İNSANLARIMIZ YANİ VELİLERİMİZ SORUYOR!
Öyle bir döneme girdik ki; insanlarımızda birbirlerine karşı ne saygı, ne sevgi, ne güven, ne de birliktelik kaldı.
Ne kadar ilgi çekici ve üzücü bir yapı değil mi?
Neredeyse her konuda, her alanda insanlarımız sorgulama yapamadan ve bir işin arkasını da öğrenmeden duramıyorlar.
Çünkü tedirginler!
Tabii ki bu da en doğal haklarıdır.
“Ama bu zamana kadar bu böyle değildi”, diyerek bu konuyu zamanımıza kadar da indirgemiş oluyorlar!
Tabii ki bunun başında da, önce güvensizlik ve şüphe olayı gelmiş oluyor.
Hele bir de eğitim sistemini nasıl dillendirdiklerini bir görseniz ki bunu da ele alırsak bu işin içinden çıkmak mümkün dahi olamaz.
Çünkü bunu zoraki ve sıkıntılı bir yaptırım olarak görüyorlar ve yanlış buluyorlar!
Bu konuda vatandaşlarımız ve öğrenci velileri adeta burunlarından soluyor desem yalan olmaz hani.
Neden bu böyle dersek?
Bu, insanların bazı birim yöneticilerine ve siyasetçilere artık fazla güveninin kalmadığının bir göstergesidir diyebilirim.
Hani zamane çocuğu falan gibi bir şey derler ya, “bu ne”, “bu ne” diye, işte ona benzer bir şey!
Ama bunlar da, öz be öz vatandaşın sesi ve sıkıntısıdır!
***
“Dürüstlüğün, erdemin, doğruluğun, adaletin gereği; saçı bitmedik vatandaşlarımızın da hakkı var denildiği/düşünüldüğü yerde”, umursamazlığın geliştiği, çıkar faktörünün ön plana çıktığı görüldükçe, bu imalı da olsa dile getirmek istediğimiz olaylar daha da ön plânda, hem de dikkat çekici olarak kafalarda ve dillerde yerini almış oluyor!
Lütfen buna inanın.
***
İnsanların dilinde öyle çok konu var ki hayret etmemek mümkün değil.
Ama korkudan da seslerini çıkaramıyor ve gerekli mercilere de iletemiyorlar!
Bunu da resmen bize karşı dile getiriyorlar ama yine de haksız gördükleri olaylarda susmasını/göz yummasını da beceremiyorlar işte.
Olan bizlere oluyor!
Bol/bol fırça yiyoruz!
Niye yazmıyorsunuz, bu konuyu niye kamuoyu ile paylaşmıyorsunuz diye.
İyi de, somut bir delil veya mesnet olmazsa bunu yapmak mümkün mü?
Tabii değil.
İlle de mesnet veya görgü sahibi şart.
Yoksa malum!
Yaşımız zaten ilerledi, bir de akgöz, karagöz şeklinde bununla mı uğraşmayalım!
Ama zamanı gelince, Hacivat/karagöz hepsi de meydana çıkar o başka!
Çünkü bu saklı ve akçeli işler de o kadar değildir.
Her neyse!
Boş yere hiç kimseyi de zan altında bırakmak gibi bir yapımız, bakışımız olamaz.
Ama sorgulamak veya vatandaşın cevap beklediği olayları da es geçmek gibi bir duruşumuz olamaz.
***
İşte bu günkü esas konumuz da bu:
Vatandaşlar ne diyorlar?
Biz hattat Karahisari mahallesinin sakinleriyiz.
Aynı zamanda çocuklarımız da burada bulunan Ticaret Borsası İlköğretim okulunda eğitim görüyorlar.
İki yıl önce okulun etrafına yapılan ve boyanan demir parmaklıklar şimdi söküldü ve yok oldu!
Neden yapıldı, neden söküldü?
Ayrıca sökülen bütün parmaklıklar da ortadan kayboldu!
Bu bizim dikkatimizi çeken ve aklımızı çelen bir olay!
Ayrıca, bunca tatil zamanında duruldu da, şimdi okullar açılınca mı tadilat veya buna benzer bir şeyler yapıyorlar, çünkü bahçede harç karıyorlar.
Bu olur mu diyorlar?
Ya çocuklarımızdan biri zarar görürse diye de üzüntülerini/sıkıntılarını dile getiriyorlar!
Bu konuda bir açıklama yapılırsa da, biz de rahatlamış olsak diyorlar.
Buradaki vatandaşların sesi ve sıkıntıları da böyle!
Takdir ve ilgi yetkililerin!
Saygı ile iletirim.