HE Mİ?
Rahmetli Nasrettin Hoca’nın,“ nüktedanlıktan ve de biraz da şakadan olsun düşüncesiyle “eşeğe ters binmesi”, ona yaşamı boyunca nasıl bir yaftalamadan kurtulamayıp hep öyle anıldıysa, insanlarımız da bu günlerde yapmış oldukları basit olaylardan, hem de duruşlarından dolayı (düşünce ve söylem) yaftalanmaktan kurtulamaz oldular!
O nedenle bu gün Merhum Nasrettin Hoca’yı bir kez daha anımsayalım dedik.
“Bu da nereden çıktı şimdi” diye sorabilirsiniz?
Ama durum bu!
Çünkü “yukarıda bıyık, aşağıda sakal hesabı”!
Biz de böyle bir yolu tercih edelim dedik işte.
Hani “zülfü kâra fazla dokunmadan” falan gibi!
O nedenle böyle bir yazıyı ele aldık.
Biraz gerçek, biraz da nüktemsi olsun diye!
Çünkü devir he devri!
He mi?
Heee..
***
Her zamanki gibi Nasrettin Hoca’nın etrafını çocuklar çevirmiş, eşeğe ters binmesi içinde tempo tutuyorlarmış.
“ Hocam ters, hocam ters, hoca ters,” diye.
İçlerinden biri de cılız bir sesle “ ya da bize şeker ver” diye bağırıyormuş.
Hocanın kulağına bu bağıran cılız ses takılıvermiş!
Tamam demiş.
Bunlardan kurtulmanın yolunu buldum diyerek eşekten inmiş, çocukları etrafına toplamış ve başlamış ders verir gibi konuşmaya!
Çocuklar hocayı sevdikleri için can kulağı ile dinlemeye başlamışlar.
Hoca: bakın çocuklar, ben din üzerine biraz eğitim almış bir insanım. Ben bir hocayım!
He mi?
Böyle deyince çocuklardan hiçbir ses çıkmamış.
Bakın çocuklar; ben size anlattıktan sonra böyle “ he mi” diye sorduğumda, sizler de hep bir ağızdan “he” diye bağıracaksınız.
Ancak o zaman sizin benim söylediklerimi anladığınızı bileceğim, yoksa bu iş olmaz,“tamam mı,”?
Onlar da tamam demişler.
Hem bunun sonunda hepinize de şeker var demiş!
Böyle deyince çocukların yüzü gülmüş ve başlamışlar hep bir den “he “diye tasdik yapmaya.
Şakayı ve nükteyi çok severim!
He mi?
Heee.
Çünkü insanların gülmesinden ve neşelenmesinden çok hoşlanıyorum.
Onları neşeli görmek bana zevk veriyor!
He mi?
Heee.
Timur’un fillerinin bütün suçunu da bana yüklediler! Bu asla öyle değil.
He mi?
Heee.
Bir daha bana böyle bağırmayacaksınız?
He mi?
Hee.
Tamam demiş, şimdi hepinize de şeker vereceğim.
He mi?
Heee.
Hoca çocuklara şekeri vermiş ve o günden sonra da çocukların bu bağırışından kurtulmuş, kurtulmuş ama cebinden de şekeri hiç eksik etmemiş.
Onu gören her çocuk bu sefer şeker versin diye “ heee” diye bağırmaya başlamasınlar mı?
Pes kardeşim pes demiş ve hoca yürümüş gitmiş!
Nereye kadar?
Ta Akşehir’e kadar!
Nur içinde yatsın.
***
Hadi şimdi de size ders verenlere, hakaret edenlere, hatta küfür edenlere bir bağırın bakalım!
Ne verecekler görelim?
Dedik ya devir “ hee” devri diye!
Yoksa haaa?
Sürçü lisan ettiysek af ola.