki yüz yıllık hasımlar birbirleriyle yarışıyorlar gibi!
Nezaket, kibarlık ve üst akıl (meritokrasi oluşumu) tatile çıkmış gibi!
Ne incelik ama değil mi?
***
Yeni kapı olayını anımsıyorum; ne güzel bir birliktelik vardı.
Neredeyse bütün partiler, ayrı bakışlara sahip olan insanlar, kadın/erkek/çocuk; söz konusu ülke ise hiçbir şey düşünmeden bir araya gelen bunca vatansever vatandaşlarımız.
Hem de görkemli ve coşkulu bir şekilde!
Tam da Türk Ulusuna yakışır bir azim ve duruşla.
Uzun yıllar özlemini çekip de zor bulduğumuz güzel bir birliktelik.
Ne güzel bir görüntü idi ama?
Ya şimdi?
Valla esamisi bile okunmuyor!
Tam tersi, tam gaz gidiyoruz bakalım nereye kadar?
Sırf siyasi çıkarlar ve sistem değiştirme adına, ülke insanları olarak ortadan karpuz gibi ikiye bölündük desem yalan olmaz hani.
Yazıktır beyler.
Günahtır ağalar!
Bu gidişat iyi bir gidişat değildir baylar/bayanlar.
Allah sonumuzu hayır etsin.
***
Oy adına, erk adına söylenenlere ve yapılanlara baktıkça içim eziliyor/yanıyor!
Üzülüyorum be dostlar.
Ne diyorlar biliyorsunuz değil mi?
“Biz Şivanperverleriz, biz Ahmet Kayalarız” falan!
Ne diyeyim ki?
Bunlar devlet erkanı.
Aynı, “aşağıda sakal, yukarıda bıyık” hikâyesi gibi!
Ne abesle iştigal ama değil mi?
Ama bu da bir mantalite işte.
Peki, getirisi ne?
Ne olacak, hepsi birkaç bin oy adına yapılan ve söylenen hareketler!
Yazık.
***
Ülke içersindeki halk arasında bölünmüşlük ve huzursuzluk yetmiyormuş gibi, yanlış yapılan politikalarla ve söylenenlerle ilgili şimdi de yurt dışında bulunan gurbetçilerimiz adına sıkıntılar başlayacak diyorlar.
Bir gazetenin haberine göre; Alman hükümetinin oradaki gurbetçilerimiz içinde bulunan radikal yapıların sınır dışı edileceği konusunda çalışma yaptıkları dillendiriliyor.
Ne derece doğrudur bilemem ama bu ülkemiz adına büyük sıkıntılar verecek bir durumdur.
Umarım uyumlu siyasetçiler bu ters giden durumu düzeltmeye çalışırlar.
Yoksa bu da siyasi erk adına ülkemize bir handikap daha yaratacaktır.
***
Yeni kapıyla başladık ama bakalım hangi kapıyla çıkış bulacağız?
Bunu da 16 Nisan’dan sonra göreceğiz.
Yalnız şu iyi bilinmelidir ki; yıkılmış olan 15 Türk Devleti de hep iç kavgalarla, erk adına, yönetme adına yıkılmış olsalar dahi, bu millet yeniden kendi devletini kuracak kadar azimli/yürekli ve kararlılık içersindedir.
Dilerim Tanrıdan böyle günler yaşamayız.