HEM DE NE SİYASET?
Evet, bu günlerde siyaset tam anlamında gündemimize girmiş ve adeta bizleri işgal etmiş durumda, hem de iliklerimize kadar!
Ama hem de ne siyaset?
Ta yüzünüze ve özellikle tam da gözünüzün içine bakıla/bakıla!
Ama ne enteresandır ki her alanda yanlış yapılan bu siyasetin de suçlusu bir türlü bulunamıyor!
Nasıl bir dünyada yaşıyoruz görüyorsunuz değil mi?
Ama bu soruyu da her kese değil…
Akli belik ve mantığı yerinde olan vatansever insanlarımız için kullanıyorum!
Amacımız kimseyi kötülemek/yermek veya eleştirmek değil ama yanlışları görmeyenleri de uyarmak görevimizdir diye düşünüyorum.
Çünkü bu öyle bir siyaset!
Çıkar ve beklentiler adına yapılacaklar, babayı oğluyla bile ters düşürebilir, hatta kanlı/bıçaklı bile yapabilir!
İşte bunun somut bir göstergesi; hem de boy olarak geçmiş tarihimizde yaşanmış bir ilk olayımızdır!
Türk boyu olarak ilk hanlığı kuran (Göktürk imparatorluğu) Teoman’a karşı oğlu Mete’nin daha ilklerde yaptırımları!
Erk’i askeri güçle elinden alışı!
Öncesi ve sonrası da var ama öncesi veri/bilgi/done karanlığı içersinde kalırken sonrası, zamanımıza kadar gelen 16 Türk Devletinin, 15’inin yıkılışının içindeki Bakışlar/duruşlar ve yaptırımlar bizlere bunu anlatmaktadırlar!
Eğer bu tarihler içersinde yaşanan, umulmayan, acılar/bozukluklar/insafsızlıklar ve hırslar bize ders olmuyorsa, bizler de yazıklar olsun.
İşte bu siyaset böyle bir şey!
İlkeli/bilgeli/dürüst/adaletli/inançlı ve paylaşımcı bir yapı yoksa bilin ki. Devlet/Millet acı/sıkıntı içindedir!
Ama bu doğruları saydıklarımız varsa, hem Devlet, hem de Millet kalkınmış/büyümüş olarak yaşam/mutluluk içersindedir ve bekası açıkça görünür durumdadır.
Ammaaa!
Bunların ötesinin düşünülmesi bile bize yakışmaz!
Yıkılmış olan 15 Türk devleti bizlere/hepimize büyük bir derstir.
Alana ve umurunda olana tabii!
***
Şimdi bir iki örnekle bu söylediklerimizi zamanımızda birazcık canlandıralım bakalım!
Sayın Bahçelinin yapmış olduğu politikadan bir şey anlayan var mı, bunu bilemiyorum ama çünkü ben bu politikayı çözemiyorum ve bunun tutarlı bir alanına da göremiyorum.
Bizim bildiğimiz, partiler yalnızca, ilkeli/ dürüst ve namuslu bir şekilde devlet yönetmek için kurulur!
Bu işin ötesi olmaz.
Ha koalisyonlar olur ama burada da omuzlara yük biner ve hepsinin de vebali/ sorumlulukları vardır!
Ben burada bunu göremiyorum.
Kimse kusura bakmasın ama.
Bir bileniniz var mı?
***
Bir Sayın Bakan açıklama yapıyor!
Avrupa dâhil, bu coğrafyada bulunan ülkeler arasında en ucuz petrol ve doğal gaz bizim ülkemizdedir!
Var mı sözü olan?
Yok!
Nerden olacak?
Yüzümüze karşı dobra/dobra söylüyor adamcağız, daha ne yapsın ki?
Peki, doğru mu?
İşte bunu da bir bilene sormak lazım.
Çünkü sağımız, solumuz muhalefet dolu!
Ama kendi içlerinde kurmaya çalıştıkları tezgahtan başka ne yapıyorlarsa?
***
Dolar yükseldi, piyasalar zamlandı diye insanlarımız feryat ediyordu.
Halen daha öyle!
İyi de dolar şimdi düştü.
Zamlar niye inmiyor diye de feryat etsenize?
Hani ne diyorlar?
Kem söz sahibine aittir derler ama..!
Sıradan insanlar diyorlar!
Eh sıradan insan isek, o zaman katlanın veya biri gelecek de bizi kurtaracak diye bekleyin bakalım.
Balık kavağa çıkacak mı?
***
Bir Kaşıkçı debdebesi merakla sürüp gidiyor!
Buna da yorum getirmek hakkımız ama şu sıra iş araştırma ve yargı safhasında.
O nedenle bize beklemek ve izlemek düşer.
Zamanı gelince ağzımızdaki bandı çıkarır atarız ve üzerimize görev olanı da yaparız.
***
Papaz davası derseniz papaz’a dönmüş bir dava!
En iyisi susmak!
Çünkü konuşması gerekenler kıyıdan seyrediyor.
Hepsi de sanki tatilde mübareklerin.
Yaşasın bilimci ve bilge insanlar!
Ortam müsait olduğunda at koşturmaya başlarlar ama o zaman da karşılarında söyleyecek kişi pek bulamayacaklar gibi.
İşte bu siyaset böyle bir şey!