İLGİNÇ OLAYLAR VE SÖYLEMLER!
Yazımın başında hemencecik belirtmek istediğim dikkat çeken bir olay var!
Hem de ne olay?
Dört gözle beklenenler gibi de diyebilirim.
Darısı garibanların ve emeklilerin başına!
Ama ipin ucu da Sayın Başkandadır.
Bakalım oradan nasıl bir ses çıkacak veya çıkmayacak!
Konumuz ise şu: Yeni göreve başlayan Ankara Büyükşehir belediye Başkanı, şehir içi ulaşım ücretlerini düşürmüş!
Ne güzel.
Bu da garibanlar ve emekliler adına sevindirici büyük bir olay olmuş.
Acaba, “komşuda pişen bize de düşer mi” diye, o nedenle ilimiz insanında böyle bir bekleyiş var?
Benden sadece demesi!
Tabii ki takdir Belediye Başkanının!
Aslında kanal 3 televizyonunda yapılan söyleşi programında buna benzer soruların sorulmasını çok bekledik ama nafile.
Olmaz ki!
Sormazlar ki, sordurmazlar ki!
Peki, ne oldu?
Teşbihte hata olmaz derler; kimse de kusura bakmasın özür dilerim ama “ keller yağırlar, birbirini ağırlar” misali bir söyleşi programı oldu!
Oysa felç duruma gelmiş olan bir şehir içi Trafik olayı var!
El Hükmü lillah!
Bunu hiç duydunuz mu?
Ama kimin umurunda?
Her hal yakın takvimde seçim var gibi!
***
Omurgasızın biri, yani Birleşik Arap Emirlikleri dış işleri bakanı bize, yani ecdadımıza yönelik bakın ne demiş?
Son Osmanlı döneminde, aslanlar gibi İngilizlere karşı Medine savunması veren o zamanki paşamız Fahrettin bey için “hırsız” demiş!
Vay utanmaz vay!
“Besle kargayı oysunlar gözünü” gibi!
Olayın detayını bilmeden bu lafı sarf etmesi, bütün Türk milletine hakarettir.
Esefle kınıyor, bu sözlerini kendisine aynen iade ediyoruz!
Zaten bu zamana kadar hiç dost olmadılar ki?
Bakmayın siz ağızda şapırdayan laflara!
***
Bunlarla ilgili dedem İbrahim’in, yemen savaşlarından çok büyük anıları var!
Ama biz kısaca birini alacağız.
Rahmetli bir kez izine gelmiş ve ananeme anlatmış.
Ama bir kez daha gelememiş.
Rahmetlinin mezarı bile belli değil!
Ananem de bunu bana 9 yaşındayken anlatmıştı.
Ninem o sıralarda 90 yaşında falan idi. Toprağı bol olsun.
Araplar, İngilizlerle birlik olmuşlar, nerede Türk askeri varsa hemen İngilizlere bildiriyor, onlar da pır/pır uçakla gelip onları bomba ve mitralyözle tarıyorlarmış!
Bir Türk askerini esir aldıklarında, önce üzerini arıyor, bulamadığı parayı yutmuştur diyerek, bu yaralı biri bile olsa, karnını yarıp ta bağırsaklarına kadar bakıyorlarmış!
Bu dedem gili ve arkadaşlarını çok hırslandırıyor, siperden çıkmayan ve çölde iyi kamufle olan bedevi askerini siperden veya yerinden çıkarmak için gümüş para atıyorlar, onu kapmak için gelen askeri de ancak böyle vurup arkadaşlarının hırslarını almaya çalışıyorlarmış!
Aslında bu hikâye uzun ama can alıcı noktası da işte bu anıları!
Rahmetli babam madalyası için çok uğraştı ama nafile!
“Gidenin arkasından ancak ağlanır” derler!
Bizde öyle yaptık zaten.
***
MHP Adana milletvekili Sayın Muharrem varlı, meclis kürsüsünden bakın ne diyor?
“Vallahi eleştiri olsun diye söylemiyorum ama ben çiftçiyim, mahvolduk kardeşim vallahi mahvolduk!
Ne buğday para ediyor ne de hayvancılık?
Yetiştiriyoruz, besliyoruz, tam para edecek diye beklerken bir yasa çıkıyor, arkasından et ve buğday ithal ediliyor, bizim buğday ve et fiyatlarımız öyle düşüyor ki büyük zararlar ediyoruz” diyor!
Neredeyse ağlayacak ama kendini de zor tutuyor işte!
Sayın vekilim!
Bu doğrular bu dünyada söylenmeyecekte, nerede, ne zaman söylenecek?
Siz halkın vekili değil misiniz?
Kendi adınıza değil, hiç olmazsa temsil ettiğiniz kitleler adına doğruyu söyleyin ve eleştirmekten kaçınmayın.
Sizin oradaki göreviniz, bu insanlarımızı temsil etmek ve onların haklarını savunmak değil midir?
Bak bu sözlerinizle, siyasi tarihe geçiyorsunuz bunu unutmayın!
Yarın, çocuklarınız, torunlarınız size ne diyecekler hiç düşündünüz mü?
Vaktiniz varsa lütfen düşünün olur mu?
Çünkü tarihin o önemli sayfaları içersinde yer almış durumdasınız.
Benim sevgili vekilim!