HAVASI SERT, İNSANLARI MERT AFYON!
Çok az bir ile nasip olan, o iller için de dillerden hiç düşmeyen, kendilerine özgü onun için yapılan övgüler ve methiyeler vardır.
Meselâ ilimiz için; “ havası güzel, insanları mert Afyon” derler !
“Termal şehri ve mermer yatağı Afyon”!
“Şehitler yatağı Afyon derler!
Her sözün de ilimiz için bir önemi vardır.
Ama Çanakkale’den sonra en fazla şehit veren ve şehitliği olan da ilimizdir!
İlimiz sınırları içersinde tam 18 adet şehitlik vardır!
Hem de Türkiye’nin dört bir tarafından gelip de, İstiklâl savaşına katılan ve vatanı için toprağa düşmüş olan şehitlerimiz.
Ama her halde şu sıralar yine bakımsızlıktan o şehitliklerde otlar bitmiştir!
Ne güzel söylemler ve hak edilen yakıştırmalar değil mi?
Bundan da tabii ki gurur duyarız.
Ama bu arada konuyu meraksızların da bilgisine ve ilgisine sunarım.
***
Böyle deriz ama bu yaşadığımız yıllar içinde de ilimiz oldukça ilgisiz ve bakımsız kaldı diyemez miyiz? (Yeni yapılanmalar, konut alanları hariç).
Deriz tabii.
Çünkü gerçekler neredeyse tepemize çıkacak kardeşim tepemize!
Kış aylarında bu millet adeta zehir soluyor zehir!
Yazık değil mi bu millete, bu insanlara?
Dünya genelinde ilk sekiz ilin içersinde yer alıyoruz.
Bakan mı var?
Umurunda olan mı var, merak eden mi var, bu konuda hiç irdeleyeniniz ve sesini çıkaran da oldu mu ki?
Bana göre hayır.
Ama hep gerçekler söylenir mi, sonra da ayıp olur diyeceksiniz değil mi?
Yazık!
Ne dersek diyelim, ne yaparsak yapalım, gerçekleri dile getirmek bizler için asli bir görevdir.
Bu hangi parti veya hangi parti mensubu olursa olsun söylenir, öne sürülür.
Çünkü bu, bu kentte yaşayan insanlarımızın da haklarını savunmak, dile getirmek, bu halk adına yapılan en kutsal bir görevdir.
O nedenle biz de yaftalanmışız da meğer haberimiz yokmuş.
Ayıptır ve yazıktır!
Al sana gerçekler, hem de ne gerçekler?
Arif olanlar alsın, almayana da saygı duyarız, bunun dünyası da bu diye.
Ama “her koyun kendi bacağından asılır” der büyüklerimiz bunu da lütfen dikkate alın!
Takdir de tabii ki sizlerin!
Bazı kimseler, bazı yöneticilere övgüler yağdırsalar da, bu söylemlere hep birlikte kısmen saygı duyup katılsak da ama var olan gerçekleri de görmemezlikten ve söyleyememekten de asla vazgeçemeyiz!
Çünkü bu il de, bu ilde yaşayan insanlar da, bizler için hem bir hemşeri, hem bir dost, hem bir arkadaş, hem de bir akraba gibidirler.
Bunun aksini de kimse iddia edemez.
O nedenle, sağlıklı ve huzurlu bir insan gibi yaşamaları için de, bazı noksanlıkların ele alınması, irdelenmesi, giderilmeye çalışılması zorunludur, zorunlu.
***
:
O halde önce hava kirliliğini, sonra il trafiğini ve de, hem 1. sınıf, hem de 2. sınıf deprem bölgesi olan ilimizde, çok katlı yapılara/binalara dikkat etmemiz gerektiğine inanıyorum.
Hava kirliliği belli!
İl trafik düzeni ise tescilli!
Yapılanma dersen, Allah göstermesin ama her an bizlere büyük acılar yaşatacak şekilde çoğalıyor!
Bunlar düşündürücü gerçekler değil mi?
Tabii ki var olan sorunlar.
O nedenle, hani diyorlar ya; ne varsa hep akçeli işlerde varmış, çünkü bunun yanında da hep alkış olurmuş diye!
Eh biraz benziyor desem yalan olmaz hani.
Onun için, “Gelen ağam, giden paşam” laf olsun, heybe dolsun misali yaşayıp gidiyoruz işte!