HANİ O ÜÇ “Y” LER NERDE?
Bir zamanlar ilkemizdir diye açıklanan üç “y” diye bir faktör vardı!
Her kesin umutla ve alkışlayarak yaşama geçmesini beklediği.
Neydi onlar?
Hep şu üç “y” yi görüyor ve duyuyorduk.
1- Yasaklar.
2 -Yolsuzluk.
3 –Yoksulluk
Bunların hepsi de ortadan kalkacak ve bunun için mücadele verilecekti.
Peki, ne oldu?
İşte bunu soracak olursak, vatandaşlar ne diyorlar biliyor musunuz?
Uçtu, buharlaştı, yüzünü/yansımasını bile göremedik, diyorlar.
Ama o günlerde de, vatandaşa birazcık olsun, can suyu veya umut diye bir bekleyişi/beklentisini de vermişti!
Evet doğru:
Ya şimdi?
Şimdi ise, o üç “y” nin yalnızca biri var!
Hangisi?
Hangisi olacak yasaklar tabii!
Sanki o dönemde de bunu, bu günler için söylemişler gibi.
Ya-sak-lar!
Adı bile insana tuhaf geliyor.
İlk yasak da Ankara’dan!
Ne tuhaf değil mi?
Önce baş şehirden, yani koca yerden başlıyor!
Ya sonrası?
Vallahi tespih tanesi gibi peş/peşe gelirler, bakın görün!
Bu yasaklar baştan olur da, hiç sonlardan olmaz mı?
Olur tabii.
Hele biraz sabredin.
***
Neymiş bu ilk yasak?
Gün batımından itibaren; saz çalmak, türkü veya marş söylemek, bağırmak, ateş yakmak, açıkçası protesto hakkınızı bu vesilelerle kullanmamak!
Yani haksızlığa uğrasanız dahi sakın sesinizi çıkarmayın, yasak diyorlar.
Ya ikincisi?
Dedim ya peş/peşe gelir diye.
İkincisi de; saraylardan sorumlu bürokratlardanmış!
Vay anasını.
Bu neymiş?
Küçük çocukların “Dolmabahçe Sarayına” girmesi yasaklanmalıymış!
Hele/hele, bak sen?
Nedeni ne?
Nedeni de; merdivenleri yüksek ve uzunmuş, çocuklar yorulur veya düşermiş!
Hadi canım.
Ufak doğrayın da yesinler bari.
Peki, vatandaşlar ne diyor?
Ne diyecekler, dedikleri şu:
Şunu iyi bilin ki bu Atatürk sevgisini ve inancını hiçbir şekilde ve hiçbir zaman bu milletin elinden, ne yaparsanız yapın, alamazsınız.
İstiklâl savaşına katılanlar, vatanseverler ve bunların torunları, bunu asla unutmazlar, unutturmazlar diyorlar!
Vay be.
***
Sayın Bahçelinin bir sözü var, daha dün söylenen!
Ne demiş?
“Kavurmacılar aklanıyor, baklavacılar korunuyor, bu yanlış oluyor, demiş!
Bak hele.
Günaydın Sayın Bahçeli, günaydın.
Ama su köprüyü böldü!
Bekle ve gör bakalım daha neler olabilecek?
***
Fetö araştırma komisyonu başkanı Sayın Petek’den yeni bir iddia ortaya atıldı!
Vay be.
Neymiş?
Siyasilerin yeni bir ayağı falan mı bulunmuş?
Yook canııım.
Ne olacak, bunca zamandır siyasetin Fetö ayağını bulamamışlar ama bir çırpıda Fetö’nun 1967 yılında İzmir CHP’sine beş bin lira bağış yaptığının belgesini bulmuşlar!
Vay canına.
Helâl olsun be, ne araştırma ama?
Ne buluş ama?
Pes doğrusu.
Söyleyecek lafım yok azizim!
Ne olur, ne olmaz.
Hani yasaklar falan var ya?