FEHMİ KORU’NUN KİTABI!
Bu gün, Sayın Fehmi Koru’nun anılarına yönelik yazmış olduğu kitaptan bazı açıklamaların yapıldığına şahit oldum.
Şaşırmadım ve de merak etmedim değil hani.
İnanın çok ilgimi çekti.
Kısacık bilgi almış olsam da, öyle enteresan yaşam anıları var ki hayret!
Hani Feto’yu ziyaret gibi falan!
Hem de birçok kişinin ipini pazara çıkarabilecek şekilde!
Hani derler ya, kim ne derse desin, “bunu yaşayan bilir” diye.
İşte biz de bu yaşayanın kitabını bulup okumamız ve sizlerle de paylaşmamız gerekecek.
Dilerim buluruz.
Elinde bu kitaptan olan varsa da, emaneten okumak için rica eder bundan da mutluluk duyarım.
Çünkü hakikaten çok önemli ve her Anadolu insanının da okuması gereken bir kitap!
***
MAKARİYOS HEYKELİ!
Sayın Yurdunuseven’in gazetelere vermiş olduğu “Makarios’un heykeli” ile ilgili demecini okudum ve şaşırdım.
Bu demecin, ne yapılmak istendiği bilinmemekle birlikte, Sayın başkana yakışmadığını görmekten de üzüldüğümü ifade etmek isterim.
Yanlış bir demeç!
Çünkü insanlar irdeler ve sorabilir!
Neyi kaşımak isterler ki diye?
Yaftalamak istediği bu tür iddialar yalnız CHP’ lileri değil, bütün vatansever ve Milli ruh taşıyan tüm insanları da üzer.
CHP’ni eleştirir, her türlü fikirsel söylemlerinizi de yapar, bunu kamuoyu ile paylaşabilirsiniz buna saygı duyarım.
Ama “Makarios” gibi bir adamın heykelinin dikilmesi konusunda ki düşüncelerinize, söyleminize ve ithamınıza katılmak mümkün değildir.
Çünkü:
Velev ki böyle bir yanlışlık veya böyle bir hata oldu diyelim!
Siz bu milletin evladı olarak bundan üzüntü duymaz mısınız?
Sanki sizlerden ayrı insanlarmış da, böyle bir hata yapmışlar gibi mi bakarsınız?
Bana göre hayır ama ötesini bilemem!
Siyasetiniz/bakışınız/duruşunuz ayrı olabilir ama vatanımız aynı!
Aynı ülkenin insanlarıyız.
Varsa böyle bir yanlışlık, bir hata; kendinizi bundan soyutlayarak bakmanız için bazı nedenlerinizin olması gerekir ki ben şahsen böyle bir nedeni merak ederim.
Bilirim/öğrenirim ve buna saygı duyarım.
Bunun dünyası ve bakış açısı bu diye.
Ama benim gibi, bizim gibi düşünmüyor, benim ve bizim dediklerimizi de yapmıyor gibi bir bakışla, ülke insanımı, (bu kim olursa olsun) ayrı bir kategoriye koyarak tarihsel verilerle suçlamak, bundan da siyasi rant elde etmek gibi bakış/duruş asla doğru olmaz.
Çünkü bu tür tarihi veriler; sevabıyla/günahıyla bizimdir/ hepimizindir.
Hiçbir iş kalmadı da sıra bunlara mı geldi diye insanlarımız sorabilir?
Unutmayın ki; 1974 yılı, Merhum Ecevit ile merhum Erbakan’nın hükümeti döneminde, Amerika’ya ve garantör devletlere dahi kafa tutarak yapılmış olan bu Kıbrıs harekâtı, ülkemiz insanlarının gıpta ettiği, göğsümüzün kabartıldığı milli bir başarıdır.
İçeriğinin de iyi bilmesi gerekir.
Kurtuluş savaşında yedi düvele karşı bağımsızlık ve Üniter bir devlet olma adına mücadele veren, aynı bakışı/uygulamayı da, Kıbrıs’ta yaşayan insanlarımızın özgürlüğü adına yapılan Kıbrıs harekâtında da gösteren bu insanların duruşlarına/bakışlarına karşı yapılan bu itham, bu yaftalama üzücüdür.
Tarih ve kabul edilmezler üzerinden insanları, kitleleri zan altında bırakarak yaftalamak hiç de doğru olmaz.
Umarım bu eleştirim sizleri kırmaz.
Tarihe baktığımız zaman bizleri/hepimizi üzen birçok hataları görebiliriz.
Örneğin; son Osmanlı padişahı Mehmet Vahdetinin İngiliz mandasına girme konusundaki aldığı kararı ve istiklâl savaşına yönelik çıkartmış olduğu ferman gibi!
Bunlar bizim/hepimizin tarihsel ayıbı/hatası olabilir…
Fakat bunlara yönelik söylemler, bu zamana kadar siyasi alanda hiç konu bile edilmemiştir.
Onun için bu ülke ve insanları asla ayrışmaz/ayrıştırılamaz.
Biz geleceğe yönelik kendi yapacağımız doğrulara doğru bakalım derim.