GIY GIYCI İSMAİL!
Zamanın berrinde, 7-8 yaşlarında iken yaşadığımız köyde elinde kemanla gezen ve adına gıy-gıy İsmail denen biri vardı!
Allah rahmet eylesin ve toprağı da bol olsun.
Biraz kafadan noksan olsa da, kimseye zararı dokunmayan ama elindeki kemanla da, sevdiklerine veya sevmediklerine karşı, çaldığı kemanın ritmiyle kendince seslenmiş olurdu.
Sevdikleri için, sanki serenat yapar gibi; gııııy da gıııy gıııy…
Sevmedikleri içinde, gıy- gıy da- gıy, gıy gibi hareketli çalarak düşüncelerini ve bakışlarını ifade etmeye çalışırdı.
Sabah oldu mu köyün bütün çocukları, gıy- gıy İsmail’i bekler, adeta onunla günlerini akşam ederlerdi.
Bazen çocuklarla birlikte oturur, sanki onlarla sohbet eder gibi de kafasını ve ellerini hareket ettirerek anlatıyormuş gibi görüntüler verirdi!
Fazla konuşmazdı ama heyecanlandığı zaman ağzından manasını dahi anlayamayacağınız yüksek tonda sesler çıkarırdı!
Yani:
Köy düğünlerini bilirsiniz. Yemekler yenilir, düğün sahibi varlıklı ise içkiler dökülür, (içilir) sonrası da malum, kavgasız/nizasız düğünler olmazdı.
Sanki bunlar köyün bir âdeti gibi de tekrar/tekrar yaşanır dururdu.
Allah vermeye ki hiç kimsenin de burnu kanamazdı.
Çünkü büyükler hemen araya girer ve kötü bir olayın olmasına mani olurlardı.
İşte böyle bir günde; bizim gıy- gıy İsmail’i bağırarak ve bir şeyler söylerken bulurlar!
“Yetişin canavarlar öpüş var öpüş” diye hem de bas/bas bağırırken!
Ne demek istiyor bu diye hemen yanına toplanırlar...
“Ne diye bağırıyorsun lan gıy-gıy” İsmail derler?
O da heyecanlı bir şekilde, eliyle bir yeri göstererek; “öpüş var, öpüş” diye bağırıp ileride olan bir kavgayı göstermeye çalışır.
Meğer ileride bir kavga varmış da onu duyurmaya çalışıyormuş.
Ama anlayabilirsen anla tabii?
Ne demek istiyormuş diye sorduğumuzda da aldığımız yanıt yani anlamı?
“yetişin jandarmalar dövüş var dövüş” diye bağıracağına; “yetişin canavarlar öpüş var öpüş” diye bağırıyormuş!
Eh, gıy-gıy İsmail bu!
Ne yapacağı belli olmaz!
Bu da bir anı işte!
***
Bir zamanlar için gıy_gıy İsmail derken, inanın zamanımızın siyasi zeminde de buna benzer ne gıy- gıylar var biliyor musunuz?
Vallahi birbirlerini ağdırmazlar!
Sanki gökten zembille inmiş gibi bir gururla etrafına öyle bakarlar, dururlar ve öyle söylerler ki vallahi sen de bu tipleri insan zannedersin!
Aklı başında, bilgili, hümanist ve yardımsever bir kişi dersin!
Olayları bilen/gören ve insanları yönlendirmeye çalışan bilge insan gibi düşünürsün!
Sözü/sazı dinlenir, dürüst ve ilkeli bir âdem diye imrenirsin!
Ama gel gör ki o karakter yok mu o karakter!
İşte o kökü kuruyası karakter…
İşte onu gördüğün zaman da…
Ağzına ne gelirse sıralar durusun!
Vallahi saydıkların ve söylediklerin de az gelir!
Bunlar; bu gibi kıytırıklar, inanın bulunduğu mahallerde adeta insanları birbirine sokmak için sanki yarış yaparlar!
Çünkü bu tiplerde; ilke yoktur, dostluk yoktur, sevgi/saygı yoktur, arkadaşlık yoktur, inanç, hak/hukuk yoktur!
Varsa gibi gözüküyorsa da, bilin ki çıkar veya işini sürdürmek içindir!
Çünkü egoisttirler!
Çünkü megalomandırlar!
Çünkü çıkarcıdırlar!
İnançları veya parti inanışları doğrultusunda ne gezerler, ne çalışırlar, ne de zaman ve para harcarlar!
Ama lafa/söze gelince de mangalda kül bırakmazlar!
Sen bu tiplere karşı cephe aldığın zaman da, ellerinin beş parmağında beş kara, sana sürmeye, gıyabında atmaya/tutmaya veya seni kötülemeye çalışırlar.
Bana göre bunlar insan değil, adeta zamanı sona erdirmek için var olan eciş/bücüşlerdir!
Çıkarlarına veya siyasi beklentilerine karşı durduğun zaman da, en kötü insan olarak seni anlatmaya, karalamaya ve yaftalamaya çalışırlar!
Şimdi, Allah aşkına bu yazıyı okuyan her insanıma sormak istiyorum?
Bu tür insanlardan; bulundukları cemiyete, bulundukları partiye, insanlığa, vatana/millete, garip/gurebaya fayda gelir mi?
Sizleri bilemem ama bana göre vallahi de, billahi de gelmez!
Ama uygulamanın gözü kör oldun işte!
En yanındakilere bile faydası olmayanın, kime ne faydası olur ki?
O nedenle; nerede bulunursanız bulunun…
Hangi ortamda olursanız olun…
Nasıl bir bakışa da sahip olursanız olun; vatanını/milletini, hakkı/hukuku/adaleti ve insanlarını sevenler, bu karakterlere karşı durmaları bir insanlık, bir vatanseverlik görevleridir diyorum.
Bu türlere yazıklar olsun!
Ayrıca bu bir genellemedir, kimsenin de üzerine alınmasına gerek yoktur ama yaşam da budur.
Arif olanlar anlar!
***
SHP’de ve CHP’ de; il yönetim kurulu üyeliği, Mrk. İlçe Başkanlığı, İl Başkanlığı, ayrıca 2001 ve 2005 yılları arasında da iki dönem İl Başkanlığı yapmış ve 5 genel seçim, 6 yerel seçim yaşamış biri olarak…
Her ne kadar vekilimiz mahallemizde, benim ve arkadaşlarımızın hazırladığı listeden emri vaki olarak adımı çıkarttırsa da, mahallemden kura ile de olsa seçilerek ilçe delegesi çıktım!
Bana destek veren ilkeli ve yiğit arkadaşlarıma da sevgi/saygı sunarım.
Sağ olsunlar.
İlkeli inanlara, il genelindeki sevdiklerime ve dostlarıma duyurmaktan da mutluluk duyarım.
Hani bir Atasözümüz vardır ya?
Her zaman bunu demişimdir!
“Ne oldum değil, ne olacağım” diye!
Sevgi/saygı bizden!